Bakan Ergin, yargı hizmetlerinin daha etkin, süratli ve verimli şekilde sürdürülebilmesi amacıyla getirilen yenilikleri, Ankara Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.
Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubunun (GRECO) Türkiye hakkındaki tavsiyeleri ve Başbakanlığın Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı'na uyum sağlamak amacıya ''rüşvet'' suçunun yeniden tanımlandığını belirten Ergin, kamu görevlilerinin, yapmak zorunda oldukları işler için vatandaştan para almalarının ''görevi kötüye kullama'' suçu kapsamından çıkartılarak ''rüşvet'' suçu kapsamına alındığını söyledi. Ergin, buna göre görevi kötüye kullanma suçu olarak kabul edilen icra memurunun görevini yapması, doktorun ameliyat etmesi, tapu memurunun işlemleri hızlandırması için para alma eylemlerinin rüşvet suçunu oluşturacağını ifade ederek, görevi kötüye kullanma suçunun cezasının 1 yıldan 3 yıla kadar, rüşvet suçunun cezasının da 4 yıldan 12 yıla kadar hapis olduğunu anımsattı.
Bakan Ergin, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmalarının kamuoyunda rahatsızlık yarattığını ve bu nedenle Türk Ceza Kanunu'nda örgüt üyeliği suçunu düzenleyen 220/6. maddesinde değişikliğe gittiklerini dile getirerek, örgüte üye olmak suçundan verilen cezaların yarı oranında indirilmesini öngördüklerini söyledi.
Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmadan örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin de örgüt üyesi olarak cezalandırıldığını anımsatan Ergin, bu kişilere örgüte üye olmak suçundan verilen cezanın da yapılan yardımın niteliğine göre üçte ikisine kadar indirilebileceğini kaydetti.

-Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkı genişletilecek-

Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkının kullanımını genişletmeyi amaçladıklarını anlatan Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250. madde kapsamına gören suçlar bakımından özel soruşturma ve kovuşturma usullerinden bazılarının kaldırıldığını bildirerek, şüphelilerin ifade tutanağı, bilirkişi raporu ve diğer adli işlemlerle elde edilen delillerden örnek alma hakkına getirilen ve dava açılıncaya kadar devam ettirilebilen sınırlamanın 3 ayla sınırlı tutulacağını, belgelere en fazla 3 ay süreyle gizlilik kararı verilebileceğini vurguladı.
Ergin, ''Özel yetkili savcılarca yürütülen soruşturmalarda özellikle sanık hakları bakımından temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesini amaçlıyoruz'' dedi.
CMK ve Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan bazı özel soruşturma ve kovuşturma usullerinde şüpheli ve sanık lehine iyileştirmeler yapılacağını, yargılama aşamasında, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere sanık ve müdafisine hakim tarafından verilen süre sınırlama uygulamasının kaldırılacağını belirten Ergin, sanık hakları bağlamında temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin amaçlandığını kaydetti.
Bakan Ergin, terör suçlarından dolayı 2 yılın altında hapis cezası alan kişilerin hürriyetlerinin kısıtlanması, terörist damgası yemeleri ve terör örgütüyle bağlantılarının artmasından kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi için de terör suçları bakımından ''hükmün açıklanmasının geri bırakılması'', ''seçenek yaptırımlara çevirme'' ve ''cezanın ertelenmesi'' müesseselerinin uygulanmasının mümkün hale getireceğini belirtti.
Petrol boru hatlarından hırsızlık ve boru hatlarına zarar verilmesi suçlarına ilişkin hapis cezalarının da artırılacağını anlatan Ergin, boru hattından hırsızlık suçuna ilişkin 3 yıldan 7 yıla kadar olan hapis cezasının 5 yıldan 12 yıla, suçun örgütlü işlenmesi halinde verilen 3 yıldan 15 yıla kadar olan hapis cezasının da 7.5 yıldan 18 yıla kadar çıkartılacağını, petrol boru hattına zarar verilmesi halinde uygulanan 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasının da 4 yıldan 12 yıla kadar çıkartılacağını söyledi.
Çek Kanunu'nun TBMM Genel Kurulu gündeminde olduğunu hatırlatan Ergin, karşılıksız çek keşide edenlere hapis veya para cezası verilmeyeceğini, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanacağını, bu sayede borcunu ödeyemediğinden dolayı kimsenin hapse girmeyeceğini, yargının iş yükünün azaltılacağını kaydetti. Ergin, çek suçundan yerel mahkemelerdeki dava sayısının yaklaşık 350 bin, Yargıtaydaki dosya sayısının da yaklaşık 250 bin olduğunu bildirdi.

