Yargıtay Başkanı Cirit, Adli Yıl Açılış Töreni'ndeki konuşmasında, "Hukuk fakültelerinin sayısında, son yıllarda yaşanan olağanüstü artış, hukuk sistemimiz bakımından önemli riskler doğurmuştur. Bu risklerin en büyüğü, yetersiz hukuk eğitimi alan kişilerin hakim ve cumhuriyet savcısı olmasıdır. Temel hukuk eğitiminin yetersiz olması, meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerin verimini de düşürmektedir. Bu durum, hatalı karar sayısını artırarak, adli hizmetlerin kalitesinin düşmesine neden olmaktadır" dedi.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, dün, 2017-2018 Adli Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.

"İYİ HUKUKÇULAR YETİŞTİREMEZSEK..."

Genel eğitim ve hukuk eğitimindeki yetersizliklerin, adli hizmetlerin kalitesini olumsuz etkilediğini dile getiren Cirit, "Bir hukukçunun insan hakları, insan sevgisi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, objektif olması, analitik düşünmesi, sorgulama yeteneğinin bulunması, olayları kuşkuyla süzebilmesi gerekir. Bu niteliklerin, temel eğitim aşamasında bireylere kazandırılması zorunluluktur. Aksi halde hukuk eğitimi ne kadar iyi verilirse verilsin arzulanan ölçüde, kaliteli ve iyi hukukçuların yetişmesi mümkün olmayacaktır. Düşünmeyen, sorgulamayan, araştırmayan, ezbere dayalı bir temel eğitim üzerine iyi bir hukuk yönetimi inşa etmemiz mümkün değildir. Kaliteli hukuk sistemi için iyi uygulamacılara ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. İyi hukukçular yetiştiremezsek hangi sistemi getirirsek getirelim, başarılı sonuçlar elde edemeyeceğimizin farkında olmamız gerekir" diye konuştu.

"RİSKLERİN EN BÜYÜĞÜ, YETERSİZ EĞİTİM ALAN KİŞİLERİN HAKİM VE CUMHURİYET SAVCISI OLMASI"

Hukuk fakültelerinin sayısındaki artışa da değinen Yargıtay Başkanı Cirit, şöyle devam etti: "Adli hizmetlerin kalitesinin sağlanması bakımından önemli bir faktör de etkili bir hukuk eğitimidir. Lisans, lisansüstü, doktora eğitimlerinin yanında meslek öncesi, meslek içi eğitimin belli bir standardın ve kalitenin üzerinde olması gerekir. Hukuk fakültelerinin sayısında, son yıllarda yaşanan olağanüstü artış, kanaatimce 85 hukuk fakültesi ve bir kısmı da beklemekte, hukuk sistemimiz bakımından önemli riskler doğurmuştur. Bu risklerin en büyüğü, yetersiz hukuk eğitimi alan kişilerin hakim ve cumhuriyet savcısı olmasıdır. Temel hukuk eğitiminin yetersiz olması, meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerin verimini de düşürmektedir. Bu durum, hatalı karar sayısını artırarak, adli hizmetlerin kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Önerimiz olarak, hukuk fakültelerinin lisans eğitiminin 5 yıl olması, birinci sınıflarda hukuk sosyolojisi, hukuk tarihi, hukuk felsefesi, Türkçe dil bilgisi derslerinin zorunlu olarak okutulmasının hukuk eğitiminin kalitesini artırması bakımından yararlı olacağını düşünmekteyiz"