İsrail'in saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisinde bulunan 577 kişiyi savunmak için bir araya gelen 25 ülkeden 60 avukat, ''bağımsız İsrail yargısını, bu insanlık suçunun mesullerini yargılamaya ve suçlu bulunanları cezalandırmaya'' davet etti.

Kendilerini ''31 Mayıs 2010 Hukuk Destek Grubu'' olarak tanıtan avukatlar adına basın toplantısı düzenleyen avukat Ramazan Arıtürk, İsrail'in saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisinde bulunan 577 kişiyi savunmak için 25 ülkeden 60 avukatın dün İstanbul'da bir çalıştay düzenlediğini ve bir yol haritası hazırladığını belirterek, avukatların hazırladığı ortak açıklamayı okudu.

Açıklamada, İsrail'in evrensel hukuka aykırı saldırısına karşı hukuki süreci yürütmek amacıyla bir araya gelen mağdurların avukatlarının, sadece evrensel hukukun değerlerine ve ilkelerine dayalı, her türlü politik, dini, ulusal temelden bağımsız, tamamen insani yardım gönüllülerinin mağduriyetlerini gidermek, zedelenen ulusal ve uluslararası hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek ve uluslararası hukuk anlayışına yeni bir bakış açısı getirmek amacını taşıdığı vurgulandı.

Bu sürecin, hukuka inanan vicdanlı hukukçuların da hukuk tanımazlara karşı her türlü farklılığı bir kenara bırakarak, hukukun üstünlüğü çatısında tek vücut olması açısından önem taşıdığı belirtilen açıklamada, iş birliğinin hukukçu kimliğin avukatlara yüklediği bir mecburiyet ve vicdani bir sorumluluk olduğu kaydedildi.

İş birliği içerisinde yürütülen sürecin, insani bir meselenin hukuki mücadelesinin verilmesi olduğu aktarılan açıklamada, şu görüşler yer aldı:

''Bu süreçte ilerlerken yolumuzu aydınlatacak meşale, herkesin ortak değeri olan hukukun evrensel ilkeleridir. Arzumuz kendisini hukuktan üstün zannedenlere, kendi menfaatlerini insani değerlerin üzerine konumlandıranlara hukukun üstünlüğünü kabul ettirmek ve hukukun üstün gelmesini sağlamaktır. Şundan eminiz ki bu arzu, bizlerden evvel bu saldırı sebebiyle başları öne eğilen evrensel hukuk ilkelerine inanmış vicdanlı İsrail vatandaşlarının arzusudur. Bu vesileyle, evrensel hukukun ilkelerini ve hukukun üstünlüğünü benimsediğine inanmak istediğimiz bağımsız İsrail yargısını, bu insanlık suçunun mesullerini yargılamaya ve kim olursa olsun suçlu bulunanları cezalandırmaya davet ediyoruz.''

Yürütülen hukuki sürecin, kesinlikle İsrail halkına karşı olmadığı vurgulanan açıklamada, ''Bu iş birliği, herhangi bir dini, politik, ulusal sebepten ötürü kin, öfke, intikam duygusu içerisindeki hiç kimseye açık değildir. Bu çalıştay bir kısım art niyetlilerin nitelendirdiği gibi bir 'nefret zirvesi' hiç değildir'' denildi.

Sabır gerektiren ve oldukça meşakkatli olabilecek süreçte, hedeflenen sonuçlara ulaşabilmek için her türlü çalışmanın özveriyle yapılacağı belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi:

''Haklıyız ve haklılığımızın ulusal ve uluslararası merci ve hukuki organlarınca tasdik edilmesi ihtiyacı içinde değiliz. Haklarımızı evrensel hukuk ilkeleri ve uluslararası hukuk çerçevesinde ulusal ve uluslararası her türlü platformda arayacağız. Çalışmamızda izlenecek yöntemi, avukatların evrensel bir andı sayabileceğimiz Molierac'ın şu sözü ile özetlemek isteriz: 'Görevimizi yaparken hiç kimseye, ne müvekkile ne hakime ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz, fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur.''

Arıtürk, bir soru üzerine, hazırladıkları yol haritasının içeriğini açıklamama kararı aldıklarını belirterek, İsrail'de ve mağdurların bulunduğu ülkelerde hukuki girişimlerde bulunacaklarını söyledi.

Mavi Marmara gemisinde bulunan ve eşyalarına el konulan bir gazetecinin ''Gemideki basın mensuplarının eşyaları alındı. Bunların tazmini yönünde bir şey yapılacak mı?'' sorusu üzerine Arıtürk, kamu davalarının yanı sıra tazminat sürecinin de işleyeceğini bildirdi.

AA