Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kamu Denetçileri Yahya Akman, Celile Özlem Tunçak ve Sadettin Kalkan, akşam yemeğinde biraraya geldikleri yabancı medya kuruluşlarının temsilcilerine yaptıkları çalışmaları anlattı.

KDK'ya yapılan başvurularla ilgili bilgi veren Başdenetçi Malkoç, 2016 yılında kuruma 5 bin 519 başvuru yapıldığını, bu rakamın 2017 yılında 17 bin 137'ye çıktığını söyledi. 2018 yılında bu sayının daha da artmasını beklediklerini vurgulayan Malkoç, "Aslında bu bir bakıma Türkiye'nin bir fotoğrafını ortaya koyuyor. Nerede sıkıntı, sorun, dert var. Kim kimden nasıl şikayet ediyor? Bunun fotoğrafını çekiyoruz" dedi.

KDK'nın tavsiye kararı verdiğine dikkati çeken Malkoç, tavsiye kararlarına uyma oranlarının da her geçen yıl arttığını söyledi. Malkoç, "2013'de kararlara uyma oranı yüzde 20 idi. 2016 yılında yüzde 40 civarındaydı. Şimdi yüzde 65'e çıktı. Biz bir hukuk kurumuyuz. Neticede hiçbir bürokrat KDK kararına uymama konusunda rahat davranamaz" diye konuştu.

EN ÇOK ŞİKAYET KAMU PERSONELİ REJİMİNDEN

Malkoç'un verdiği bilgiye göre şikayet başvurularında ilk sırada 'kamu personeli rejimi', ikinci sırada 'eğitim', üçüncü sırada ise 'çalışma ve sosyal güvenlik', dördüncü sırada ise 'yerel yönetimler' bulunuyor. Malkoç, şikayet edilen kurumlar açısından da ilk sırada Milli Eğitim Bakanlığı, ikinci sırada yerel yönetimler, üçüncü sırada ise YÖK, dördüncü sırada SGK, beşinci sırada ÖSYM olduğunu belirtti.

'AVRUPA KENDİ DEĞERLERİNİ HARCAMAYA BAŞLAMIŞ'

KDK olarak yurt dışında da bazı faaliyetlerde bulunduklarını ifade eden Malkoç, "Avrupa'daki son seçimlerde şunu gördük. Avrupa kendi değerlerini harcamaya başlamış. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, hele mültecilere karşı davranışları" dedi.

Avrupa'da 6 milyon Türk bulunduğunu, bu insanların Türkiye'den gittikleri için, Müslüman oldukları, yabancı oldukları için ayrımcılığa uğrayabileceğini belirten Malkoç, bu ülkelerde kötü muamele ile karşılaşıldığında haklarını nasıl arayacaklarına ilişkin toplantılar yapmayı planladıklarını söyledi.

Malkoç, bu toplantılardan ilkini de Avusturya'da gerçekleştirdiklerini daha sonra da kendilerine anlatılan sorunlarla ilgili Avusturya ombudsmanı ile görüştüklerini belirtti. Malkoç, "Hem oradaki insanımıza sahip çıkma hem de hak arama kültürünü yaygınlaştırma gayesiyle bunu yaptık. Bunları bu yıl içerisinde Avrupa'nın 8 ülkesinde sürdüreceğiz" dedi.

'YABANCILARDAN DA BAŞVURULAR YAPILIYOR'

Malkoç, sadece Türk vatandaşlarının değil yabancıların da Türkiye'de karşılaştıkları farklı muameleyle ilgili KDK'ya başvurabildiğine dikkat çekti.

KDK'ya çok sayıda yabancılardan da başvuru yapıldığını vurgulayan Malkoç, özellikle geri kabul merkezlerinden çok sayıda şikayet geldiğini söyledi.

Malkoç, "Yapılan inceleme ve verilen karardan sonra geri kabul merkezlerinde fevkalade düzelme oldu" dedi.

RUS OMBUDSMANI DİN DERSİNİ GÜNDEME GETİRDİ

Rus vatandaşlardan da KDK'ya başvuru olduğunu ifade eden Malkoç, Antalya'da "Türkiye ve Rusya Ombudsmanlık Kurumlarının Görev, Yetki ve İşleyişi ile Uluslararası Faaliyetlerinin Görüşülmesi Çalıştayı" düzenlediklerini hatırlattı.

