İzmir’de de İzmir Barosu öncülüğünde hayvan hakları dernekleri ve hayvanseverlerin katıldığı basın açıklaması İzmir Adliyesi önünde yapıldı. Basın açıklamasında konuşan İzmir Barosu Başkan Vekili Av. Mustafa Çetin, ülkemizde uzun zamandır hayvanlara yönelik saldırıların artarak devam ettiğini ifade ederek “Ramazan Bayramı’nın ikinci günü yavru bir köpeğe karşı gerçekleşen vahşet dolayısıyla da üzüntülü ve kızgınız” dedi. Bir an önce hayvanlarla ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade eden Av. Mustafa Çetin tüm hayvanseverleri İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’nun çalışmalarını desteklemeye çağırdı. Ülke olarak gelecek nesillere aileden, ilkokuldan itibaren insan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisinin aşılanması gerektiğini ifade eden Av. Mustafa Çetin “geleceğe yaşanabilir bir dünyanın yanısıra ona sahip çıkacak, sevgi ve hoşgörüyü bilen nesilleri de bırakmamız lazım” dedi.

“Gerçek Adalet; İnsan ve Hayvan Ayırt Etmez. Katil Katildir!” “Hayvana Eziyet Kabahat Değil Suçtur!”, “Hayvana Şiddete Ertelemesiz Hapis Cezası” gibi dövizlerin açıldığı basın açıklamasını İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gonca Arkoç okudu. Mevcut düzenlemenin hayvanlara karşı işlenen suçları engellemeye yetmediğinin vurgulandığı basın açıklamasında “hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir” denildi.

Basın açıklamasında yavru köpeğin katledilmesi ile çokça tartışılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin değişiklik çalışmalarının tekrar gündeme geldiği ifade edilerek, tasarının Meclis'te bekleyen haliyle kabul edilebilir olmadığı vurgulandı. Taslağın hayvan hakları alanında ihtiyaç duyulan önlemlerden yoksun olduğu ifade edilen açıklamada “tasarının hayvan hakları alanında uzmanlardan oluşturulacak yeni bir komisyon tarafından sıfırdan ele alınması gerekmektedir” denildi.

Yapılan basın açıklamasının tamamı şöyle:

Hayvan Hakları Yasası İçin Daha Neyi Bekliyoruz?

Biz hayvan severler ve yaşam hakkı savunucuları, Sapanca’da ormanlık alanda hunharca kolları, bacakları, kuyruğu kesilerek ölüme terk edilen ve hayatını kaybeden yavru köpek  için tek yürek olarak burada toplandık.

Avukatı, sanatçısı, siyasetçisi, kadını, çocuğu, yaşlısı-genci ile toplumun her kesimini derinden sarsan bu cinayet, ne yazık ki hayvanlara karşı yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak uygulanan; bizlerin de her fırsatta dile getirdiği zulmün bir sembolü haline geldi.

Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her  hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Bakışlarını, yaşama tutunmak için verdiği mücadeleyi hiç unutmayacağımız hayvan dostumuzun hesabını adalet önünde sormak üzere, tüm yaşam hakkı savunucuları olarak suç duyusunda bulunacağız. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi  olacağız.  Bunun için duyarlı halkımıza söz veriyoruz.

Öncelikle (bizlere göre henüz faili belli olmayan) bu cinayeti ve sorumlularını, NEFRETLE kınıyoruz!

Ve kaybettiğimiz o minik canın özelinde hayvanlara yapılan işkence, tecavüz, şiddet, kötü muamele ve cinayetin geldiği akıl dışı boyutları ve tabii yapılması gerekenleri usanmadan bir kez daha tüm Türkiye'ye duyuruyoruz:

Ağzı süt kokan bu yavruya ACIMASIZCA uzanan eller, ilk fırsatta insana da uzanacaktır. Aramızda serbestçe dolaşan bu katillerle aynı ortamda, hiç bir şey olmamışçasına nefes almak istemiyoruz.

Bu elim olaya siyasi liderlerin, siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz. Ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen "doğru-yeterli-uygulanabilir" yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur.

T.C. Anayasasının temel ilkelerinden olan Hukukun üstünlüğü ilkesi  vazgeçilmezimizdir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği ülkelerde  talimatlar ya da telkin görüşler değil, yasalar ve evrensel hukuk ilkeleri esastır. Aksi durum  yargının bağımsızlığına gölge düşürecek ve devletin dünya kamuoyunda saygınlığını yitirmesine sebep olacaktır.

Yavru köpeğin katledilmesiyle yakın geçmişte kamuoyunda tartışılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin değişiklik çalışmaları tekrar gündeme gelmiştir. Taslak, Meclis'te bekleyen haliyle kabul edilebilir değildir. Hayvan hakları alanında ihtiyaç duyulan önlemlerden yoksundur ve hayvan hakları alanında uzmanlardan oluşturulacak yeni bir komisyon tarafından sıfırdan ele alınmalıdır. Baroların hayvan hakları merkezleri ve komisyonlarına gerek yasanın hazırlanması gerekse yasanın uygulanması noktasında yetki verilmeli, hayvan hakkı ihlallerine ilişkin davalarda doğrudan ve zorunlu müdahillik hakkı temin edilmelidir.

Bu çalışmaya geçmişte yaptığı gibi bugün de katkı sunmaya hazır olan bizler şu önerilerimizi tüm siyasilerin ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:

•        Avrupa’da olduğu gibi, hayvanlara kanunen “hukuki statü” tanınmalı; hayvanlar “Mal” değil “Can” kabul edilmeli;

•        Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın, tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı,

•        Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler “Kabahat” olmaktan çıkartılıp “Suç” olarak tanımlanmalı,

•        Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı,

•        Getirilecek cezalar "para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte" belirlenmeli,

•        Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine “şikâyete bağlı suç” olmamalı.

•        Şikâyet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli,

•        Hayvan severlere kapılarını kapatan İl ve İlçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli,

•        Belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli,

•        Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli,

•        Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı,

•        Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı,

•        Tüm Türkiye’de Fayton işkencesi sonlandırılmalı,

•        Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı,

•        Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı,

Mevcut düzenlemenin hayvanlara karşı işlenen suçları engellemeyi yetmediğini tüm toplum olarak görmekteyiz. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu nedenlerle yukarıda saydığımız içerikteki yasal düzenlemenin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi hususundaki zorunluluğu yasa yapıcının ve kamuoyunun dikkatine arz ederiz.

                                                                                                                

İZMİR BAROSU