Anayasa
Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, Kars'ta kendisine yönelik protestoyla ilgili olarak "Bizim yola çıkış sloganızım 'söz sizde, bizde değil.'Öyle değerlendirmişlerdir, teşekkür ediyorum" dedi.

Erzurum Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası toplantısı salonunda düzenlediği 'Yeni Anayasa' konulu panele modaretör
Avukat Mehmet Uçum ile konuşmacılar Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, İstanbul Barosu eski Başkanı Doç. Dr. Yücel Sayman, gazeteci Nihal Bengisu Karaca ve oyuncu Lale Mansur katıldı.

Dün Kars'ta düzenlenen panelde KESK ve Devrimci 78'liler Derneği sözcüsü Çetin Koçyiğit'in "Halktan yana bir anayasa için hiçbir katkınız olmadığına inanıyoruz. Sizi 'ucube' ilan ediyoruz" tepkisiyle ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Osman Can, konuyla ilgili hiçbir şey söylemeyeceğini söyledi. Can, "Öyle değerlendirmişlerdir. Teşekkür ediyorum. Arkadaşlar tepkilerini dile getirdi ve çıktılar. Onların boşalttığı yere başka arkadaşlar geldi. Taleplerini dile getirdiler. Bizim yola çıkış sloganızım 'söz sizde, bizde değil?' Onlar da herkes gibi düşüncelerini söylediler. Gayet güzel bir toplantı oldu" diye konuştu.

Türkiye'nin olağanüstü bir sürece girdiğini, bütün kesimlerin 'bu anayasa bana attir, ben yapmalıyım' dediğini belirten Can, "Bu olağanüstü bir süreç. Protestolar, talep ve eleştiriler yapılıyor. Ama bunların hepsi kurucu, hepsi değerli. Bütün bu değerlerin bir araya gelmesiyle Türkiye kendi Anayasası'nı yapabiliyorsa, işte asıl o zaman 21'inci yüzyılda Türkiye'nin önünü hiçbir gücün tutmayacağını düşünüyorum" diye konuştu. Türk tarihindeki ilk anayasa olan 1876'daki Kanuni Esasi'nin Padişah'ın fermanla alın size anayasa deyimiyle 1982'de 5 generalin alın size anayasa deyimi arasında çok bir fark yok. Sizin iradeniz orada da yok. İradeniz orda da olmadığı için bu Anayasa'yla üretilmiş olan devlet aygıtının, sizin özgürlük, hak ve adalet taleplerinize yanıt vermesi mümkün değil. Fiziken mümkün değil. İstese de mümkün değil. Çünkü buna göre oluşturulmuş. Şimdi artık başka bir noktadayız. Türkiye farklılaştı. Farklı bir noktaya doğru geldi. Türkiye artık konuşuyor, kendi özgürlüklerini talep ediyor. Sessiz ve tek tip değil.

Türkiye kendi içindeki farklılıkları biliyor. Ve Türkiye artık boğazlanmak istemiyor. Farklılıklar birbirini boğazlamak istemiyor. Enerjisini bir araya getirip çevresinde söz sahibi olmak, Dünya barışına katkıda bulunmak istiyor. Bunu da yapabilecek güçte. Ama bu devlet yapılanması ve Anayasa'yla bunu yapabilmesi mümkün değil. Çünkü bu Anayasa, toplumun neredeyse yüzde 80'ini hain ilan edebilen bir anayasa. Bu potansiyeli taşıyor. Çünkü bu Anayasayı ortaya koyan irade bunu istiyor. Oysa artık yepyeni bir anayasa olmalı. Bu anayasa size ait olmalı, bu sizin kararınız üzerine inşa edilmiş olmalı ki bu devlet ve bu anayasa da size ait olabilsin. Bu topraklar üzerindeki kararlar size yani topluma aittir. Bu devlet sizin 5 tane generalin değil. Bu ülke sizin 5 tane generalin yada Ankara'da bu kurullarda olanların değil. Bu ülkede özgürlükleriniz size aittir. Sizin özgürlükleriniz üzerinde 5 general yada birkaç general yada Ankara'daki bürokratların söz sahibi olması mümkün değildir. Artık bu hakkı onlara bırakmayacağız" diye konuştu.

