ANKARA - Gerçeker, Türkiye Barolar Birliği'nde düzenlenen Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin yönetim kurulu toplantısına gelişinde gazetecilerin, " 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' davası ile Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki 'Ergenekon Terör Örgütüne Üye Olmak' iddiası kapsamında görülen davayı birleştiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 11. Ceza Dairesi arasındaki olumlu görev uyuşmazlığının çözülmesi için dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi kararına" ilişkin sorularını yanıtladı.

Hukuki sürecin işleyeceğini, konunun Genel Kurul'un takdirine kaldığını ifade eden Gerçeker, "Bu konularla ilgili bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Ama hukuk neyse, yasalar neyse onun uygulanması gerekir. Bunları bizler elbette Yargıtay yüksek mahkemeleri olarak takip ediyoruz, ama takdir edecek makamlar bunu kendileri değerlendirecek" diye konuştu.

"Geçen hafta verilen birleşme kararları ve tahliye kararı hukukçulardan eleştiriler aldı, biliyorsunuz" denilmesi üzerine Gerçeker, "Bir yerde hukuk konuşulurken herkesin susması lazım, ama bakıyoruz ki hukukçular konuşmuyor ya da konuşamıyor. Hukukçu olmayanlar hukuku daha iyi bildikleri için hep onlar konuşuyor. Biz onları dinlemekle yetiniyoruz" dedi.

"Eleştiriler ses kayıtları ile ilgiliydi ve bu kayıtlarda konuşulanlar aynen çıktı. Hem tahliye, hem birleştirmeler oldu. Bu yönde sizin bir incelemeniz olacaktı. Süreç şu anda nasıl işliyor?" sorusuna da Gerçeker, şu yanıtı verdi:

HUKUKSUZ DİNLEME VE SERVİSİN KAYNAĞI ARAŞTIRILIYOR
"Hukukun üstünlüğü diyoruz. Yasalar var. Usul yasaları var. Dinlemelerin nasıl yapılacağı, nasıl yapılması gerektiği o yasalarda kurallarla belirlenmiş. Bu kuralların dışına çıkılmaması gerekiyor. Bunların yasalara aykırı olarak bu şekilde servis edilmemesi gerekiyor. Bunlar hep birbirleriyle ilişkili şeyler. Araştırıyoruz. Bir sonuç alamadık. Daha bir sonuç gelmedi bize. Nereden kaynaklanıyor? Nasıl dinlendiği yasal mıdır, değil midir? Bunlar araştırılacak. Ondan sonra ancak bir sonuca varılacak. Onun için şu anda soruşturma devam ediyor. Sonucunda hukuk, yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır."

TAM BAĞIMSIZ BİR YARGI SİSTEMİ İSTİYORUZ
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Türk yargıçları, hukukçuları, hakim, savcı ve avukatları olarak, yasama ve yürütmenin etkisinden tamamen arınmış, çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağımsız bir yargı sistemi oluşturulmasını istediklerini belirterek, "Ama yapılmak istenen değişiklikler ne yazık ki yargıyı tamamen yürütmenin etkisine sokacak nitelikte değişikliklerdir" dedi.

Gerçeker, Türkiye Barolar Birliği'nde düzenlenen, Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (MEDEL) Yönetim Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, yargıçlar olarak yargı bağımsızlığını her zaman koruyup kollama görevleri bulunduğunu söyledi.

Çağdaş, anayasal ve özgürlükçü demokrasinin en baş koşulunun, yargı bağımsızlığı olduğuna işaret eden Gerçeker, bunun için artık uluslararası alanda da büyük çaba göstermek gerektiğini belirtti.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiş olsa da bunlar arasında az ya da çok egemenlik mücadelesinin sürdüğünü ifade eden Gerçeker, "Bugün bütün çağdaş demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir" diye konuştu.



Bu anlayışı, "Adalet devletin temelidir" ifadesinin en iyi şekilde ifade ettiğini, kendilerinin de Türk yargıçları ve hukukçuları olarak bunu devam ettirdiklerini kaydeden Gerçeker, bu yolu açan Atatürk ilkeleri ile O'nun gösterdiği doğrultuda kurulan Cumhuriyet'in temel ilkelerinin demokrasi ile özdeşleşmiş durumda olduğunu vurguladı.

Demokrasinin, ülkeye Cumhuriyet ile geldiğini ve güçlendiğini, bu nedenle ikisinin ayrılmasına imkan bulunmadığını belirten Gerçeker, "Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir. Böylece demokrasiyi güçlendirip geliştirebiliriz" dedi.

Birkaç yıl öncesine kadar hakim ve savcıların haklarını koruyup kollayacak bir örgütleri bulunmadığını, YARSAV'ın bu konuda önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Gerçeker, toplantının Türkiye'de yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

YARGI REFORMU
Konuşmasında, yargı reformuna yönelik çalışmalara da değinen Gerçeker, şunları söyledi:

"Türkiye bugün bir yargı reformu sürecinden geçmektedir, ancak reform bilindiği gibi 'iyileştirme' anlamında kullanılmaktadır. Ama MEDEL Başkanı Sayın Monetti'nin görüşmemizde de söylediği gibi, bizim düşüncemize göre bir reform değil, antireform söz konusudur. Bu maalesef dünya ve Avrupa kamuoyuna farklı şekilde yansıtılmaktadır. Biz Türk yargıçları, hukukçuları, hakim, savcı ve avukatları olarak, yasama ve yürütmenin etkisinden tamamen arınmış, çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağımsız bir yargı sistemi oluşturulmasını istiyoruz. Ama yapılmak istenen değişiklikler ne yazık ki yargıyı tamamen yürütmenin etkisine sokacak nitelikte değişikliklerdir. Bu konuda da değerli konuklarımızın gerek Avrupa, gerekse dünya kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda yardımcı olacaklarına gönülden inanıyoruz."

Gerçeker, bu tür toplantıların yargı bağımsızlığı mücadelesine katkıda bulunup güç katacağını sözlerine ekledi.

MEDEL Başkanı Vito Monetti de Gerçeker ile yaptığı görüşmede, Türkiye'de yargıya ilişkin zor süreç konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını belirterek, "Maalesef kötü örnekleri devamlı görüyoruz" dedi.(A.A)