Malkoç, "Rus vatandaşlarından her türlü başvuru geliyor. Çünkü 4 milyonun üzerinde Rus vatandaşı Türkiye'ye geliyor. Çok değişik durumlarla karşılaşıyorlar. Türkiye'de evli Rus vatandaşları var. Çocuklarının sorumları oluyor. Firmalarının sorunları oluyor, müteahhitlikle ilgili alacak ve benzeri şeyler çok sayıda var" dedi.

Malkoç, Rus ombudsmanın kendileriyle yaptıkları görüşmede Türklerle evli Rus vatandaşlarının çocuklarının din dersine girmesini istemediğini dile getirdiğini söyledi. Malkoç, "Rus ombudsmanı bize '10 binin üzerine 15 bin civarında evlilik var Türkiye'de bunların da çoğu da Antalya'da. Çocukları din dersi alıyor ama anneleri bunu istemiyor, buna tedbir alınsın' dedi. Biz de şunu söyledik, gelin bunu Türkiye'deki yetkililere anlatın. Çoğunlukla Antalya'da bulunuyorlar, Antalya'da vali, belediye başkanı ve diğer yetkililerle görüştürdük. Yani bize somut örnekle gelin. Ama çocuğun annesi Rus farklı bir dinden, babası Türk farklı bir dinden. Babası istiyor, annesi istemiyor. Buna ne yapacaksın, bu da ayrı bir sorun. Bu tür çok şeyler oluyor..." dedi. Malkoç, bu konuda KDK'ya yapılan bir başvuru olmadığını da vurguladı.

TFD ÖNCE KARŞI ÇIKTI SONRA BİLGİLERİ GÖNDERDİ

KDK olarak kamu hizmeti ile ilgili sorunlara baktıklarını belirten Malkoç, ancak bazı kurumlarla ilgili şikayetlerin bu kapsama girip girmediği konusunda sorunlar yaşadıklarını da söyledi.

Malkoç, "Örneğin Elektrik İdaresi özelleştirildi. Elektrik kamu hizmetidir. Buradaki şikayetleri bakacak mıyız bakmayacak mıyız? Ya da GSM şirketleri. Bu telefon hizmetleri kamu hizmeti midir değil midir, bizim alanımıza girer mi girmez mi?" dedi. Bunun somut örneğini Türkiye Futbol Federasyonu (TFD) ile yaşadıklarını anlatan Malkoç, gelen bir şikayet üzerine TFD'den bilgi ve belge istediklerini ancak TFD'den "Bizi siz denetleyemezsiniz, biz Anayasa'nın 59. Maddesine tabiyiz, 59 maddeye göre Tahkim Kurulu kararlarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz" yanıtı aldıklarını söyledi. Kendilerinin de TFD'ya Anayasal bir kurum olduklarını, demokratik bir ülkede denetimi olmayan hiçbir kurumun olamayacağına ilişkin yanıt verdiklerini belirten Malkoç, KDK'nın yasasında hangi kurumlarının denetlenmeyeceğinin yazılı olduğunu, bunların arasında TFD'nin bulunmadığını anlattıklarını söyledi. Malkoç, karşılıklı yazışmalardan sonra TFD'nin kendilerine istedikleri bilgi ve belgelerin gönderildiğini kaydetti.

'OHAL KOMİSYONU'NUN ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRMAK GEREKİYOR'

Malkoç, bir soru üzerine Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'nu ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldıklarını söyledi.

Malkoç, "Çok iyi bir çalışma düzeni kurmuşlar. En az 20 kurumdan bilgi belge alıyorlar. Mahkemeler bile oradan faydalanabilir, mahkemelerde bile o kadar bilgi çoğu zaman olmayabiliyor" dedi.

Bu komisyona 110 bin başvuru yapıldığını ifade eden Malkoç, OHAL İnceleme Komisyonu'nun kendilerine bir haftada bin dosyaya bakabildiklerini ifade ettiklerini söyledi. Malkoç, "Bir yılda 54 hafta var, bu da normal olarak 2 yıla tekabül ediyor. Bunu hızlandırmak gerekiyor" diye konuştu.

Yurdagül Şimşek/Sputnik Türkiye