İLK KEZ DENGE DEĞİŞİYOR
Yeni Anayasa Platformu konuşan oyuncu Lale Mansur, bu güne kadar bütün Anayasalar'ın askeri vesayet altında yapıldığını, ik kez toplum hayatında denge değişikliği olduğunu kaydetti. Mansur, "Benim dilimle kimse uğraşmadı, ailemde faili meçhul yok. Köyüm yakılmadı, bir yere göç etmedim, inancım yüzünden başıma bir şey gelmedi. Ben, çok mutlu azınlıktan biriyim. Ama etrafımda olanlara baktığımda, inançların başına gelenleri gördüğümde, başörtüsü yüzünden okuyamayanları ve faili meçhulleri gördüğümde utanıyorum. Ve böyle bir ülkede yaşamak istemiyorum. Şimdi yine seçimler yaklaşıyor. Hiçkimsenin yeni Anayasa'dan söz ettiği yok. Korkarım ki köklü bir değişiklikten yana da değiller. YAP olarak her ilde toplantılar düzenliyoruz.
Yaklaşık 100 toplantıy yapmayı hedefliyoruz. Nasıl bir anayasa istediğimizi söylemek için tüm toplantı verilerini rapor haline getirecez ve bunu tüm partilere vereceğiz. İnsanlar şunları istiyor diye. Ne istediğimiz bilsinler. Çünkü bizim için ordalar ve bunu unutmasınlar" diye konuştu.

82 ANAYASI BİRAZ DEĞİŞTİ AMA ÜNİFORMA AYNI
Son dönemlerde bazı kesimlerin 'Neden yeni bir Anayasa yapılsın ki?' şekilde sorular yönelttiğini ifade eden Gazeteci- yazar Nihal Bengisu Karaca, "Bu sorunun zihnimdeki karşılığı, bir ilk olsun. İlk kez bir toplumsal sözleşmemiz olsun. Şimdiye kadar başkaları yazmış. Bazı siyasi talepler olmuş, devlet bunu güçle bastırmış. Sonra yukardan bir şey dayatmış. Bu bir sözleşme değil. Şimdiye kadar da Anayasalar böyle. Hele ki 82 Anayasası. 'Yeni bir Anayasa'ya gerek yok. 82 Anayasası defaatle değişti' deniyor. İyi ama şöyle bir durum var. Bu askeri bir üniforma. Siz buna istediğiniz kadar yama yapıp fırfır geçirin, çiçek iliştirin. Onun ana hatları değişmiyor. O bir askeri üniforma hala. Belki şirin bir üniforma oluyor ama onun temel mimarisi değişmiyor. Bunun için temelinde halkın olduğu bir Anayasa gereklidir" diye konuştu.

ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRLANMASI DOĞRU DEĞİL
Kars'taki toplantıda genç bir vatandaşın 'Daha az maddeyle daha çok şey söyleyen bir Anayasa istiyorum' sözünün bu arayışın özünü oluşturduğunu söyleyen İstanbul Barosu eski Başkanı Doç. Dr. Yücel Sayman, "Bu talebin özetiydi. Bu kadar çok maddeyi okuduğum zaman görüyorum ki bizim için anlam ifade eden bir şey yok. Benden özgürlükleri alıp koparma çabası görünüyor. Özgürlük benden alınmış. Ben ve sen olmadan özgürlük olmaz. Sadece insan olduğum için özgürlükleri kullanacak değilim ki. Farklı olduğum için özgürlükleri kullanacağım. Kadınız, erkeğiz, Türk'üz, Kürt'üz, zenginiz, fakiriz, kimimiz eşcinseliz. Yani şu, bu vatandaşız. Ama bu özgürlükler farklı olduğum için bana lazım. Ayrımcılığı kaldırdım diyor. Ya sen ayrımcılığı nasıl kaldırırsın. Kaldırdığın zaman ben yokum. Bırak ben bunu öyle yaşayayım" diye konuştu.



İHA