Duruşmaya, çoğu gazeteci olan ve 5 Kasım'dan bu yana açlık grevindeki 33 tutuklu sanık ile 8 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmayı ayrıca Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Helene Flautre, Avrupa Parlementosu görevlisi ve Polonya Milletvekili Jaroslaw Walesa, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekilleri Pervin Buldan, Mülkiye Birtane, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Birgit ve Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan'ın yanı sıra Avrupa Parlamentosu Türkiye'de Basın Özgürlüğü Sorunu İzleme Komisyonu'na bağlı heyet ve heyetin tercümanlığını yapmak üzere sanatçı Serra Yılmaz da izledi. Duruşmada, davanın 22 Ekimden bu yana açlık grevinde olan tutuklu sanıkları Ayşe Oyman ve Fatma Koçak'ın da duruşmaya bir süre katıldıktan sonra salondan çıktığı görüldü.


KÜRTÇE TERCÜMAN İSTEĞİNE "ADRESİNDE OTURUR" KARŞILIĞI

Duruşma başlarken Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Alçık, sanık avukatlarının bulunduğu bölümde oturan TGC Başkanı Orhan Birgit, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Avukat Turgut Kazan ve Kazan'ın kızı avukat Aslı Kazan'ı uyararak, izleyici bölümüne geçmelerini istedi. Turgut Kazan, "Avukatım, diğer adliyelerde sanık avukatları yanında oturuyoruz" diyerek itiraz edince, Mahkeme Başkanı Alçık, "Lütfen izleyici bölümüne geçin. Sizin yeriniz orası değil. Askerler lütfen yardımcı olalım" dedi. Alçık'ın, askerlere talimat vermesine avukatlar tepki gösterirken, Kazan da, "Kaç asker göndereceksiniz?" diye sordu ve izleyiciler bölümüne geçti.
Duruşmada daha sonra sanıkların kimlik tespitlerine geçildi. Başkan Alçık'ın, isimlerini okuyarak söz verdiği sanıklar, adreslerini Kürtçe söyledi. Bazı sanıklar Kürtçe "Cevap vermiyorum, tercüman istiyorum" deyince, Başkan Ali Alçık önce "Adresinde oturur", sonra da "Anlamıyorum, sadece adresinizi söyleyin" dedi. Tutuksuz sanıklardan Evrim Kepenek ise Hemşince "Buradayım, duyuyor musunuz" diye konuştu.

AÇLIK GREVLERİNİN DAVAMIZLA İLGİSİ YOK

Kimlik tespitinin ardından söz alan Dicle Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya, açlık grevleri konusunda konuşma istediğini söyledi. Başkan Alçık da, "Açlık grevlerinin davamızla ilgisi yok. Açlık grevleri konusunda söz hakkı vermeyeceğim" dedi. Kenan Kırkaya da, "Aramızda ölüm sınırında olanlar var. Kendimizi ifade edemeyeceksek burada ne işimiz var. Biz anadilde savunma amacıyla eylemdeyiz. Bizi burada dinlemek zorundasınız" diye ısrar edince Alçık söz hakkı vermeyeceğini belirterek, "Lütfen konuşmayın daha fazla. Zabıta geçmiyor zaten. Boşuna konuşuyorsunuz. Böyle devam edersen salondan çıkaracağım. İsteyen varsa dışarı çıkabilir" diyerek, jandarma görevlilerinin sanığı dışarı çıkarmasını istedi. Bunun üzerine diğer sanıklar da izleyicilerin alkış protestosuyla salondan çıkınca Başkan Alçık, duruşmaya 15 dakika ara verdi.
Duruşma, 15 dakikalık aradan sonra yeniden başladığında tutuklu sanıklar, mahkenin tutumunu protesto ederek, salona girmediler. Sanık yakınları ise salona alınmadı. Sadece basın mensupları ve avukatların alındığı duruşmaya iddianamenin okunmasıyla devam edilmek istendi. Ancak avukatlar, "Seyirci yok, sanık yok böyle yargılama mı olur? Açlık grevindeler, bu bir siyasi dava böyle davranamazsınız. Yürütemiyorsanız çekilin. Müvekkillerimizle görüşmek istiyoruz" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Başkan Alçık da, "Cezaevi idaresinde görüşün, duruşma salonunda görüşme mi olur? Takip etmek istemiyorsanız siz bilirsiniz, okuyacağız iddianameyi. Söz, talep hakkı vermiyoruz" diyerek, iddianamenin 13. sayfadan itibaren okunmasını başlattı. Avukatların itirazlarına devam etmesi üzerine Başkan Alçık duruşmaya tekrar 15 dakikalık ara verdi. Verilen arada salondan ayrılmayan avukatları ve basın mensuplarını jandarma çıkartmak istedi ancak avukatlar ve basın mensupları aranın bitimine kadar salonunda bekledi.

SANIKLAR İÇİN ŞEKER VE TUZ TALEBİ

Aranın ardından iddianamenin okunmasına devam edilince avukat Ercan Kanar, tüm avukatlar adına söz alarak, "Yargı, otoritesini inzibati tedbirlerle, silahların gölgesinde sağlayamaz. Dürüst, hakkaniyetli kararla sağlanır. Tutuklular açlık grevlerinin nedenlerini anlatmak istediler, tahammül edemediniz. Yargı olarak başka gezegende değilsiniz. Açlık grevlerinde ölüm sınırına gelindi, çözüm üretilmiyor. Jandarmanın baskısını üzerimizde hissettirerek duruşma yapıyorsunuz, sıkıyönetim mahkemeleri bile açlık grevlerini sabırla dinlemiştir. Algılamanız, sindirmeniz gerekir. Kendinizi gözden geçirin. Avukatsız, sanıksız yargılama olmaz. Savunmanın, sanıkların haklarını çiğnetmeyiz. 12 Eylül faşizmi dahi bizi korkutamadı. Yasama organının kayıtsızlığını ve yargının tavrını protesto ediyoruz" diye konuştu. Mahkeme Başkanı Alçık da, "Burası protesto makamı değil, yargılama makamı" deyince, avukatlar salonu terk etti. Duruşma, sanıksız ve avuktasız olarak iddianamenin okunmasıyla devam ediyor. Bu arada davanın avukatlarından Hasan Erdoğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada açlık grevindeki tutuklu sanıklar için gerekli olan tuzu ve şekeri getirdiklerini ancak jandarma tarafından izin almaları için Mahkeme Başkanı Ali Alçık'a yönlendirildiklerini aktardı. Edoğan, Alçık'ın avukatların görüşme talebini reddettiğini ve bu durumda sanıklara sadece su verilebildiğini, tuz ve şeker ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirtti.