CHP, anayasa değişikliği paketinde en çok Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısının değiştirilmesine ilişkin maddeye karşı çıkıyor. Yargının yasama ve yürütme denetimine alındığı iddiasını dillendiren CHP, düzenlemenin rejimi tehdit ettiği görüşünde. Ancak yakın siyasi tarihteki olaylar, CHP'yi bir kez daha büyük bir çelişkiye düşürüyor. 27 Mayıs darbesi sonrası ardı ardına hükümetler kuran İsmet İnönü liderliğindeki CHP, yargı kararlarını Meclis denetimine alma konusunda uç örnekler sergilemiş. Dönemin iktidarı, Yüksek Hakimler Kurulu'nun (YHK) bazı icraatlarını TBMM kararlarıyla iptal etmiş. Kararları uygulamayan yüksek mahkeme, Genel Kurul'da eleştiri konusu yapılırken CHP'li Adalet Bakanı Sedat Çumralı, "TBMM kararlarını, Yüksek Hakimler Kurulu kabul etmiyor. Nasıl olur da, Meclis kararını kabul etmez." diye çıkışmış.

1964 yılında yaşanan olayın temelinde üç yüksek yargı mensubunun Yüksek Hakimler Kurulu (YHK) tarafından emekli edilmesi yatıyor. YHK, o zaman bugünkü HSYK'nın konumundaydı. Bu üç isim de; Yargıtay üyeleri Necati Erdoğan ve Reşat Bayramoğlu ile Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi üyesi Kamil Gürçay'dı. Olay şöyle gelişmişti: Üç isim de YHK kararının haksız olduğu gerekçesiyle TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvuruyor. Komisyon da YHK kararlarının haksız olduğu gerekçesiyle görevlerine iade edilmelerine karar veriyor. Bunun üzerine tekrar toplanan Kurul, TBMM'nin kararını kabul etmiyor ve emeklilikleri işleme koyuyor. Dilekçe Komisyonu, daha sonra kararını TBMM Genel Kurulu'na taşıyor ve milletvekillerinin onayına sunuyor. 22 Haziran 1964 ve 29 Haziran 1964 tarihlerinde konuyla ilgili Genel Kurul'da iki ayrı oturum yapılıyor. Oturumlarda Meclis'in mahkeme kararına müdahale edemeyeceği sonucuna varılıyor.

TBMM tutanaklarına göre, dönemin CHP'li Adalet Bakanı Sedat Çumralı, "TBMM kararlarını, Yüksek Hakimler Kurulu kabul etmiyor. Nasıl olur da, Meclis kararını kabul etmez. Bu zehap (bence) yanlıştır. Dilekçe Komisyonu'nun ittihaz etmiş olduğu bir kararı Yüksek Hakimler Kurulu kabul etmiyor, denilemez." diyor. Dönemin Adalet Partisi (AP) milletvekili Reşat Özarda da YHK tarafından mağdur edildiğini düşünen bir hakimin başvurabileceği tek merci olarak TBMM'yi gördüğüne işaret ediyor. Meclis'in de bir hakim olarak değil son başvuru mercii olarak hareket ettiğini belirtiyor. Yapılan uzun tartışmaların ardından Dilekçe Komisyonu'nun kararları oylanıyor. Ancak Genel Kurul, 'yargıya müdahale' sonucuna varılan kararı oyçokluğuyla iptal ediyor.

CHP'li Eminağaoğlu, hâkimleri eleştirmiş

TBMM tutanaklarında dikkat çeken bir başka konu, CHP Artvin Milletvekili Saffet Eminağaoğlu'nun ifadeleri. Artvinli eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun akrabası olan Saffet Eminağaoğlu, Yüksek Hakimler Kurulu'nun Meclis Dilekçe Komisyonu kararına karşı çıkan raporunu eleştirdiği konuşmasında, "Bu mevzuun görüşülmesinde Dilekçe Komisyonu'nda bendeniz de vardım. Hakimler Kurulu'nun vermiş olduğu kararların baş tarafları hakikaten biraz hissi olarak kaleme alınmış ve Dilekçe Komisyonu'nun daha önce vermiş olduğu karar biraz tenkit eder, biraz küçümser durumda izah edilmiştir." ifadelerini kullanıyor. Zaman