Türkiye Özel Okullar Birliği'nin, İzmir'in Çeşme ilçesinde düzenlediği "11. Dijital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız" konulu sempozyuma katılan Dinçer, "İki yıl sonra Türkiye'de dijital teknolojiyi en iyi kullanan, kâğıt yerine her türlü kararı bilişim ortamında verecek, saniyelere dayalı iletişim sistemini oluşturarak, sizlerin de tanıyamayacağı bir bakanlık olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği ile ilgili çalışma yapıyoruz. Özel kurumlara özgürlük tanımak, işlerini kolaylaştırmak olacak amacı. Tüm bu çalışmalarla eğitim sistemine katkı sağlayan özel okulların payını arttıracağız. 2023 yılında 10 büyük ekonomiden birisi olacaksak eğitime önem vermeliyiz. Ayrıca bundan sonra bakanlığımız bünyesinde kalite ve hızı arttırarak, istenen bilgiye en doğru ve başarılı şekilde ulaşılması için tüm iletişim ve haberleşme ağlarımızı da geliştireceğiz." dedi.
Dün (25 Ocak) başlayan ve yarın sona erecek sempozyumda konuşan Bakan Dinçer, teknolojinin hayatı değiştirdiğin ve bakanlık olarakta buna kayıtsız kalamayacaklarını belirterek, "21. yüzyıla damgasını vuracak, dünyayı yeniden şekillendirecek olan en önemli öğe bilgisayar oldu. Bilişim çağının becerilerini kazanmak, çocuklarımız için olduğu kadar yetişkinler için de önem kazanmış durumda. 80'li yıllardan sonra Türkiye, bilgi toplumu etkileri altında kalmaya başladı. Bilgi teknolojileri hızla hayatımızı değiştiriyor. Tarım, sanayi, bilgi toplumu diye üç dalga tabir ediliyordu. Sadece bilgi teknolojileri, bugün kendi içinde beş dalgaya ulaştı. Bunlar ana bilgisayar çağı, pc çağı, internet ve web 1.0 çağı, kısa zaman önce mobil telefon ve bilgisayarlarla web 2.0 çağı. Bugün sosyal medyadan bahsediyoruz. Bütün bu değişimlerin teknolojiyle dünyaya bakışımızı o kadar çok etkileyeceğini hissetmeliyiz. Becerilerimiz, hayat tarzımız değişiyor. Kendi hayatımızda bile ilişki ve iletişim biçimlerinin nasıl değiştiğini görüyoruz. Bundan 40 yıl önce sinemayı sinemada, 20 yıl önce televizyonda izliyorduk. Bilgisayarda izleniyor şimdi. Müzik dinlemek de aynı." diye konuştu. 
Önümüzdeki süreçte internetsiz okul kalmayacağının altını çizen Bakan Dinçer, sekiz derslikli ve üzeri 29 bin okulda bilişim teknolojisi sınıfı kurduklarını, 900 bin bilgisayar gönderdiklerini söyledi. FATİH projesiyle bilişim teknolojilerini daha etkili kullanmayı hedeflediklerini vurgulayan Milli Eğitim Bakanı, "Şubat ayında projenin pilot uygulamasını yapacağız. Bilgisayarla karşılaşacak öğrenci ve öğretmenlerimiz, bilgsiayar okuryazarı haline gelecek. Sadece eğitimde değil, hayatın pek çok alanında yansımaları olacak. Akıllı tahtalar, Türkiye'ye özgü bir araç. Tüm dünya akıllı tahta olarak daha çok normal tahtalar, projeksiyonla yansıtılmış uygulamaları ifade ederken bizim akıllı tahtamız, doğrudan bilgisayardan oluşuyor. Bir tanesi normal tebeşirle kullandığımız tahtamız, ikincisi ise bilgisayarlarımız. Aynı kara tahta büyüklüğünde bilgisayar tahtası yer alıyor. Doğrudan dokunmatik bir ekranla internet hizmetlerinin de içinde olduğu yapıda, destekleyici eğitim için kullanabilir. Dünyanın kullandığı modellerde, öğretim üzerinde tereddütleri gördük. Bu tahtalarda sürekli ve güvenli bir internet hizmetinin sunulması amaçlandı. Çok geniş bantlarda ve hızlı. Üçüncü öğe tabletler. Tabletler, teknik özelliklere göre hazırlandı ve alımları temin edildi. Akıllı tahta ihaleleri ve ilk etapta dağıtılacak tablet alımları gerçekleştirildi. 6 Şubat'a kadar hazırlamayı planlıyoruz. Bunlardan en önemlisi, elektronik içeriklerin hazırlanması konusu. Sadece video gösterimleri, animasyonlar, grafikler vb. uygulamalarla sınırlı olmasının yetmeyeceğini kabul etmeliyiz. Derslerin öğretmenle karşılıklı etkileşimle olacağı bir sistemi benimsemeliyiz. Önümüzdeki eylül ayına kadar 10, 11 ve 12. sınıf kitaplarının zenginleştirilmesi için çalışma yapıyoruz." dedi. 
'ÖZEL OKULLARA DESTEK VERECEĞİZ' 
Özel okullardaki öğrencilerin arttırılması için üç defa girişimde bulunduklarını ancak olumlu cevaplar alamadıklarını belirten Bakan Ömer Dinçer, "Oran, gelişmiş ülkelerin çok altında. 2002–2003 eğitim öğretim yılında özel okulların 223 bin öğrencisi bulunmaktaydı, bugün 495 bine çıktı. Son dokuz yılda yüzde 124 arttı. Özel okullarda mesleki eğitimin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız da bakanlıklarımız bünyesinde ve özel eğitimin teşvikiyle sürüyor. Eğitimde özel sektörün payını arttırmak ve desteklemek için iki proje hayata geçireceğiz. Ayrıca okul yapmak için büyük şehirlerde şahıslara ait arazileri kiralayarak ya da satın alarak eğitim kurumu haline getirme çalışmalarımız devam ediyor. Bir başka yöntemse kamu-özel ortaklığı olacak." diye konuştu. 
Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan ise yeni medya araçlarının günümüzde önemli rolü bulunduğunu belirterek, "10 yıldır Türkiye Özel Okullar Birliği sempozyumları düzenleniyor. Bu yıl 755 katılımcı, 14'ü Türk ve 12'si yabancı 26 konuşmacı katıldı. Üç gün sürecek. Uzman görüşleri alınarak, fikirler paylaşılarak kendi yorumlarımızı oluşturmaya çalışacağız. Dijital çağda eğitim yeniden tanımlanıyor. Çocuklarımız, yeni bir teknolojiyle yüzleşmekte. Yeni disiplinler meydana geldi. Teknolojik gelişmeler hızla ilerliyor. 'Biliyorum' değil, 'ilerliyorum' çağında yaşıyoruz." dedi. 
İzmir Vali Yardımcısı Ardahan Totuk da Türkiye'nin çağdaşlaşması için eğitimin önemine vurgu yaparak, özel okulların devlet okullarına oranı ülke genelinde yüzde 2,79 iken İzmir'de yüzde 4,56 olduğunu kaydetti. 


Cihan