Panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Turgay Demirci, 21. Yüzyılda bir hukuk kurumunda ölüm cezasının konuşulmasını yadırgadığını ve dünyada ölüm cezası bulunan ülkelerin çok azaldığını söyledi. Türkiye’de çeşitli konularda yargıya talimat verilmesini siyasetin yargı üzerindeki etkisinin kesin kanıtı olduğunu belirten Demirci, Habur’da çadır mahkemeleri kurulması, Oslo’da teröristlerle masaya oturulması, MİT Müsteşarının soruşturulması isteminden Başbakan’a dayanan ÖYM’lerin gücü karşısında ölüm cezasının yeniden konuşulmaya başlandığını bildirdi. 1984 yılından bu yana ölüm cezası uygulamasının bulunmadığını 2002 yılında da Anayasa’dan çıkarıldığını hatırlatan Turgay Demirci, olayın siyaseten tartışıldığını ve toplumun oluşturulmasına çalışıldığını ifade etti. Sunumunu AB Hukuku Komisyonu Sekreteri Av. Ece Yetiş’in yaptığı ve Komisyon Eşbaşkanı Av. Lütfü Ertuğrul Yeşilaltay’ın yönettiği panelde konuşan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Gemalmaz, ölüm cezasının geri getirilmesi konusunun hukuki olmaktan çok siyasal bir konu olduğunu, ölüm cezasının geri getirilmesini istemenin faşizan bir yaklaşım olduğunu söyledi. İstiklal Mahkemeleri dâhil, Türkiye’de uygulanan ölüm cezası ve uygulaması hakkında dokümanter bilgi veren Gemalmaz, ölüm cezasının geri getirilmesine Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerinin izin vermeyeceğini, Avrupa Konseyi üyeliğinin yerleşik ve vazgeçilmez şartının üye ülkede ölüm cezasının bulunmaması olduğuna dikkat çekti. Gemalmaz, “Türkiye Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkmayı göze alamaz” dedi.

"İDAMI GERİ GETİRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ" 

Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, terörist Öcalan yargılanırken 2002 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile ölüm cezasının, 3984 sayılı kanunla Kürtçe konuşma yasağının kaldırıldığını, ölüm cezasını geri getirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi. AB İlerleme Raporu hakkında genel açıklamalar yapan Batum, dördüncüsü hazırlanmakta olan yargı paketlerine ve AB İlerleme raporundaki eleştirilere rağmen ÖYM’lerde yapılan yanlış ve hukuka aykırı uygulamaların devam ettiğini belirtti. Türkiye’nin normalleştiği ve demokratikleştiği iddiasının da yalan olduğunu vurgulayan Süheyl Batum, “Avrupa İnsani Gelişmişlik Endeksinde göre Türkiye 2001 yılında 85. Sıradayken 2012 yılında 92. Sıraya düşmüştür” dedi. 
 
"CEZAEVİ ŞİMDİ MÜZE OLDU"

Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Belma Satır, en çok ölüm cezasının 12 Eylül döneminde yaşandığını, o dönemin cezaevi olan Ulucanlar Cezaevinin bugün müze haline getirildiğini ve 12 Eylül’ü yapanların yargılandığını söyledi. AB İlerleme raporlarının devlet tarafından önemsendiğini, son raporun siyasi nedenlerle olumsuzluklar taşıdığını belirten Satır, ölüm cezasının gündeme getirilmesini ise ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdiğini bildirdi. Ölüm cezasını geri getirme konusunda herhangi bir hazırlığın bulunmadığını kaydeden Belma Satır, AB İlerleme Raporunu ‘Türkiye için bir ayna’ olarak niteledi ve içeriğinin yapılması gereken bir ev ödevi olduğunu vurguladı.
 
"İDAM CEZASI POLİTİK BİR İSTEMDİR"

Panelin son konuşmacısı İstanbul Barosu AB Hukuku Komisyonu Eşbaşkanı Av. Cem Murat Sofuoğlu, 2012 İlerleme Raporu’nun içeriği hakkında satır başları halinde bilgi verdi. İkisi Ecevit Hükümeti, yedisi AKP Hükümeti zamanında olmak üzere 9 İlerleme Raporu yayınlandığına dikkat çeken Sofuoğlu, son ilerleme raporundaki eleştirilere kendisinin de katıldığını, bu eleştirilerin ciddi eleştiriler olduğunu belirtti. Sofuoğlu, farklı görüşlerden korkmamak gerektiğini, ifade özgürlüğü çerçevesinde toplumu şoke eden fikirlerin de söylenebilmesinin yadırganmamasını istedi. Cem Murat Sofuoğlu, “Ölüm cezasının geri getirilmesi politik bir istemdir. Siyaset yargıya egemen olduğu zamanlar daima yanlış kararlar çıkar” dedi. Daha sonra soru cevap bölünme geçildi. Toplantı sonunda panel yöneticisi Lütfü Ertuğrul Yeşilaltay, konuşmacılara birer ‘Teşekkür Belgesi’ verdi. (hukukihaber.net)