Başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana sermaye piyasalarına ilişkin birçok önemli yeniliğe imza atan Prof. Dr. Vedat Akgiray, önümüzdeki günlerde halka arzın büyüklüğüne göre ilave bir takım kısıtlamalar getireceklerini söyledi. Burada amaçlarının halka arzı zorlaştırmak değil, halka arz sonrası oluşması muhtemel fiyat hareketlerini engellemek olduğu kaydeden Akgiray firmanın halka açıldıktan sonra büyük ortağın belli bir süre, halka arz fiyatının altında hisses satamaması gibi bir kural getirmeyi düşündüklerini söyledi.

-Halka arzlar sonrası borsaya gelen şirketlerin hisse performansları çok kötü. Halka arz seferberliğinde bir yanlış mı yapıldı? Yoksa bu durum normal mi?
Son dönemde borsaya gelen şirket hisselerinde en azından kısa vadede olması normal ama uzun vadede görmek istemeyeceğimiz bir takım fiyat hareketleri oldu. Tabi küçük firmalarda sürpriz bir gelişme değil. Çünkü hisse sığ oluyor. Dolayısıyla herhangi bir sebeple hisseye ilgi olunca ani fiyat hareketleri olabiliyor. Bu soruna yeni önlemler düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde netleşecek. Halka arzın büyüklüğüne göre bir takım ilave kısıtlamalar düşünebiliriz. Halka arzın sonrasında 6 ay 1-2 yıl sonrasında kim alabilir, kim satabilir, alt fiyat-üst fiyat gibi bir takım sözler isteyeceğiz firmalardan. Mesela, firmanın kendisinin, büyük ortağının, belli bir süre, halka arz edilen fiyatın altında hisse satamaması gibi. Örneğin, 10 TL'ye halka arz yapan bir hissedarın, 1 yıl sonra 3.5 liraya hisse satamaması gibi.

'ARACILAR YATIRIMCIYI BİLGİLENDİRMİYOR'

-Fiyatlamalarda bir sorun mu var sizce?
Bir firma 10 TL'ye halka arz yapıyor. Bu 10 TL az mı çok mu? Hep soru işareti. Dünyadaki örneklere de bakıldığında, bazıları yüksek fiyattan çıkıp sonra düşmüştür. Bazıları da düşük fiyattan çıkıp sonra yükselmiştir. Sonuçta borsaya geldikten sonra arz talep gerçek fiyatı belirliyor. Bu fiyat düzeltmeleri çok hızlı olunca da acaba niye oldu sorular geliyor. Benim kendi çalışmalarımdan gördüğüm bir gerçek var. Halka açılan bir firmanın borsa tarafından değerlenmesi birkaç yıl sürüyor. Burada en büyük eksiklik; fiyatlamayı, değerlemeyi dolayısıyla bizim yatırım kararı almamızı etkileyecek bilgilerin piyasaya sunulmaması. Yatırım bankaları ve aracı kurumlar bilgilendirmeyi tam yapmıyor piyasaya. Bilgi eksik gelince ortaya çıkan fiyatlama sağlıksız oluyor.
Borsada halk arz edilen firmaların performansını 5-6 ay gibi kısa vadede değerlendirirsek çok yanılırız. 1-2 ay önce kendim bir çalışma yaptım. Bütün geçmiş halka arzlara baktım. Bizim borsamızda her hangi bir 5 yıllık dönem yok ki, yatırımcı hazine kağıdının altında para kazanmış olsun. Hep daha iyi para kazanmış. Ama para kaybettiren 1 yıl 2 yıl çok var. Hep olacak. Volatilite çok arttı. Ama uzun vadede hep kazandırıyor. Bizim görevimiz finansal okur yazarlığı artırmak ve sermaye piyasasına doğru bilgi gelmesini sağlamak.

'BORSA İSTANBUL'DA ÇOĞUNLUK HİSSE ASLA YABANCIYA SATILMAYACAK '

-Borsa İstanbul'da nasıl bir yapılanma olacak?
Borsa İstanbul, Türkiye'nin tek borsası olacak. Onun içinde spot, türev, ürün, enerji, altın ve metal piyasası olacak. Yatırımcı tek ekranda herşeye ulaşabilecek. Dolayısıyla yatırımcının takas ve teminat düzeni de risk yönetimi de aynı şekilde olacak. Bu toplam maliyetleri de epey azaltacak. Çünkü spotta iş yapmak için bir teminat gerekiyor, türev için ayrı teminat gerekiyor, başka iş için ayrı teminat gerekiyor. Borsa İstanbul'un piyasa oyucularına verilecek paylar dışında, TSPAKB, borsa üyeleri, Altın Borsası, VOB dışında ana ortak Hazine olacak. İlk başta Borsa İstanbul kamu mülkiyetinde ama yönetimi özel mülkiyet gibi konuçlanmış bir yapıda olacak. Taa ki, ürün çeşitliliği, halka açık firma sayısı artana kadar. Güzel bir değere ulaştığı gün, halka açılması ya da özelleşmesi düşünülebilir. Ama bunu yaparken de hiçbir zaman kontrolü Türk olmayan, Türkiye'de olmayan bir merkeze verilmeyecek. Tamamen Türkiye'nin borsası olacak. Hiçbir şirket ya da grup onu kontrol etmeyecek. Çünkü borsa tekel olacak. Bir tane olacağı için burada bir hassasiyet var.

-Peki yönetimi nasıl olacak?
Bir anonim şirket olacak. Yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olacak. Şu anki yönetim belli bir yapıya ulaşana kadar devam edecek. Yani Kanunda Hazine payı yüzde 50'nin altına düşüne kadar diye bir madde var. Ama Borsa İstanbul'un ana mukavelesi şu anda yazılıyor. Yönetim Kurulu üyesi sayısının artırılması gibi bir takım değişiklikler yapılabilir.

