Avukat Teoman Salgırtay, sorumuz üzerine, “Okunmuş cübbe ve tılsımlı kalem doğru. Halimiz bu” diyerek, avukat sorunlarını tartışmak için kurdukları grup üyelerinin paylaştığı hikayeyi şöyle anlattı:

“Biraz gülelim ve sonra düşünelim. Baro vestiyerine bayan bir avukat gelmiş. Vestiyerci, ‘Davayı kazandın değil mi?’ diye sormuş. Avukat ‘Kazandım’ diye cevap verince, ‘Okunmuş cübbe verdim sana, davayı bu sayede kazandın” demiş. Bu efsane oldu. Vestiyerci cübbenin okunduğunu, giyenlerin dava kazandığını anlatır. Bunu duyanlar da, okunmuş cübbe istemişler.”

Avukatlar, bu olayın aktarılmasından sonra kendi aralarında “tılsımlı kalem” esprisini şöyle anlattılar:

Kemal Vuraldoğan: Ama o cübbe hikâyesi doğru. 2. kat fotokopi odasında da tılsımlı kalem var. Takip talebini onunla imzalarsan 3 aya kalmaz dosya tahsil ediliyor!

Teoman Salgırtay: Yargıtay’a, duvarı atlayıp, sigara içilen bahçeden içeri girdiğimde, mürafaalar lehime sonuçlanıyor desem mi?

7 SİGARA, 7 AYRI ÇÖP

Kemal Vuraldoğan: 7 sigara içip 7’sini de ayrı çöpe atman kaydıyla!

Teoman Salgırtay: Mesleğe yeni başladığım tarihlerde, 30 yıl önce, Ayaşlı dava vekilliğinden avukatlığa terfi bir avukat abimiz vardı. Duruşmada hâkime ‘gusül abdestiyle geldiğini, davanın kabulünü’ talep ederdi. İşe yaradığını görmüştüm!

Bayram Vural: Gözümden yaş geldi gülmekten. Allah sizi de güldürsün.