Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin, bölgesel konular ile AB stratejik hedefini "birbirini ikame eden değil, bütünleyen yaklaşımlar olarak gördüğünü" söyledi.

Dışişleri Bakanlığı Konutu’nda, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Steven Vanackere ile düzenledikleri ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, görüşmede, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki sorunları ele aldıklarını ve önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye-AB stratejik diyaloğu konusunda çok daha yakın çalışma kararlılığını vurguladıklarını söyledi.

Davutoğlu, bölgesel ve uluslararası konuları da ele aldıklarını kaydederek, İran’ın nükleer programı, Ortadoğu’daki gelişmeler, Irak’ta hükümet kurma çalışmaları ve Afganistan konularını gözden geçirdiklerini, Balkanlar konusunu da değerlendireceklerini belirtti.

"Türkiye, bölgesel konularla, Avrupa Birliği stratejik hedefini birbirini ikame eden değil, bütünleyen yaklaşımlar olarak görmektedir" diye konuşan Davutoğlu, "Türkiye-AB işbirliğinin, Belçika’nın da katkılarıyla, önümüzdeki dönemde yepyeni bir stratejik perspektif kazanmasını ve bu işbirliğinin bölgesel ve uluslararası alanda barışa büyük katkılarda bulunmasını ümit ettiklerini" söyledi.

NETENYAHU’NUN İFADELERİ
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, BM tarafından İsrail’in gemi saldırısını soruşturmak için oluşturulan komisyonun konuyu tarafsız bir şekilde detaylarıyla inceleyeceğini ve İsrail’in yaptığının sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini söyleyerek, Türkiye’nin bu konuda hiçbir sorumluluğunun söz konusu olmadığını bildirdi.

Saldırı ile ilgili olarak İsrail’de oluşturulan komisyonda İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’nun Türkiye’yi suçlayıcı ifadeler kullandığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Hiç kimse uluslararası sularda sivillerin öldürülmüş olmasının sorumluluğunu başka bir tarafa yükleyemez. Çok açık bir durum vardır, uluslararası sularda İsrail sivilleri öldürmüştür. Her şeyden önce bunun sorumluluğunu üstlenmeleri gerekir. Ancak biz uluslararası komisyonun bu konuda yapacağı çalışmalara güveniyoruz ve neticesinde uluslararası hukuka uygun şekilde sorumluların belirleneceğine de inanıyoruz. Bu konuda Türkiye’nin hiçbir sorumluluğu söz konusu değildir ve Türkiye kendi vatandaşlarının hukukunu korumaya kararlıdır."


AA