12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin hazırlanan iddianamede ilginç ayrıntılar yer alıyor.

Kahramanmaraş'ta 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında meydana gelen olaylar, 12 Eylül sürecine giden yolda önemli dönüm noktalarından biri. 1978 yılının Aralık ayının ikinci haftasında Kahramanmaraş sokaklarında ilginç bir hareketlilik yaşanıyor. Nüfus memuru olduklarını belirten görevliler, Alevilerin yoğun olduğu mahalle ve semtlerde dolaşıyor. Sözde yeni sayım için numaralandırma yapıyorlar. Gidilen evlerin kapısı kırmızı boya ile boyanıyor. Bunun nedeni ise bir hafta sonra anlaşıldı. İşaretlenen yerler hedef seçiliyor.

Öldürülen sol görüşlü Mustafa Yüzbaşıoğlu ve Naci Çolak isimli 2 öğretmenin cenazesine katılmak üzere çeşitli çevre illerinden gelen 10 bine yakın insanın katıldığı cenaze töreninde, sağ görüşlü vatandaşlar da karşı kitlesel grup oluşturdu. Olayların ikinci günü dönemin Kahramanmaraş Valisi tarafından takviye asker kuvveti talep edilmiş olmasına rağmen talep dikkate alınmadı.

Çorum olayları öncesi ise Emniyet Müdürü Hasan Uyar görevinden alınarak yerine Tunceli'de görev yapmış olan Nail Bozkurt getirildi. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne MHP'li Fethi Katar atandı. Çorum Valiliği'ne ise Rafet Üçelli getirildi. 40'a yakın polis memurunun ataması başka illere yapıldı. 1980 yılındaki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları hazırlıklar sırasında kızların kıyafetleri öne sürülerek "Müslüman, namusuna sahip çık." başlıklı ibarelerle devam eden tahrik edici bildiri dağıtıldı.

27 Mayıs 1980 tarihinde MHP'nin ileri gelenlerinden Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak öldürüldü. Bu suikastın ardından Gün Sazak'ın komünistler ve solcular tarafından öldürüldüğünün ortaya atılması üzerine, Türkiye'nin her tarafında büyük protesto eylemleri yapıldı. Daha önce Kahramanmaraş ve Malatya'da ortaya konan kaos senaryosu bu kez Çorum'da sahnelendi. Kentin Alevi mahallelerine saldırı yapıldı. İlk saldırılarda 4 kişi öldü. 100'den fazla ev ve işyerine zarar verildi. Diğer senaryolarda olduğu gibi Alaattin Camii'ne bomba atıldığı söylentisi camilerin hoparlöründen duyurularak cihat ilanı yapıldı. Suların zehirlendiği iddiası dalga dalga tüm Çorum'a yayıldı. Bu şekilde Çorum Olayları başlatıldı.

Çorum olaylarının yargılamasını yapan 3.Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesinin yaptığı değerlendirmede ise 4 Temmuz 1980 Cuma günü camilerde halkın Cuma namazı kıldığı sırada, aynı semtte bulunan tüm camilere aynı anda gelen kimliği tespit edilemeyen bir kısım tahrikçilerin önceden planladıkları gibi "Alaattin camisini bombaladılar, cami yanıyor" şeklinde söylentiyi yaymaları üzerine bir kısım cemaatin namazı terk edip evlerine koşup silahlanmak suretiyle büyük gruplar halinde teşvikcilerin görevlendirdiği kişilerin yol göstermesi ile gene önceden tespit edilen alevi ve solcu olarak bilinen vatandaşların oturdukları mahallelere baskın şeklinde saldırılar düzenlediklerini" belirtiyor.

TUGAY KOMUTANI ÇORUM'U TERK ETTİ

Dönemin Çorum Valisi Rafet Üçelli 28 Aralık 2011 tarihli tanık olarak alınan beyanında "Olaya müdahale için Çorum'a gelen Amasya Tugay komutanının henüz olaylar yatışmadan güvenlik zafiyetini de bildiği halde birliklerini geri çekerek Çorum'u terk ettiğini, ardından kendisinin İçişleri Bakanı'nı arayarak yardım istediğinde Yozgat'tan gönderilen jandarma sayısının 60 civarında olduğunu, bunun da çok yetersiz kaldığını, kendilerinin paşanın tutumunu anlayamadıklarını" ifade ediyor.

MSP'nin Konya mitinginde de provakatör grupların rolü olduğu ifade ediliyor. MHP Gençlik Kolları Başkanı Galip Köse beyanında "Okullarda olay çıkaran bir çok komünist kişileri konvoylarda gördük. Bu kişileri çeşitli sloganlarla ülküdaşlarımızı tahrik etmeleri, buna karşılık ülküdaşlarımızın bu tahriklere kapılmamaları bizleri sevindirmiştir." diyor.

8 Eylül 1980'de ise AP Konya İl Başkanı Adnan Ağırbaşlı açıklamasında; olayların arkasında Marksist lisan ile konuşanların olduğunu, bugüne dek Konya'da görülmeyen kişilerin olaylara karıştığını ileri sürüyor.


Cihan