-Modern icra teşkilatları-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargının hızlandırılması için hazırladıkları tasarıyla daha modern anlamda bir icra teşkilatı kurulması ve daha kaliteli hizmet verilmesinin amaçlandığını belirterek, icra dairelerinde çalışan personel sayısının artırılacağını, icra katipliği kadrosunun ihdas edileceğini, icra dairelerinin de Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılmasının hüküm altına alınacağını söyledi.
İcra dairelerindeki iş yükü hakkında bilgi veren Ergin, Türkiye'de yılda ortalama 6 milyon 500 bin icra takibinin başlatıldığını, 2012 yılı itibarıyla icra dairelerinde yaklaşık 12 milyon 700 bin dosya bulunduğunu kaydetti.
İlamsız icra takibinde masraf miktarını verdiği örnekle anlatan Ergin, 100 liralık bir borcun 2012 yılı itibarıyla ödeme emrinin tebliği üzerine borcun kendiliğinden ödenmesi halinde bile 234 liraya, haciz ve satış sonrası ödendiğinde ise 541 lira 65 kuruş olarak tahsil edildiğine işaret etti.
Ergin, haciz yoluyla borcun tahsilinin borçlular bakımından çok ağır sonuçları olduğunu da vurgulayarak, ilamsız takiplerde alacağın miktarı aylık asgari ücretin altında olması halinde doğrudan icra takibine başlanılmayacağını, borçluya ''ödemeye davet yazısı'' gönderileceğini kaydetti. Ergin, borçlunun borcunu ödemesi durumunda masrafların alınmayacağını, icra dairelerinin parayla temasını kesmek için her türlü nakdi tahsilat ve ödemelerin banka aracılığıyla yapılacağını, icra dairelerinin parayla ilişkisinin zorunlu haller dışında tamamen ortadan kaldırılacağını belirtti.
Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşyaların haczedilemeyeceğini, para, kıymetli evrak, altın, gümüş veya antika, değerli taş, madeni süs eşyası gibi kıymetli şeyler ile aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan birinin haczedilebileceğini kaydetti.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, haczedilen malların toplam değerinin aylık asgari ücretin beş katının altında kalması halinde bu malların muhafazası için yapılan giderler dikkate alınarak, bu malların bulunduğu yerde bırakılmasının daha uygun olacağının değerlendirildiğini söyledi.

-Hacizli mallar elektronik ortamda satılacak-

Hacizli malların elektronik ortamda ihaleye çıkarılarak satılacağı bir sistem üzerinde çalıştıklarını da ifade eden Bakan Ergin, hacizli mal satış prosedürünün yeniden düzenleneceğini, elektronik ortamda yapılacak satış sayesinde, satışa herkesin elektronik ortamda teklif verme imkanı getirileceğini bildirdi. Ergin, hacizli malların ihalelerinde bireylerin herhangi bir zorluk yaşamadan katılmalarını sağlamayı amaçladıklarını dile getirerek, bu yolla malın gerçek değerinden satılmasına da imkan tanıyacaklarını söyledi.
Ergin, mahkeme kararıyla Adli Tıp Kurumuna muayene için sevk edilen kişilerin kollarına mahkeme kaleminde vurulan mühür uygulamasına da son verdiklerini belirterek, bu konuya ilişkin yönetmelik değişikliğinin yakın zamanda Resmi Gazete'de yayımlanacağını bildirdi.


AA