TRT-1'de yayınlanan ''Enine Boyuna'' programında soruları yanıtlayan Ergin, uzlaşma çabalarına ilişkin bir soru üzerine, Köksal Toptan'ın TBMM Başkanlığı yaptığı dönemde, Parlamentoda bulunan siyasi partilerin Genel Başkanlarından Uzlaşma Komisyonlarına üye gönderilmesini talep eden davet mektubu gönderdiğini anlattı.

O dönemde Toptan'ın, muhalefetin eleştirilerini dikkate alarak, Anayasa değişikliği, Meclis içtüzüğü, Avrupa Birliği uyum yasaları ve seçim yasaları, siyasi partiler kanunu ve siyasi etik yasasından oluşan bir pakete ilişkin kurulacak 4 ayrı komisyona her grubun ikişer üye ile katılmasını talep ettiğini kaydeden Ergin, şöyle konuştu:

''Bu Meclis Başkanımızın davetine üç siyasi parti icabet etti; AK Parti, MHP ve o günkü ismiyle Demokratik Toplum Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi bu davete icabet etmek bir yana, üye vermek bir yana Meclis Başkanı'nın bu davetine cevap dahi vermedi. Daha sonra ısrarlar üzerine içtüzük hazırlama komisyonu bir çalışma yaparak Meclis içtüzük değişiklik taslağı hazırladı, oy birliği ile hazırladı. Uzlaşma komisyonu adı üzerinde ama daha sonra uzlaşma ile hazırlanan bu taslağa CHP sahip çıkmadı ve şu ana kadar onu Parlamentoya getiremedik CHP sahip çıkmadığı için. Dolayısıyla uzlaşma güzel. Bütün bu gayretler karşısında 'hayır ben uzlaşmayacağım', 'ben böyle bir çalışma içerisinde yokum', 'ben yapmak istemiyorum' diyene nasıl bir uzlaşma yolu öngörecekse 'uzlaşma' diyenler, onun da yolunu bize gösterirlerse gerçekten biz o yolu da denemeye hazırız.''

-''ÖNERİLERİ TASLAĞA YANSITMAYA ÇALIŞTIK''-

Adalet Bakanı Ergin, ''CHP'nin Anayasa değişikliği konusundaki öneri paketine ilişkin değerlendirmelerinin'' sorulması üzerine, şunları kaydetti:

''Bana sorulduğunda ifade etmiştim; 'İnşallah samimidir, önerileri samimi ise bunları konuşuruz, tartışırız' ama şu anda başlayan bir süreci ve inisiyatifi eğer bir zamana yaymak ve 'bu dönem bu çalışmalar yapılmasın' diye süreci ötelemek niyetinde ise elbette ki buna karşı bizim geçmişten de gelen deneyimlerimizle gerekli tedbirleri alma hakkımızın olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla biz bir yanıyla biz kendi sürecimizi işleteceğiz ve bunu muhalefet kapıyı kapatsa da elinin tersi ile de itse bu paketi, taslağı biz sonuna kadar uzlaşıyı zorlayacağımızı ifade ettik. Bütün muhalefeti, sivil toplum örgütlerini dolaştık. Önerileri mümkün olduğunca taslağa yansıtmaya çalıştık. Bunu yarın Meclis Başkanlığına takdim ettiğimizde zaten eleştirilerden önemli ölçüde istifade ettiğimiz de görülecektir. Bunun komisyon aşamasında, Genel Kurul aşamasında yine bu uzlaşı zeminini bulmak için, üzerinde bu paketin uzlaşma sağlayabilmek için azami gayret edeceğiz AK Parti olarak.''

''Komisyonda Anayasa değişiklik paketine yeni eklemeler olabilir mi?'' sorusuna Bakan Ergin, ''Elbette'' yanıtını verdi. Anayasa değişikliğine ilişkin teklife yeni maddelerin ancak Meclis Başkanlığına sunulana kadar konulabileceğini ifade eden Ergin, ''Üzerinde uzlaşacağımız teklifler gelirse başka bir teklif verilip bunların komisyonunda birleştirilmesi gibi teknik bir takım imkanlar zorlanarak uzlaşının yollarına hizmet edecek her türlü imkanı kullanmaya kararlı AK Parti. Yeter ki bu noktada istekli, ön yargısız, iyi niyetli bir girişim olsun, biz sonuna kadar buna açığız'' diye konuştu.

