İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgali ve burada çıkan olaylarda 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili tutuklu 50 asker hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu.
İddianamede, Hava Harp Okulu'nda yapılan toplantıda İstanbul'daki ana davanın sanıkları eski Albay Muzaffer Düzenli'nin, yine ana darbe davası sanıklarından Sadık Cebeci'ye darbe girişimi kapsamında emrindeki birliklerle İstanbul Valiliği, AK Parti İstanbul İl Binası ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgal edilmesi görevini verdiği ifade edildi.

Cebeci'nin, darbe kalkışması öncesinde örgüt mensupları tarafından 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Hava Harp Okulu ve 66.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantılara bizzat iştirak ettiği ve darbe faaliyetleri kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne intikal edecek askeri birliği hazırlamakla görevlendirildiği anlatılan iddianamede, Cebeci'nin de şüpheli eski Kurmay Albay Zeki Demir'in emir ve komutasında bazı askerleri belediyenin işgalinde görevlendirdiği dile getirildi.
İddianamede, Demir'in şüpheliler Ramazan Ertürk, Ömer Faruk Nazlıcan, Mustafa Alper Şengören, Cihan Şahin ve Yakup Karaçelik'e belediyenin krokisi üzerinden kimin işgal eylemi sırasında nerede duracağı ve hangi görevi yapacağını tek tek anlattığı kaydedildi.

"İdam mangası edasıyla vatandaşlara ateş edildi"
Demir'in emri üzerine işgal eylemine katılan tüm şüphelilerin vatandaşların ayaklarına doğru ateş etmeye başladığı anlatılan iddianamede, Demir'in ise "Yere doğru değil, üzerlerine ateş edin." şeklinde emri üzerine şüphelilerin canlarını hiçe sayarak fedakarca bir mücadele gösteren vatandaşların ve emniyet güçlerinin üzerine hedef gözeterek ateş etmeye başladıkları belirtildi.
İddianamede, özellikle olay tarihindeki saat 01.22'deki kamera kayıtları incelendiğinde, Demir'in emri altındaki şüpheli erlerin diz çökerek, adeta bir idam mangası edasıyla hunharca, hedef gözeterek ateş ettiklerinin görüldüğü anlatıldı.
Olaylar sırasında Şehzadebaşı Camisi'nden okunan selaya dahi tahammül edemeyen Demir'in, şüpheli Ömer Sevim'e camiye gidip selayı susturmaları için emir verdiği ancak kapı kilitli olduğu için içeriye girilemediği aktarıldı.
Şüpheliler Zeki Demir, Ömer Faruk Nazlıcan, Cihan Şahin, Yakup Karaçelik, Mustafa Alper Şengören ve Ramazan Ertürk'ün, olaylar sırasında yaralanan şüpheli erler Yasin Akgül ve Özgün Çetin'in ambulansla hastaneye götürülmelerine dahi belli bir süre izin vermedikleri ifade edilen iddianamede, yine şüphelilerin atışları sonucu yaralanan müşteki Ufuk Küpeli'nin de ambulansa alınmasına müsaade etmedikleri anlatıldı.

"Darbe varmış la"
İddianamede, şüphelilerin askeri darbe girişiminin olduğu gün ve saatte, önceden yapılan plan ve görevlendirmeler doğrultusunda, yeterince mühimmat ile etkili silahlar bulundurmak suretiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ele geçirmek ve buradaki darbe kapsamındaki faaliyetlere yön vermek için 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı'ndan hareket ettikleri kaydedildi.
Darbe akşamı şüpheli er Hakan Kavun'a ait olan telefonun dijital incelemesinde, şüpheli er Ahmet Özdemir'in "Darbe varmış la" şeklinde bir mesaj gönderdiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin "askeri kalkışma" olduğunu bilmedikleri, polise destek amacıyla olay yerine gittikleri şeklindeki savunmalarına itibar edilmediği vurgulandı.

