Gerekçe olarak da, 2006'da çıkarılan 'Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarını başsavcı vekili soruşturur.' yazılı genelge gösterildi.

1 Ocak 2006 tarihli "Soruşturmaların yürütülmesi, soruşturma evrakının düzenlenmesinde ve tamamlanmasında dikkat edilecek hususlar" başlıklı 2 No'lu genelge Adalet Bakanlığı'nın sitesinde duruyor. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarına müdahalenin 'hukuki(!)' zemini haline getirilen 2 No'lu genelge, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın isminin karıştığı 9 Kasım 2005 tarihli Şemdinli'deki kitabevinin bombalanması olayının hemen ardından 1 Ocak 2006'da çıkarıldı. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in Mart 2006'da 'Adalet Bakanlığımız yargı sürecindeki aksaklıkları gidermek için 4500 genelge yayınladı.' şeklindeki açıklamasında bahsettiği genelgelerden sadece biri. Adalet Bakanlığı'nın sitesinde Çiçek'ten sonraki bakan Mehmet Ali Şahin imzalı sadece 2 tane genelge var. Şimdiki Bakan Sadullah Ergin'e ait ise hiç genelge yok.

Cemil Çiçek'in, savcılara kanunu nasıl yorumlayacağını söylediği genelgeleri oldukça fazla. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının üzerinde 'Demokles'in kılıcı' gibi duran 2 No'lu genelgenin ayrıntıları da çok ilginç. Şemdinli olayından sonra çıkarılan, ancak Ergenekon soruşturmasında generaller dahil olunca birden uygulamaya sokulan genelgenin tartışmalı 15'inci maddesi şöyle: "Kamuoyunda yanlış yorumlamalara ve yakınmalara sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi bakımından, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı, başbakan, yüksek yargı organı başkanları ve başsavcıları, Genelkurmay başkanı, bakanlar, milletvekilleri, kuvvet komutanları gibi devletin üst düzey görevlerinde hizmette bulunmuş veya hâlen hizmette bulunan kişiler hakkındaki soruşturmaların kolluğa bırakılmaksızın bizzat cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirecekleri cumhuriyet başsavcı vekilleri tarafından yürütülmesi esastır."

Söz konusu maddenin "Kamuoyunda yanlış yorumlamalara ve yakınmalara sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi bakımından" şeklindeki girişi yasal bir dayanaktan uzak, tamamen kişisel bir görüşü ve hassasiyeti gösteriyor. Buna karşılık Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 160 ve 161'inci maddeleri ise çok açık. Bu maddelere göre, cumhuriyet savcısı, suça ilişkin bir emare gördüğünde, ihbar geldiğinde kendiliğinden harekete geçer, kolluğu görevlendirir ve gerekli delilleri toplar, dava açar. Kanun, savcıya bu yetkiyi tanıyor. Ancak son zamanlarda yaşanan gelişmeler, 2 No'lu genelgenin, kanunların önüne geçirildiğini gösteriyor. Başsavcı Engin, eski kuvvet komutanları Özden Örnek, İbrahim Fırtına, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın soruşturmalarına bu genelge ile müdahale ediyor.

Genelge, Bakan'ın imzasıyla kaldırılır

'İnternet andıcı' soruşturmasında yine 'genelge' gerekçesiyle Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı da görevlendirildi. Ama garip olan şu ki, hem Balyoz hem de andıç soruşturmasında 'şüpheliler' arasında genelkurmay başkanı ya da kuvvet komutanı yok. Başta Hasan Iğsız olmak üzere diğer şüpheliler sadece orgeneral ve bu durumda genelge kapsamında değil. Bu durum çok açıkken başsavcı vekilinin görevlendirilmesi doğrudan müdahale anlamı taşıyor. Bir bakanın imzasıyla yürürlüğe giren bir genelgenin kanuni düzenlemeleri daraltması da değiştirmesi de mümkün değil. Buna rağmen, bir bakan imzasıyla kaldırılabilecek olan 2 No'lu genelge, şimdilik Ergenekon soruşturmalarını yavaşlatma ya da yönlendirme işlevinin bir aracı olarak kullanılıyor.


Zaman