-''SÜRE BAHANE DEĞİL''-

Bakan Ergin, genel seçimlere çok kısa bir süre kaldığının hatırlatılması üzerine, ''2011'in Temmuzunda seçimler, dolayısıyla sıcaklardan dolayı bir ay geriye çekildiğini düşünürsek 2011'in Haziranı, en erken seçimlerin yapılacağı tarih olarak. Dolayısıyla seçimlere yaklaşık 14-15 ay süre var'' dedi.

Adalet Bakanı Ergin, ''Takvim nasıl işleyecek? Seçim yılına gelmesinden olayı eleştirenler var, diğer taraftan da 'AK Parti açısından bir intihar girişimi' deniliyor'' ifadeleri üzerine, şunları söyledi:

''(Seçim yılı) deniliyor. Seçime 1 seneden fazla zaman var. Biz 2007 seçimlerinden yeni çıkmıştık, sıfır kilometre bir parlamentoyla ve son yılların en yüksek temsil oranına sahip bir parlamento ile bunu yapmaya kalkıştığımızda da gene engellerle karşılaştık. Dolayısıyla seçimlere 'bir yıl, üç yıl, dört yıl var'... Bunların hiç biri mazeret değil. Seçimlere dört yıl varken buna engel çıkartıldı, 2008'de Sayın Köksal Toptan'ın gündeme getirdiği inisiyatif, seçimlere 3 yıl varken gündeme getirilmiş bir inisiyatiftir, o zaman da karşı çıkıldı. Bugün bir yılı aşkın bir süre var. Bilhassa şunu ifade edeyim; süre bahane değil. 'Şu kadar zaman var, bu kadar zaman var'... Bunlar bahane değil.''

Bu kadar ısrarla 'gelin bu işleri düzeltelim' dedikleri halde farklı mazeretler ileri sürülmesinin bu işin yapılmak istenmediğini gösterdiğini dile getiren Ergin, ''Bu şekilde uzlaşma girişimlerini de elinin tersi ile itip 'hayır ben uzlaşmayacağım', 'ben çalışmayacağım' diye ısrarla belirten bir partnere karşı uzlaşmanın yollarını zorluyoruz, arıyoruz. İnşallah biz de buluruz ama öneren varsa yeni formüller, modeller biz onları da denemeye hazırız'' diye konuştu.

-''BU MİLLET İÇİN BU RİSKLERİ ALMAYA HAZIRIZ''-

Bakan Ergin, Anayasa değişikliği paketinin referanduma sunulup sunulmayacağı sorusuna, bu değişikliğin TBMM'de uzlaşmayla kabul edilmesini istediklerini ifade etti.

Anayasanın 175. maddesinin Anayasa yönelik değişiklikleri düzenlediğini anlatan Sadullah Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Önümüzde bilinmeyen hususlar var ama AK Parti olarak biz bütün alternatifleri değerlendirdik, bunları öngördük ve siyaseten bunların da yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Zira siz toplumun beklentilerini, ihtiyaçlarını, bu ülkenin rakipleriyle yarışmasını sağlayacak değişiklikleri ve düzenlemeleri yapamazsanız, burada oturduğunuz her gün fazladan bu koltuğu işgal anlamına gelir.