Yabancı öğrenci de yaralanmış
Müşteki ifadelerine de yer verilen iddianamede, işgal girişi sırasında Türkiye'de öğrenci olarak yaşayan Omar Darwichah'ın da yaralandığı belirtildi.
Olay günü Yenikapı'ya geldiğinde vatandaşlardan darbe girişimini öğrenen Darwichah, kalabalıkla beraber belediye binasına gittiğini, burada askerlerin silahlarıyla rastgele ateş ettiğini, yaralananların olduğunu gördüğünü ifade ederek, yaralılara yardım ederken sırtından vurulduğunu, çevredeki vatandaşlar tarafından hastaneye kaldırıldığını ve 2 defa ameliyat edildiğini söyledi.
İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Zeki Demir, 2014'ten beri Genelkurmay Karargahı Proje Yönetim Daire Başkanlığı Bilgi Birikim Şube müdürü olarak görev yaptığını, Mart 2016'dan beri İstanbul'daki Harp Akademileri Komutanlığı'nda Yüksek Sevk İdare Akademisi öğrencisi olarak kursa katıldığını belirtti.

Olay tarihine kadar görev yaptığı birlik içerisinde rutinin dışında herhangi bir hareketlilik fark etmediğini, 15 Temmuz gününe ait ise herhangi bir şey hatırlamadığını dile getiren Demir, 16 Temmuz'da Samatya Devlet Hastanesi'nde gözünü açtığında doktorların kasıktan vurulmuş olduğunu söylediğini kaydetti.
Demir, nerede, ne şekilde ve kim tarafından vurulduğunu hatırlamadığını, yaralanmaların öncesinde nerede olduğunu, herhangi bir göreve gidip gitmediğini de bilmediğini ifade ederek, daha önce bir kez paraşütten atlarken benzer bir hafıza kaybı yaşadığını dile getirdi.

Şüpheli eri Albay vurdu iddiası
İddianamede, şüpheli erler Mustafa Dişli ve Şahin Demiray'ın şüpheli Yasin Akgül'ü Zeki Demir'in vurduğunu söyledikleri belirtildi.
Yasin Akgül'ün ise kendisini kimin vurduğunu görmediğini, ateşin geldiği tarafta ise Zeki Demir'in ve vatandaşların olduğunu ifade ettiği anlatılan iddianamede, kendisinin vatandaşlara ateş etmemesi üzerine "Vururum" diyen Demir'den bu nedenle şüphelendiğini kaydettiği aktarıldı.

Akgül iddianamedeki ifadesinde, şunları söyledi:
"Oraya gittiğimizde halk kalabalıktı. Bize halkı geçirmemiz emredildi. Bu emri veren albaydı (Zeki Demir). Hatta halkı ittirmemizi söyledi. Bizi halkın içine doğru itti. Korkmuş bir vaziyette adım attığım sırada ayağımdan vuruldum. Vurulmama sebep olan kurşunun ön taraftan geldiğini düşünüyorum. Komutanlarımdan bana bilerek ateş eden olmadı. Sağ ön tarafımda albay vardı. Kendisi bana sıktı mı sıkmadı mı bilemiyorum. Bu albaydan şüpheleniyorum.

Vurulduktan sonra Sercan Uzman ambulans çağırdı, bana müdahalede bulundu. Albay ambulansın gelmesine izin vermedi. Yaklaşık yarım saat ambulansın içinde bekledim. Daha sonra ambulans şoförü beni kaçırdı. Bir buçuk gün hastanede kaldım. Akabinde burada mahkemeye çıkarıldım. Oraya bizi tatbikat var, diye götürdüler. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben bu olayda daha çok mağdurum. 2 parmağım oynamıyor. Ayak topuğum hariç bütün ayak kemiklerim parçalanmış. Ayakta fazla duramıyorum. Bazı ihtiyaçlarımı göremiyorum. Fizik tedaviye devam ediyorum."
İddianamede, yaralanan şüpheli er Özgün Çetin kendisi gibi ateş etmeyen bazı askerler olduğunu belirterek, bunun üzerine Albay Zeki Demir'in "Sıkmazsanız kafanıza sıkarım." demesi üzerine birçok erin ateş etmeye başladığını anlattığı kaydedildi.


Memurlat.net