Gül'e, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Güney Kıbrıs'ta yaptığı açıklamalar sorulunca, 'Büyük bir ülkenin ihtilafli bir konuda taraflardan birini üzmesi doğru değil. Avrupa Birliği, kendi koyduğu kuralları çiğneyerek Rum kesimini tam üye yapmıştır' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Balıkesir'e gerçekleştirdiği ziyaret çerçevesinde Valiliği ziyaret etti. Valilik önündeki vatandaşlar tarafından çiçekler, balonlar ve konfetilerle karşılanan Gül'ün boynuna Balıkesir Yörükler Federasyonu üyelerince keyfiye takıldı ve üzerinde adı yazılı olan Beşiktaş spor kulübünün ambleminin bulunduğu minyatür halı armağan edildi.

Tören mangasını selamladıktan sonra halka hitap etmek üzere Valiliğin girişine geldiği sırada Valilik binasında Cumhurbaşkanı Gül'ün başından aşağı gül yaprakları döküldü. Gül, halka hitaben yaptığı konuşmada Balıkesirlilere selamlarını ve en iyi dileklerini iletti, gösterilen sevgiye teşekkür etti. Gül, ''Sizin şahsıma gösterdiğiniz bu sevgi, devletin ve milletin birliğinin sembolüdür'' diye konuştu.

Balıkesir'de olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Gül, kentin milli mücadele ateşinin yakıldığı merkezlerden biri olduğunu söyledi. Gül, tüm kamu görevlilerinin vatandaşlara hizmet etmek, ayrım yapmadan tüm vatandaşları kucaklamak ve en güzel imkanları hazırlamak için çalıştıklarını ifade ederek, vatandaşlardan da devlete ve millete sahip çıkmasını istedi.

-SORULAR-

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Balıkesir Valisi Yılmaz Arslan'ın makamına geçti. Vali Arslan, Cumhurbaşkanı Gül'e Cumhurbaşkanlığı forsu işlenmiş kilim, kolonya ve aralarında zeytin ve zeytinyağının da bulunduğu yöresel ürünler hediye etti.

Gül, Balıkesir'in tarım alanındaki zenginliğinden bahsederken, kendisine hediye edilen zeytin ve zeytinyağından oluşan kahvaltı tepsisi hazırlandı. Zeytinyağının tadına bakan Cumhurbaşkanı Gül, beğenisini, ''Bundan güzel bir şey olamaz'' sözleriyle dile getirdi.

Burada gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ''Türkiye'nin Kıbrıs'ta işgalci olduğu'' yönündeki sözlerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şöyle konuştu:

''Hükümetin bu konuyla ilgili açıklamaları oldu. Almanya, Avrupa'nın en güçlü, lokomotif ülkesi. Avrupa'nın en güçlü ülkesinin bu tip sorunlarla ilgili daha dikkatli, daha yapıcı olmasını beklerdim. Rum kesimi, AB'nin temel ilkeleri ihlal edilerek Birliğe üye alındı. Rum kesiminin Kıbrıs sorunu hallolmadan AB'ye üye olamaması gerekiyordu. Kıbrıs dosyası Birleşmiş Milletlerde tartışılırken, Barış Gücü varken, sorunlu bir Ada'yı üye alarak AB temel ilkelerini çiğnemiştir. Barışın gerçekleşmesi için yapıcı, tarafları incitmeyecek şekilde hareket edilmeli. 2004'te referanduma sunulan Annan Planı, aynı zamanda AB'nin de planıydı. O dönem AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri olan Günter Verheugen 'Rumlar bizi kandırdı' dedi. Sayın Merkel'in bunları bilerek konuşması gerekirdi. Açıklamalarına üzüldüm.''

Gül, Ceza Muhakemesi Kanununun tahliye süreleriyle ilgili 102. maddesine ilişkin tartışmaların anımsatılması üzerine, bu tartışmaların çekişme olarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'de köklü bir adalet reformuna ihtiyaç bulunduğunu daha önce de açıkladığını hatırlatan Gül, şöyle konuştu:

''Hep tezat içinde oluyoruz. 'Tutukluluk süresi uzun' diyoruz. Öbür taraftan, 10 senede mahkeme sonuçlanmıyor ve tutukluluk süresi kısa gibi gözüküyor. Yargılamanın hızlandırılması, hakim savcı sayısının artırılması, eğitimlerinin iyileştirilmesi ihtiyaç. Bunlar, el birliğiyle olacak şeyler.''

Cumhurbaşkanı Gül, yargı organlarının başkanlarını söz konusu tartışmalar kapsamında davet edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de, ''Bir bakayım, değerlendiririm'' karşılığını verdi.

Vali Arslan'ı ziyaretinin ardından Valilik binasının giriş katında yerini alan ve Roman çocuklardan oluşan ''Umut Ateşi'' müzik topluluğu tarafından Cumhurbaşkanı Gül'e ''Gesi Bağları'' türküsü çalındı. Gül, topluluğu tebrik etti.

