İSTANBUL - Avrupa Ceza Baroları Birliği tarafından düzenlenen 'Ceza Muhakemesinde İnsan Hakları' ana temalı konferansa katılan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal gazetecilerin sorularını yanıtladı

"İSTANBUL BAROSU MAHKEME BASMAZ"
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in konferansta söylediği, "İstanbul Barosu'yla ilgili açılan davalara neden olan duruşmalardaki görüntüleri alıp izlemesini ve Almanya'daki bir davada aynı uygulamanın yapılıp yapılmayacağını düşünmesini isteyeceğim" sözleri soruldu. Kocasakal, "Sayın Bakan kendince Türkiye ile ilgili bir fotoğraf çizdi. Bence de herkes o görüntüleri izlesin. Acaba Almanya'da Avrupa'da bir avukat söz hakkını kullanıyor diye ya da söz istiyor diye salondan çıkarılıyor mu? Avukatlara salonlarda saldırılıyor mu? Savunmaları belli bir süreyle kısıtlanıyor mu? Bunları da sormak lazım. Gittiğimizde bastılar, ettiler, duruşma düzeni bozuldu deniliyor. Görüntüler her yerde var lütfen herkes izlesin. Mahkeme bastı deniliyor. Hukukçular ya da İstanbul Barosu mahkeme basmaz. Bizim o mahkemeye gitme nedenimiz herhangi bir şahısla ilgili değil tamamen avukatlarla ilgili kısıtlamalarla ilgiliydi. Biliyorsunuz o mahkemedeki avukatlar artık görev yapamadıklarını söyleyerek cübbelerini bıraktılar biz de bunun üzerine Avukatlık Kanunu'nun 95. maddesi bir görev vermiş baro yönetimine. Diyor ki, 'Mesleğe meslek onuruna yönelik bir saldırı gerçekleşirse, her türlü idari ve yasal yola başvurmak. Biz o gün bu düşünceyle mahkemeye gittik. Mahkeme başkanıyla aramızda tek bir tartışma olmadı. Biz salona girdikten sonra başkan bize 'Kimin vekili olarak geldiniz ?' diye sorunca, ben de 'Hiçkimsenin vekili olarak gelmedik. Savunmaları kısıtlanan avukatların vekili olarak geldik' dedim ve 15 dakika süreyle orada konuştum. Biz eğer mahkeme basmışsak, o zaman mahkeme başkanının Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 203. maddesi neden kaynaklanan yetkisiyle bizi dışarı çıkarması gerekmiyor muydu? Böyle birey gerçekleşmedi " diye konuştu.

"AÇILAN BU DAVA POLİTİK BİR DAVA"
Kocasakal, "Başkanın tutanağa geçen bir sözü var. 'Sizin baro olarak buraya gelerek kullandığınız hakkı mahkeme arzu ederdi ki, sanıklar ve avukatlar kullansalar'. Ben de dedim ki, 'Keşke müsaade etseniz de kullansalar .' Dikkat edin mahkeme başkanı dahi burada bizim bir hakkımızı kullandığımızı belirtiyor. 15 dakika sözümüzü kesmeden dinliyor dışarı çıkarmıyor. O görüntüleri herkes izlesin. Ceza Genel Kurulu diyor ki, 'Astlık üstlük ilişkisi var'. Yani ben istesem de o suçu işleyemem. Çünkü ben böyle bir emir verme nüfus etme konumunda değilim. Ancak bir milletvekili HSYK üyesi Cumhurbaşkanı, Başbakan bunlar işleyebilir bu suçu. Dolayısıyla biz, hiçbir biçimde suç işlemedik. Biz oraya avukatlık kanunundan aldığımız yetkiyle gittik tamamen mesleğin onurunu ve mesleği korumak adına gittik. Sayın Bakan, 'Görüntüler izlensin' diyor. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Görüntüler izlensin" diye konuştu.

"Açılan bu dava politik bir dava" diyen Kocasakal, "Suç duyurusu başka bir maddeden yapıldı; Adil yargılamayı teşebbüsten . O suçun cezası 3. yargı paketinde para cezasına çevrilince, hiç uymayan bu kez bu maddeden dava açıldı. Bizim asıl savcımız izne çıkıyor başsavcı dosyayı başka bir savcıya veriyor o diğer savcı da bu davayı açıyor. Davanın açıldığı mahkeme de başsavcının eşi. Benim daha fazla birşey söylememe gerek var mı?" diye sordu.
40 civarında avukatın tutuklu olduğuna vurgu yapan Ümit Kocasakal, "Bu nasıl olabilir? Sabaha karşı avukatların büroları basılıyor. Barodan temsilci gelmeden kapılar kırılıyor arama yapılıyor. Kanun ihlal ediliyor. Avukatların aralarına mikrofonlar sarkıtılmış durumda, duruşma aralarında bile avukatların arasındaki konuşmalar mahkeme tarafından izleniyor. Şimdi siz buna yargılama mı diyeceksiniz? " şeklinde konuştu.

"17 MAYIS'TA YARGI KENDİSİYLE İLGİLİ BİR KARAR VERECEK "
Kocasakal, "Biz üç tane talepte bulunduk mahkemeden. Bir adil yargılama yapın, iki usül kurallarına uyun, üç savunmayı kısıtlamayın. Açılan dava hukuki olmaktan uzak olan bir dava. Bu mesleği hukukun üstünlüğünü korumak için bir bedel ödememiz gerekiyorsa, biz bu bedeli ödemeye hazırız. 17 Mayıs'ta yargı bizimle ilgili bir karar vermeyecek 17 Mayıs'ta yargı kendisiyle ilgili bir karar verecek" dedi. (Pınar ÇITAK KOYGUN/DHA)