Kart, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda Kamu Baş Denetçisi seçilen Nihat Ömeroğlu'nun, baş denetçi seçilme şartları ve niteliklerini taşımadığını söyledi. Kart, Ömeroğlu'nun 1947 doğumlu olduğunu ve Yargıtay'dan da 65 yaşını doldurduğu için 'yaş haddinden' emekli olduğunu hatırlattı. İlgili yasa maddelerine göre 50-65 arası bir yaşta, yani 65 yaşından önce göreve başlaması gereken bir kamu baş denetçisinin, 4 yıllık görev süresi içinde 65 yaşını doldurduğu takdirde, yaş haddinden emekli olmayacağını, görev süresi bitene kadar görevine devam edeceğini belirten Kart, ancak Ömeroğlu'nun seçildiği tarih itibariyle 65 yaşını doldurduğunu söyledi. Kamu baş denetçiliğinin prestij bir görev olduğunu ve Ömeroğlu'nun mesleki kariyerine yönelik ciddi iddialar ve kuşkuların söz konusu olduğunu belirten Kart, "Böylesine yasal ve hukuki bir sakatlık ortada iken TBMM'nin Ömeroğlu'nun görevin sürdürmesine göz yumması, görmezden gelmesi kabul edilemez. Bu takdirde kamu denetçiliği kurumu ölü doğmuş olacaktır" dedi. Kart, hem etik anlamda hem seçilebilme şartları ile ilgili tartışmaların odağına oturan ve kamu denetçiliği gibi bu tür tartışmaları dışında kalması gereken bir göreve gelen Ömeroğlu'nun istifa etmesinin en doğru, en mantıklı ve en erdemli davranış olacağını söyledi. 

"SAVUNMADA KİŞİNİN BEYANI ESAS ALINMALI" 

Kart, dün Adalet Komisyonu'nda kabul elden anadilde savunma ile ilgili yasa tasarısına ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi: "Orada 'Türkçe' ifadesini ve 'anadil' ifadesinin kullanmaya gerek kalmadan bu olayın tamamen 'savunma hakkı, adil yargılanma hakkı' kapsamında değerlendirilmesi gereken bir olay olduğu düşüncesiyle, kişinin beyanı esas alınarak 'meramını en iyi anlatabileceği dil' hangisiyse -bu pekala anadil de olmayabilir- hangi dilse o dilde savunma yapmasının evrensel hukukun ve uluslararası sözleşmelerin gereği olduğu düşüncesindeyim. Kişinin beyanını esas alınması gerektiği görüşündeyim." Kart ayrıca, tercümanın da kamu tarafından tespit edilmesi ve giderinin de yine kamu tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.