Ankara Barosu avukatlarından Oğuz Evren Kılıç, avukatlık mesleğini icrâ etmenin yanı sıra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde 3. sınıf ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde eğitim hayatını sürdürmektedir. Öğrencilik ile bağını koparmayan bir hukukçu olarak, hukuk fakültesi okuduğu yıllarda fark etmediği bazı eksikliklere hukukçu gözü ile şahit olduğunda farklı çözümler getirmek için harekete geçen Kılıç, fakültelerde yaşanan sorunları Hukukihaber.net’e değerlendirdi. Fakültelerde yönetim kurulları tarafından hukuka açıkça aykırı birçok karâr alındığını ve yine fakültelerde öğrenciler aleyhine usûle ve hukuka aykırı birçok disiplin cezâsı verildiğini dile getiren Av. Kılıç; “Geleceğimiz olan üniversitelerin ve fakültelerinin yönetim işlerinin idârecilik ve hukuk konusunda uzmanlığı ve tecrübesi olmayan akademik kadroların üzerine atılıp kaderine terk edilmiş olması sonucunda hem öğrenim kalitemiz çok olumsuz etkilenmekte hem de öğrencilerin öğrenim hayatlarında ciddî sıkıntılar meydana gelmektedir.” dedi.


“AKADEMİK PERSONEL  EĞİTİM Mİ YOKSA CEZA MI VERECEK?”

Ankara Üniversitesi'nde şâhit olduğu birçok disiplin soruşturmasının usûle ve hukuka aykırı olarak yapıldığını ve bundan dolayı öğrencilerin ciddî mağduriyet yaşadıklarını dile getiren Kılıç, akademik alanda bilgi üretmekle uğraşması gereken akademik personelin ise kendi alanları dışında kalan bu tür idârî ve hukukî uygulamalarla meşgûl olmak zorunda bırakıldığını sözlerine ekledi. Akademik personele kendi akademik bilgisi ve tecrübesi dışında kalan bir alanda görev ve sorumluluk yüklemenin büyük bir hata olduğunu savunan Kılıç, “Tüm iyi niyetiyle mevzuatın kendisine verdiği görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan akademik personelin sırtında olan bu yük paylaştırılmalı ve hafifletilmelidir. Bizzât avukat sıfatıyla yürütüp sonuçlandırdığım bir idârî dâvâda öğrenci aleyhine tesis edilmiş disiplin karârının disiplin yönetmeliğine açıkça aykırı olduğu ve dahası disiplin soruşturması işlemlerinin de usûle aykırı olduğu mahkemece tespit edilmiş ve hükme bağlanmıştır. Yine bizzât şâhit olduğum bir başka örnekte ise, Yükseköğrenim Kânunu'na ve üniversite yönetmeliğine açıkça aykırı olarak alınmış bir fakülte yönetim kurulu karârı sonucunda yüzlerce öğrencinin eğitim hayatını derinden etkileyecek bir hatanın yapılması söz konusudur. Bu karârla ilgili idârî ve hukukî sürecimiz devâm etmektedir.” dedi.

“TBB VE YEREL BAROLAR BU KONUDA ÇALIŞMALI”

Ortaya çıkan bu olumsuz tablo sonucunda Türkiye Barolar Birliği ve yerel baroların bu hususta bir çalışma yapması gerektiğini savunan Kılıç, sorunun ortadan kalkması için rektörlüklerin bünyesinde bulunan fakat fakültelerin ve dengi akademik birimlerin bünyesinde bulunmayan "hukuk müşâvirliği" kadrolarının acilen ihdâs edilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu birimlere ihdâs edilecek hukuk müşâvirliklerinin fakülte ve dengi birimlerin yönetim kurulu toplantılarına katılarak görüş bildirmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Kılıç, böylece hukukçular içinde yeni bir istihdam alanı yaratılmış olacağını söyledi. (hukukihaber.net)