Siyasetin, hayatın kendisi bir risktir ama biz bu ülke için, bu millet için bu riskleri almaya hazırız. Sayın Başbakan'ın çok kullandığı bir ifade var, 'ülke kazanacaksa, bu millet kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız'. Bu ülke, bu millet kazansın, bizden sonra gelecek nesiller kazansın, bizim çocuklarımız, bizden sonra gelecek nesiller bize hayır dua etsin. Bu oluyorsa bizim olmamız olmamamız çok önemli değil. Türkiye'nin derdine deva olacak bir iş yapmadan vaziyeti idare eder pozisyonda buraları işgal etmek, bu millete yapılacak en büyük haksızlık. Onun için biz bu halkın, bu ülkenin ihtiyaç duyduğu, dönüşümleri, değişimleri, yenilikleri, reformları bu toplumun gündemine getirmeliyiz, toplumun gündemine bunu taşımalıyız. En nihayetinde Parlamento yaptı, yaptı. Yapamadı Anayasamızda yolu var, halka sunarız. Burada halk gerçekten son noktayı koyacak en dominant irade. Millet kabul ederse başımızın üstünde, kabul etmezse gene başımızın üstünde. Milletin iradesine saygı duyacağız. Bu anlamda bu demokratik geleneği, kültürü de olgunlaştırmak, oluşturmak, bunun önünü açmak da ayrı bir hizmet diye düşünüyorum.''

-''BİRİLERİ ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARTMAYA UĞRAŞIYOR''-

Adalet Bakanı Ergin, ''Referanduma götürülse bile Anayasa değişikliği paketinin iptal edilebileceği, geçersiz sayılabileceği'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, 1982 Anayasasındaki düzenlemelere göre yol haritası çıkardıklarını ve çalışmaları buna göre yaptıklarını ifade etti.

Ergin, ''Tabii birileri şapkadan tavşan çıkartmaya uğraşıyor. Çıkartır mı çıkartmaz mı onu bilmem ama biz anayasaya göre yapabileceğimiz düzenlemeleri yapmaya gayret ediyoruz. Onun ötesinde biz Anayasa sınırları içerisinde yapılacakları yapıyoruz. Ama Anayasa kanırtılarak, mevzuat zorlanarak hiç umulmadık, öngörülmedik bir düzenleme ortaya çıkarsa onu da o gün değerlendiririz. Geçmişte bu tür girişimler fayda vermedi. Toplum vicdanını yaralayan, anayasa ile mevzuatı kanırtarak bir takım millet iradesini engelleme girişimleri yapanlara da bu ülkeye de fayda sağlamaz'' diye konuştu.

-''BUNUN NERESİ GERİYE GİDİYOR?''-

Bakan Ergin, ''HSYK için nasıl bir model öngörüyorsunuz?'' sorusuna ise şu karşılığı verdi:

''Taslağı oluştururken hem yüksek yargıdan üyeler bulunsun, hem en çok istenen şey kürsüdeki hakim savcılar, en az yarısını ve yarısından fazlasını seçmeli diye Avrupa Hakimleri Danışma Konseyinin kararları var. Bizim öngördüğümüz yapıda Yargıtay, Danıştay ve kürsü hakimlerinin yapacağı seçimler, tamamı hakim ve savcılardan oluşan 21 üyeli bir kurum öngörmüştük. Bunun 15 tanesini Yargıtay, Danıştay doğrudan seçiyor ve kürsüdeki hakim savcılar doğrudan seçiyor. Şu andaki yapı onlar kendi içinden 3 katı aday belirliyorlar cumhurbaşkanı seçiyor. Biz bu aradaki cumhurbaşkanını çıkarttık. Yargıtay ve Danıştay genel kurulları doğrudan kendi seçimini yapıp buraya bildiriyor. Bu çok önemli bir gelişme.

Artı bir tane de Anayasa Mahkemesi için öngörmüştük onu değiştiriyoruz. Adalet Akademisi Genel Kurulu kendi üyeleri içerisinden bir asıl bir yedek doğrudan seçip buraya versin diyoruz. İdari ve adli yargı olmak üzere toplam 10 üyeyi, 11 bin hakim savcı seçmen olacak, 4 bin kadar birinci sınıfa ayrılmış hakim savcı arasından oraya seçecekler. 21 kişilik kurulda 15 üye hakim savcı sınıfından kendi içinden demokratik yöntemlerle doğrudan seçiliyor. Bunun neresi geriye gidiyor?'' Zaman


  ANAYASA ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ FARKLI GÖRÜŞLER İÇİN TIKLAYINIZ.