CHP Uşak İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Hukukun Üstünlüğü, Demokrasi ve Anayasa' konulu panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’dan iktidara ağır eleştiriler geldi. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele konuşan İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Silivri'deki mahkemenin adil bir mahkeme olmadığını ileri sürdü.
 
Kocasakal, şöyle dedi:
 
"Oradaki kürsüde oturanları hakim ve savcı olarak kabul etmiyorum. Yapılanı yargılama olarak görmüyorum. Ortaya çıkacak sonucu da hüküm olarak kabul etmiyorum. Oradayken benim hakkımda da Baro Başkanı olarak avukatlarla görüştüğüm için tutanak tutmuşlar. İstedikleri kadar tutsunlar. Onlar hakkındaki ilgili tutanağı halkımız ve tarih tutuyor. O tutanağın gereği de yapılacak. Kağıttan kaplanlar aslında gerçekten de öyleler. Siz geri gittikçe üstünüze geliyorlar. Bir yerde durduğunuzda da duruyorlar. Ne oldu ifadeye çağırdılar bizi Silivri'den biz de 'Hukuksuzluğa teslim olmuyoruz ve gelmiyoruz' dedik. Eğer alabiliyorsanız gelin alın. Hiçbir şey yapamadılar. Çünkü hukuksuz olduklarını biliyorlar."
 
"TÜRK İNSANINI DİZİ MANYAĞI YAPTILAR"
 
Türkiye'de yaşanılan her şeyin yalanlar üzerine oturtulduğu görüşünü savunan Doç. Dr. Kocasakal, "Türkiye'de kavramlar alt üst edildi. Öyle büyük bir operasyon ki büyük bir ustalıkla kavramların içi boşaltılıyor. Kahramanlar hain, hainler kahraman haline getiriliyor" dedi. Bunun büyük bir psikolojik operasyon olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ümit Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzde işgaller artık sinsice zihinlerde yapılıyor. Zihinler işgal edilerek demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik gibi kavramların içi boşlatılarak, adeta kurdun üzerine giydirilen kuzu postu gibi kavramlar eşliğinde zihinler işgal ediliyor. Toplumun genleri ve genetikleri ve değerleriyle oynanarak tek bir kurşun atmadan o ülke işgal ediliyor. Bu açıdan bakarsak şu anda Türkiye işgal altında bir ülkedir. Türk insanını dizi manyağı yaptılar. Bu bir dizi bombardımanı. Türk halkı bu dizilere ustalıkla ve ahlaksızca serpiştirilen tecavüz sahnelerinden keyif alan bir halk mıdır? Ama insanlarımızı bu hale getirdiler. Ondan sonra da diyorlar ki Türkiye muhafazakarlaşıyor. Bu nasıl muhafazakarlaşmadır? Onların anladığı 'Muhafazai Kar'. Türk halkının saf ve naif duyguları aslında siyah beyaz Türk filmleridir. Ailelerin çocuklarına bu filmleri izletmesini istiyorum."
 
"KURGULU İKTİDAR"
 
AKP iktidarını 'kurgulu ve kurulmuş bir iktidar' diye niteleyen Doç. Dr. Ümit Kocasakal, "Bu iktidar taşeron görevi yapıyor. Türkiye'yi dönüştürme, rejimi değiştirme ve bölge planlarının taşeronu. Bunlar ihale kanunlarında 23 kez değişiklik yaparak önce Cumhuriyet'in bütün kazanımlarını satıp, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek suretiyle kendi yeni yetme zenginini yarattı. İkinci olarak da kendi devletlerini yarattılar" dedi.
Doç. Dr. Kocasakal, bunun bir örneğinin Naziler olduğunu belirterek, "Şu anda tam bir parti devletiyiz. Bu sürece gelmede ihanetlerin birleşmesi var. Bunun içinde hiç suçu olmayan kesim de halktır. Halk burada dolandırılmış durumdadır. Ama halk bunu anladığında tepkisini ABD, Pensilvanya ve Washington'da bile duyacak. Ayrıca ülkemizde o kadar çok hukuksuzluk yaşanıyor ki, 103 hukuk fakültesi ve bunların dekanları var. Ne yapıyorlar, hiçbir şey. Hepsine yazıklar olsun" diye konuştu.
 
"YENİ ANAYASAYA GEREK YOK"
 
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacının olmadığını, yeni anayasanın yeni devlet kurulurken yapıldığını anlatan Doç. Dr. Kocasakal, sözlerini şöyle tamamladı:"Yeni bir Anayasa ne zaman yapılır? Yeni bir devlet kuruluyorsa, rejim değişiyorsa, devrimden sonra veya karşı devrimden sonra yaparsınız. Türkiye'de hangisi var da yeni bir anayasa yapılıyor. Bugüne kadar 118 maddesini değiştirdiler. Anayasamız size yeni bir anayasa yapma hakkını hukuken vermiyor. 10 senedir siz iktidarınızı bu anayasaya göre yürütürken gayri meşru ve darbe anayasası olmuyordu da şimdi mi darbe anayasası oldu? Bu mantıkla bakacak olursak her seçimden sonra gelen iktidar yeni bir anayasa yapsın. Ne kadar güzel ya. Anayasa sihirli bir değnektir. Bu emperyalizmin bir talebidir."