ANKARA - Hukukçular Birliği Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, genel seçimlere 6 ay kalmışken, iki dilli yaşam girişiminin zamanlamasının dikkat çekici bulunduğu ve oy hesapları ile yapıldığının düşünüldüğü ileri sürülerek, ''Ne var ki yasama ve yürütmenin başı olan organlar tarafından dile getirilen tepkiler siyasi olarak tabii karşılanabilir ise de ancak çağdaş demokrasi kriterlerine göre olağan olmayanın, askeri bürokrasini bir gündeminde yerini almadır'' ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, Genelkurmay Başkanlığının internet sayfası üzerinden yapılan açıklama ile yine ve yeniden siyasi söylem içerisine girerek Türkiye'nin siyasetine müdahale etmek istendiği iddia edildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

''Genelkurmay, devletin vatandaş tarafından yönetildiği değil vatandaşın devlet tarafından yönetildiği bir siyaset kültürüyle yetiştiğinden Kürtçenin tartışılmasını kesmek üzere böyle insan zihnini rahatsız eden bir müdahaleyi yine yapmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri artık demokrasiyi özümseyerek sözde değil özde demokrat olmaları gerektiğini anlayarak söylenmesi gerekeni siyaset kurumuna, yargı kurumuna bırakmalıdır.

Siyaset yapmak askerin görevi değildir. Elinde silah olanın çıkıp da taraf olduğunu ilan etmesi toplum tarafından açıkça darbe tehdidi olarak algılanmaktadır.''

Açıklamada, özünde devletlerin güç ve kuvvet kullanmasını gerektiren durumlarda, yasama ve yürütmenin ortak işlemi ile devreye soktuğu siyasi otoriteye bağlı olması gereken askerlerin, çok boyutlu sorunların çözümünde bir aktör olarak kendiliğinden devreye girmesinin, üniter devletin korunmasına hizmet etmeyeceği savunuldu.

''Askerlerin siyasi olaylarda bu şekilde devreye girmesinin, toplum nazarında üniter devletin hukuk zemininde değil, askeri güçle korunduğu ve sürdürüldüğü izlenimi verdiği'' ileri sürülen açıklamada, bir ülke toplumunun bütün kesimlerinin birlikte yaşamasın ve medeniyetin nimetlerinden faydalanmasının ancak hukuk yoluyla gerçekleşebileceği belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Askeri bürokrasinin, siyasi bir organ gibi ülkemizin hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarına müdahil olma alışkanlığını devam ettirmesi, toplumun kardeşlik ve farklılıklara saygı ve hukuk temelinde yükselen birlikte yaşama istek ve iradesini yok edecektir. Bu tür yersiz müdahalelerin devam etmesi korkarız gelecekte ülkenin bölünmesine neden olacaktır.''