Van’da esnaflık yapan 32 yaşındaki Abdulselam Arslan 9 Haziran’da Gevaş’ın Artos dağında mantar toplamak üzere arkadaşının aracını aldı. Geziye 53 yaşındaki dayısı Cemal Arslan, 48 yaşındaki akrabası Halil Arslan ile 29 yaşındaki kayınbiraderi Nejdet Beysüm’ü davet etti. Mantar toplayan akrabalar PKK tarafından alıkonuldu. Dört akrabayı bir mağaraya götüren PKK’lılar, el koydukları araçlarıyla Gevaş Emniyet Müdürlüğü’ne saldırıda bulundu. Akşam serbest bırakılan dört akraba aynı araçla ilçeye döndü. Beysüm’ü eve bırakan üç kişi Emniyet’e ilerlerken, yolda durduruldu. Dövülen ve görüntüleri çekilerek sosyal medyada “terörist” diye teşhir edilen üç kişinin suçsuz oldukları anlaşıldı. Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturmanın yanı sıra İçişleri Bakanlığı da müfettiş göndererek, mağdurların ifadesini aldı

‘Araçtan düştüm’ dedirtmek istediler
Abdulselam Aslan, 28 Haziran’da verdiği ifadesinde, yolda araçtan indirildikten sonra yere yatırıldıklarını anlatarak, şunları söyledi:

“Yedi sekiz polis üzerimize çöktü. Yarım saat bizi dipçiklerle ve tekmeleyerek dövdüler, küfrettiler. Zırhlı aracın arka tarafına beni tek başıma sokup yüzükoyun koridora yatırdılar. Pantolonumu ayak ucuna kadar çıkardılar. Orada da dövdüler. İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiler. Araçtan indirdiklerinde, sağlı sollu koridor yapmışlardı. Koridordan geçerken hakaret edip vurdular. Lavabonun yanında fayansın üzerine bastırarak, kafamı dizlerimin arasına soktular. Ne kadar polis varsa vurup gitti. Tanıyan bir polis, beni nezarethaneye götürdü. ‘Niyetli misin’ dedi. ‘Evet’ dedim. Bir bardak su verdi, içtim. Gelen polisler beni nezarethane demirlerine çekip yüzümü yanaştırmamı istiyordu.

Yanaşınca yüzüme yumruk atıyorlardı. Başkomiserin odasına götürdüler. Kafamı kaldırmama izin vermediler. Başkomiser başımı yere çöktürmüş, kafama vuruyordu. Parmak izimi alıp nezarete attılar. Birkaç resmi polis nezarethaneye gelerek resim gösterdi. ‘Ben tanımıyorum’ dedim. Tekme tokat döverek, ‘Bu sensin’ dediler. Lavaboya götürdüler. Bayan doktor ‘Ne oldu?’ diye sordu. Arkamda duran iki polis araçtan düştüğümü söyledi. Ben de ‘Hayır burada çalışan herkes beni dövdü’ dedim. İki polis ‘Sen araçtan düştün’ diye beni zorladı. Yarım saat sonra bizi arabaya aldılar, yüzü koyun aracın içine koyup Bölge Hastanesi’ne götürdüler. Araçta dövmeye devam ettiler. Hastane koridorunda resmi polis bana hakaret ederek, kafama vurdu. Hastaneden Terörle Mücadele Şubesi’ne gelene kadar resmi bir polis beni dövmeye devam etti.”

Çıplak fotoğraf iddiası
Halil Aslan da “Hem dövüp hem küfredip hem de konuşturuyorlardı. Çıplak şekilde fotoğraflarımı çekiyorlardı. O an Cemal’i tuvalette görüyordum. Üç dört saat tuttular. Sabaha karşı bayan doktor geldi ve ne olduğunu sordu. Polisler ‘Arabadan düştü’ dediler. Korktuğum için ‘Evet’ dedim” şeklinde konuştu. Cemal Aslan da aynı yönde ifade verdi. Bu arada, 12 Temmuz’da üç sayfalık polis fotoğraf listesi üzerinden teşhis işlemi yaptırıldı. Abdulselam Aslan beş polisi teşhis etti. Halil ve Cemal Aslan ise teşhiste bulunamadı.


Hürriyet