***

Öte yandan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de, yargının, A'dan Z'ye kadar, temelinden, ilk derece mahkemelerine kadar çok geniş bir yargı reformuna muhtaç olduğunu belirterek, ''Artık bıçak kemiğe dayandı. Sorunlar kartopu halinde çözümsüz bir yumak haline geldi. İnsanlar, toplum şikayetlerinde haklı. Vatandaşa sorunlarımızı mazeret olarak sunamayız'' dedi.
 
Gerçeker, Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Yargıtay Kararları Çerçevesinde Ceza Hukuku Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, ceza hukukunda yapılan köklü değişikliklerinin doğru uygulama için önem arzettiğini söyledi.

Ceza hukuku alanında uygulamacılar ile akademisyenlerin birlikte çalışmasının yarar ve katkı sağlayacağını ifade eden Gerçeker, ceza hukukunun, temel hak ve özgürlükler, insan haklarıyla yakından ilgili olduğu için üzerinde hassasiyet gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Ceza hukuku alanında yargı organları arasında farklılıklar da bulunduğuna işaret eden Gerçeker, ''Güncel olduğu için dile getiriyorum. Tutuklama konusunda farklı uygulamalar yapılması, mahkemeler arasında farklı, Yargıtayda farklılık olması çok üzüntü verici. Bu yapılanların net olmadığını, ceza hukukunun genellilik ilkesine aykırı olduğunu gösteriyor'' dedi.

Ceza hukukundaki farklılığın toplumca anlaşılmasının da zor olduğunu ifade eden Gerçeker, bu durumun bir an önce çözülmesi gerektiğini, konuya ilişkin yasal ve mevzuat değişikliği için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi.

Gerçeker, ''Yoksa kaos ortamına gidiyoruz. Ceza hukukunda kaos ortamı oluşuyor. Mahalle baskısı, kamuoyu, toplum vicdanı baskısı bizleri hiçbir zaman kanunu, hukuka uygun bir şekilde uygulamaktan alıkoymamalıdır'' diye konuştu.

''Yargı, A'dan Z'ye kadar, temelinden, ilk derece mahkemelerine kadar çok geniş yargı reformuna muhtaç durumda'' diyen Yargıtay Başkanı Gerçeker, ''Artık bıçak kemiğe dayandı. Sorunlar kartopu halinde çözümsüz bir yumak haline geldi. Çözüm bulunmadığı takdirde, sorunlar gittikçe daha çözümsüz hale gelecek. İnsanlar, toplum şikayetlerinde haklı. Vatandaşa sorunlarımızı mazeret olarak sunamayız'' değerlendirmesinde bulundu.

-ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU HAKKI-

Gerçeker, Anayasa Mahkemesine verilen bireysel başvuru hakkının asıl amacının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin iş yükünün, ülkeler nezdinde azaltılması olduğunu da savunarak, AİHM'in de iş yükü altında olduğunu, yargılamaların makul süreleri aştığını söyledi.

''Anayasa Mahkemesinin bugünkü yapısıyla bireysel başvuru hakkını gereği gibi yerine getirmesinin olanaklı olmadığını'' dile getiren Gerçeker, yapılmak istenen yasal düzenleme için de ilgili kurumların görüşlerinin alınmadığını kaydetti.

Gerçeker, şöyle konuştu:

''Bireysel başvuru hakkı ile Anayasa Mahkemesine nasıl bir yetki verildi, bunu çok iyi görmek lazım. Anayasa Mahkemesinin, Yargıtay ve Danıştayın verdiği kararı iptal yetkisi yoktur. Bu yetki Anayasa'nın 148. maddesine yüzde 100 aykırı olan bir yetkidir. Bir yargı mercinin, son merci olarak verdiği kararı inceleyeceksiniz ve karar vereceksiniz, verilen kararı iptal edeceksiniz, bunun adı temyiz olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bu durum, Anayasa Mahkemesine verilen yetki, aynı zamanda kesin hüküm ilkesine de aykırıdır. Bu durum yargıda korkunç bir kaos yaratır, yargıya olan güveni ortadan kaldırır, bundan vazgeçilmesi gerekir.''

Yargıtay ve yargı üyelerinin maddi sorunlarını dile getirmekten de her zaman kaçındıklarını, ''bu kadar sorun içerisinde kendi maddi yararını düşünüyorlar'' imajı yaratmak istemediklerini belirten Gerçeker, Anayasa Mahkemesi üyelerine bireysel başvuru hakkıyla birlikte verilen ek maddi olanakları eleştirdi.

Yargıtay Başkanı Gerçeker, ''Asli görevle ilgili olarak bir ek tazminat verilmesi hakla, adaletle, hakkaniyetle ne kadar bağdaşır. Yasama, yürütme, yargı eşit deniliyor da bunların maddi olanakları da eşit olması gerekmiyor mu? Bu durum yargının kendi içinde dengesizliğe neden olacaktır'' diye konuştu.

Konuşmasının ardından Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Yargıtay Başkanı Gerçeker'e dernek adına teşekkür plaketi verdi.

Açılış konuşmalarının ardından 2 gün sürecek olan sempozyumun ilk oturumu başladı.




Zaman