-Borsa üyelerine verilmesi gündemde olan bir pay var. Borsaya üyelik hakkı, mülkiyet hakkını da doğurur mu?
Bu soruya SPK adına değil şahsi fikrimi söyleyeyim. Ben borsaya üye olmak için bir para verdiysem, onun karşılığında üyelik haklarımı kullandım. Ben o parayı borsaya ortaklık payı karşılığında vermedim. Zaten üyelik haklarını kullanarak verdiğim paranın karşılığını aldım. Dolayısıyla hukuken ve vicdanen hiçbir aracı kurum ve borsa üyesinin borsanın üzerinde bir payı yok. Orası devletin yeri. Fakat, 25 yıldır temiz bir şekilde ayakta kalmış, övünülecek tarafı daha fazla olan bir borsamız var. Ama burada bir gönül birliği, hep beraber yapma mesajı var. Bu anlamda üyelere mülkiyet verliyor biraz. Orada olsun, sahiplensinler, borsanın iyiliği için çalışsınlar diye veriliyor. Bu bence devletin yaptığı akıllı bir jest.

-Borsa İstinye'de kalacak mı?
Şu anda karar borsanın İstinye'de kalması yönünde. Finans Merkezi'nde de bir varlıkları olur tabi. Orası çok güzel bir yer.

-SPK Kanunu'nda son aşama nedir? Ne zaman çıkıyor? Taslaktan önemli değişiklikler var mı?
Her an yarın gel diye haber bekliyorum. Bu hafta bile çıkabilir. Taslaktan önemli bir değişiklik olmadığını düşünüyorum. Ama zaten alt komisyonda çok önemli değişiklikler yapıldı.

'GALATASARAY'DA HENÜZ KARAR VERMEDİK, İNCELİYORUZ'

-Galatasaray'ın yaptığı ve yapacağını açıkladığı yüksek oranlı bedelli sermaye artışları çok tartışıldı. Yüzde 300'lük ikinci bedelli artışında son durum nedir? SPK olarak tavrınız ne? Bedelli sermaye artışında bir üst limit olmalı mıdır?
Bu işin matematiği çok basit aslında. Bir şirket bedelli sermaye artırımı yapıyorsa şirkete para geliyor demektir. Bu para da herkesin. Dolayısıyla katılan ve katılmayanın elindeki hisselerin değerinin değişmemesi lazım. Katılan katıldığı kadar değerli olacaktır. Katılmayan aynı kalacaktır. Yüzde olarak daha az olacaktır. Ama bizde yıllardır süren bir psikolojik alışkanlık var. Bedelli bedelsiz sermaye artışlarında 'hisselerin değeri ucuzladı' diye pisikolojik etkiden bahsediliyor. Ben buna katılmıyorum. Ama bunu derken de insan bir hakkı kötüye kullanabilir veya hakkı ararken kötüye gidebilir. Burada dikkat etmek lazım. Bu işi destekleyen ve karşı çıkanları dinleyince de herkesin haklı olduğu taraf var. Bu bizi pek ilgilendirmiyor bu ticari bir karar. Fakat bizi ilgilendiren bir taraf var. Bir şirket halka arz yaparken ve sermaye artırıken bir izahname hazırlıyor. Diyor ki ' Ey ortaklarım. Ben bu parayı şöyle şöyle haracayacağım." O söze uyup uyulmadığını incelemek bizim görevimiz. Bunu yapacağız. Bazen de yazılı görevimiz olmasa da bir olay kamuoyuna malolduysa, çok sosyalleştiyse bizim de piyasaladaki lüzumsuz tartışmaların, kavga dövüşün önüne geçmek adına taraflara 'bir de şöyle düşünseniz' gibi deme hakkımız var. Buna abilik, kardeşlik, amcalık görevi ne derseniz deyin. Bunu da sadece Galatasaray için değil her firma için yapıyoruz. Şu anda diğer sermaye artırımlarından gelen para ne yapılmış diye her firmada olduğu gibi Galatasaray'da da bakılıyor. Niyet ne? Yeni para ile ne yapılacak? Bunların biraz gönlümüze sinmesi lazım. Henüz karar vermedik.

'EMİR İPTALLERİNE ZAMANLAMA SINIRI GETİRİYORUZ'

-Sizin Başkanlık döneminizde manipülasyonun geçmişe yıllara göre çok azaldığını görüyoruz. Bunu neye bağladınız?
Bazı tarzlar kesildi. A, B, C hisse sınıflandırması manipülasyonda eski yönetemlerin yapılamaz hale getirdi. İMKB'de artık daha iyi bakıyor bu işe. Ama bu konuda hala yapılacak işler var. Ben 'BU işi bitirdik' diyemiyorum hala. Amam çok azaldı. Öte yandan bu konuda alacağımız bir başka önlem de yakında açıklayacak İMKB emir iptallerine zaman sınırlaması getiriyoruz. Piyasa bozucu eylenmler olduğu için hızlı yapanların işlem maliyetlerini atıracağız ceza olsun diye.

-3.5 yıllık başkanlık dönemizde en iyi yaptığınız iş nedir?
Ben değil ama ekibimle birlikte en iyi yaptığımız şey, Türkiye'd esermaye piyasaları çok konuşulmayan birşeydi. Bizimle birlikte herhalde gündeme girdi. Yeni kanundan sonra daha da gündemde olacağını düşünüyorum.


SEFER YÜKSEL