Hrant Dink davasında savunma yapan tutuklu sanıklardan dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, "Biz fişlemeci milletiz. Biz derin devlet anlayışına sahibiz. Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır. Kimi sevmiyorsak içine doldurur toptan kurtuluruz" dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 33. celsesi görülen duruşmada tutuklu sanıklar, dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Erhan Tuncel hazır bulundu. Bazı sanıklar ise ses ve görüntülü sistem aracılığıyla duruşmaya katıldı.

'ByLock kullanmadım'

Yılmazer, savunmasının üçüncü gününde, "Mesala benimle ilgili gönderdiler, ByLock kullanmamışım. Bu kadar insan kullanmış, ben kullanmamışım. Benimle ilgili FETÖ/PDY ilişkisini gösteren bir tane delil yok. Biz, yaptığımız istihbari çalılmaları, yasadan kaynaklanan yükümlülüğümüz nedeni ile adli birimlere bildiririz" dedi.

'Cemaatçi olduğumu gösteren liste sahte çıktı'

Kendisiyle ilgili cemaatçi olduğu iddialarına ilişkin ilk kez Veli Küçük'ün 2008'de Ergenekon operasyonda alınmasından sonra ortaya çıktığını söyleyen Yılmazer, "Operasyonlardan sonra bir dergi 57 kişilik bir liste yayınladı. O listede ismim yer aldı. Şikayet ettim. Soruşturma başlatıldı. Emniyet 'bizde böyle resmi bir evrak yok' dedi. Dergi bu sahte evrakı kendisi hazırladı" dedi.

O dönemlerde cemaatin kendi içinde ayrıştığını söyleyen Yılmazer, "Geçmişte cemaatin önde gelen isimlerinden Hanefi Avcı, Sabri Uzun ile Kemalettin Özdemir kendi içinde ayrıştı. Geçmişin önde gelen isimleri kendi içinde ayrışıp bugün başkalarına cemaatçi suçlaması yapıyor" diye konuştu.

'Hanefi Avcı'nın kitabında yazdığının aksi'

Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın bir kitabında, Dink cinayetinin Ogün Samast ve Yasin Hayal'le sınırlı olduğunu anlattığını aktaran Yılmazer, "Tam aksine, Hrant Dink cinayeti, Zirve cinayeti ve Danıştay saldırısı gibi cinayetlerin arkasında örgütlü siyasi yapılar vardır" dedi. Yılmazer, Devrimci Karargah ve KCK ile ilgili o dönemde yaptıkları tespitleri anlatması halinde Türkiye'nin bunu kaldıramayacağını iddia ederek, elde ettikleri bu tespitleri zamanında Başbakana da sunduklarını söyledi.

'Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır'

15 Temmuz darbe girişiminin kırılma noktası olduğunu söyleyen Yılmazer, "Ardından on binlerce kişinin tutuklandı. Ama Batı öyle demiyor. 'Binlerce insan tutuklandı. Nasıl tespit ettiniz bu kadar delili?' diyor. Çünkü Türk usulü bir delil toplama var. Biz fişlemeci milletiz. Biz derin devlet anlayışına sahibiz. Herkesin zamanı gelince kullanılacak bir fişi vardır. Kimi sevmiyorsak içine doldurur toptan kurtuluruz" diye konuştu.