Mağdur avukatları Ramazan Arıtürk ile Uğur Sevgili, dava dilekçesinin yanı sıra mahkemeye, İsrail’in işlediği suçlara ilişkin hazırlanan ve içinde görsel malzemelerin yer aldığı geniş kapsamlı bir delil dosyasını da sundu.

Başvurudan sonra basın toplantısı düzenleyen heyet, saldırının uluslararası sularda gerçekleştiğini ve bunun da uluslararası hukuka göre suç olduğunu dile getirdi.

Mahkemenin önündeki basın toplantısına bazı mağdurların yanı sıra şehit aileleri, avukatlar ve Avrupa ülkelerinden davaya destek veren sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katıldı.

Açıklama yapan Arıtürk, İsrail’in işlediği suçun insanlık dışı olduğunu ve bunun cezasız kalmaması gerektiğini söyledi.

Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıdan hemen sonra uluslararası organlar nezdinde başlattıkları hukuk mücadelesinin devam ettiğini belirten Arıtürk, Lahey’deki mahkemeye yaptıkları başvurunun da bunlardan birisi olduğunu kaydetti.

Başvurunun İsrail halkına karşı olmadığını, gemideki insanlara ateş eden askerler ve onlara emir veren komutanlarla ilgili olduğunu hatırlatan Arıtürk, "Gerçekleşen saldırı sebebiyle başları öne eğilmiş, insanlık değerlerine inanan İsraillilerin de bu başvurumuzu memnuniyetle karşılamış olduklarından eminiz. Kendisini hukuktan üstün zannedenlere karşı, kendi menfaatlerini insani değerlerin üzerine konumlandıranlara hukukun üstünlüğünü kabul ettirmek için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni göreve çağırdık. 2. Dünya Savaşı yıllarında kendilerine uygulanan insanlık dışı cinayetler ve muamelelerden öğrendiklerini birebir bugün uygulayan zihniyet hesap vermek zorundadır. Nasıl kendilerine insanlık dışı eylemleri yapanlar Nürnberg Mahkemeleri’nde hesap vermek zorunda kaldılarsa aynı zihniyete sahip İsrailli sorumluların da yargı önüne çıkarılması tarihi bir sorumluluktur insanlık için" şeklinde konuştu.

Suç duyurusu dilekçesini uluslararası mahkemenin başsavcına verdiklerini ve dilekçenin kabul edildiğini de aktaran Arıtürk, "Temenniniz davanın açılması ve İsrail’in suçluluğunun kabul edilmesidir. Buradan çıkacak olumlu sonuç acımızı hafifletecektir. Vicdan taşıyan, insaniyet sahibi hiç kimsenin kesinlikle onaylamayacağı ve hatta lanetleyeceği bu saldırı sonrası kendini sorumlu hisseden tüm dünya hukukçularının verdiği mücadeleyi bugün yeni bir platformda sürdürmek için Lahey’deyiz" değerlendirmesinde bulundu.

BM İnsan Hakları Konseyi’nin daha önce bu olayla ilgili hazırladığı raporda haklılıklarının açık bir şekilde tespit edildiğini kaydeden Arıtürk, Lahey’deki mahkemeden de benzer bir sonuç beklediklerini belirterek, şöyle konuştu:

"BM İnsan Hakları Konseyi’nin saptaması uluslararası hukuk bağlamında kesin ve resmidir. BM tarafından oluşturulan diğer tüm kurumlar için bağlayıcı ve BM ile sıkı işbirliği içinde olan uluslararası mahkemeler için bağlayıcılık düzeyinde yol gösterici olmak zorundadır. Uluslararası hukukun bu bağlayıcılığı saptama ve hükümleri karşısında BM kurumlarının ve onunla sıkı işbirliği içindeki mahkemelerin, BM’nin ortak amacının gerçekleştirilmesi yolunda ortak bir eylem birliği içerisinde üzerine düşeni yerine getirmeyeceğini düşünmek imkansızdır."




AA