Mesleği avukatlık olduğu için kendisine ev verilmeyen Av. İmren Öner Topaloğlu yaşadığı ilginç olayı Hukuki Haber için yazdı.

İşte avukatın bizzat yaşadığı olayı anlattığı o yazısı:

Bilenler bilir, İstanbul’da  temiz , oturulabilir, uygun bir ev bulmak  zor iştir. Avukat olunca bu işin daha iyice zor olduğunu yaşayınca görmüş oldum. 

Avukat olmanın ev bulmakta sorun olacağı hiç aklıma gelmemişti. Emlakçılarla yaptığımız telefon görüşmelerinde ev sahiplerinin özellikle; doktor, pilot veya diş hekimi kiracı istediklerini öğrendik. Eşim doktor, ben de avukattım ev bulmak kolay olacaktı.
İlk emlakçıyla buluşup göreceğimiz eve giderken yine tekrarladı emlakçı ev sahibinin istediği meslekleri. Ancak avukat ve hâkim istemiyormuş. Bunu duyunca çok şaşırmıştım. Hâkim veya avukat olmanın nasıl bir sakıncası olabilirdi ki! 

Emlakçı hanım tekrar tekrar ev sahibinin kesinlikle avukat istemediğini söylüyordu. Ben de daha mesleğimi söylememiştim. Arabadan indiğimizde neden avukat ve hakim kiracı istenmediğini sordum ;
“Ayy bilmiyorsunuz avukatlar ve hakimler çok fena oluyor” dedi 

Kendimi  bir kayaya çarpmış gibi hissediyordum. Kimliğimi gizlemeli miydim, gizleyecek ne vardı? Yasadışı bir eylemde mi bulunuyordum da gizleyecektim. Emlakçıya avukat olduğumu söyledim. Gergin bir bakıştan sonra ev sahibine bunu söylememem gerektiğini söyledi. Bu şaşkınlıkla evi görmeye gittik. Eve alıcı gözle bakamadım. Bunca yıl evsiz kalmak için mi okumuştum. Toplumda yerimiz neredeydi?  Evi gezerken bunları düşünüyordum. Ev sahibi de evdeydi önce eşimle konuştu eşimin mesleğini öğrenmesi yeterliydi aslında ama ben de mesleğimi söyledim. Gizleyecek bir şeyim yoktu. Olmasan daha iyiydi bakışları altında ev sahibiyle konuşmaya devam ettim. Ev tam istediğim gibi değildi zaten. Aramaya devam edecektik. 

AVUKAT OLDUĞUM İÇİN EV VERİLMEDİ

Ertesi gün bir başka ev için başka bir emlakçıyla randevulaştık. Yoldan emlakçı hanımın arabasına bindik yine meslekler gündeme geldi ve yine aynı sahneyi yaşadık. “Avukat mı? Bunu söylemesek olmaz mı? Ev hanımı deriz. Zaten nereden bilecek ki? Sadece eşinizin mesleğini söyleyelim.”  Önceki gün çarptığım kaya bu sefer üstüme düşmüştü sanki. Niye gizliyorum ben kendimi, ne yaptım ben diye düşünsem de hala mesleğim yüzünden bir evi kiralayamayacağıma inanmıyordum.

Evi gezdik ve beğendim. Emlakçıya olumlu düşündüğümüzü söyledik o akşam. Telefonda ayrıntılı olarak tekrar mesleklerimizi sordu eşimin branşı ve devlette çalışıp çalışmadığı da önemliydi gerçi ama doktor olması daha fazla önemliydi.
Gerçekleri söyleyeyim mi, ne diyeyim dedi benimle ilgili olarak. Tabii ki gerçekleri söyleyin dedik, zira bu sır saklanamayacak kadar büyüktü!! 
 
Ev sahibi düşünmek için süre istedi bir sonraki günün sabahına kadar. Buna pek bir anlam veremedik düşünecek ne vardı? Ya evet ya hayır diyecekti neticesinde.
Sabah emlakçıyla konuştuğumuzda avukat olduğum için evi bize kiralamak istemediğini öğrenmiş olduk. 

Kayalarla beraber ben de sürükleniyordum sanki artık! Nedeni neydi, ne sorun yaşamıştı bu ev sahibi? 

Emlakçılardan sonra öğrendiğime göre çoğu ev sahibi hukukçu istemiyordu evinde. Yeri geldiğinde, herhangi bir yerde bir avukatla karşılaştığında, hukuki sorunlarını hemen anlatmaktan çekinmeyen yurdumuz insanı, bu gibi durumlarda avukatlarla iş yapmak istemiyordu . Çünkü kolaylıkla evinden çıkaramayacaktı, istediği gibi kirayı artıramayacaktı.

Kanunu bilmemek mazeret sayılmazdı ama burada kanunu bilmek suçtu artık. 

Av. İmren Öner Topaloğlu

Hukuki Haber - ÖZEL