İdam edilen Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun Ailesinden ve Avukatı Şevket Can Özbay’dan Başbakan Erdoğan’a mesaj var

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Grup toplantısında ağlatan o mektubu, İdam edilen Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun ailesine idamdan sonra veren ve İdam sırasında hazır bulunup dualar okuyan, Pehlivanoğlu’nun Avukatı Şevket Can Özbay ve Pehlivanoğlu’nun Babası-annesi-Kardeşleri Başbakan’ın ağlamasına ve ‘Evet’ oy’u istemesine ne dedi.

İdam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nun Avukatı  Şevket Can Özbay, Başbakan’ın ağladığı günün akşamı Pehlivanoğlu ailesini ziyaret etti. İşte Pehlivanoğlu ailesinin ve Avukatı Can Özbay’ın Başbakan ve AK Partiye cevapları.

 AĞLAMA SAYIN BAŞBAKAN AĞLAMA, SEN BOZKURT OLAMAZSIN. BÖYLE RİYA YAPARSAN SEN HAKKI BULAMAZSIN…

( PEHLİVANOĞLU AİLESİ VE TÜM ÜLKÜCÜLER REFANDUMDA ‘HAYIR’ DİYECEK )

AKP Grup Toplantısı… Ben  ancak akşam haberlerinde izleyebildim. Kürsüde Recep Tayyip ERDOĞAN, 12 Eylülde idam edilen solcu Necdet Adalı’ ya yazılan ve daha sonra şarkı yapılan bir şiiri okuyor.

Hemen arkasından yine 12 Eylül sonrası idam edilen müvekkilim ve ülküdaşım Mustafa PEHLİVANOĞLU ‘nun idam öncesi yazdığı, ailesine ve basına benim verdiğim son mektubunu okuyor.

Bozkurt Mustafa’ nın son mektubunu okurken duraksıyor, yutkunuyor, hıçkırıyor ve gözyaşlarını tutamayıp, ağlıyor.

Başbakan ağlarda, ağlamadan sorumlu başbakan yardımcısı boş durur mu?  Bülent ARINÇ ‘ ta her zaman yaptığı gibi ağlamaya başlıyor.

Arkalarından tüm AKP mensupları, yani Recep Tayyip DRDOĞAN’ ın vize verip, meclise doldurduğu parmak kaldırıcılar ağlıyor. Hep birlikte ah çekerek, vah çekerek, iç çekerek ve daha ziyade burunlarını çekerek ağlaşıyorlar. Gözlerinden iplik iplik akan yaşlara mendil dayanmıyor. Kimi meclis sıralarına yumruklarını, kimileri de kafalarını vuruyor. Ağladıkça ağlıyorlar. Adeta aralarında gizli bir ağlama yarışı başlıyor.

Recep Tayyip ERDOĞAN ve AKP’lilerin ülkücü bozkurt Mustafa PEHLİVANOĞLU’ nun idamına toptan ağlaştıklarını TV ekranında gözlerimle görüyor, kulaklarımla işitiyor ve bir türlü inanamıyorum.

Bunlar solculara, bölücülere, yıkıcılara ağlar ama bir ülkücüye asla ağlamazlar.

Ben bunların yapısını saçlarından tırnaklarına kadar çok iyi bilirim. Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi yandaşlarının en bariz müşterek özelliklerinden birincisi ülkücü düşmanlığıdır.

Bir mevki ve makama gelince ilk icraatları ülkücü kıyımı olur. Bunlar ülkücülerden nefret eder. Çünkü ülkücü bozkurtların gerçek Müslüman olduğunu, yüce İslam dinini kendileri gibi siyasete alet ve istismar etmediklerini, ülkücülerin İslamiyet’i şekilde ve sözde değil, yürekte ve özde yaşadıklarını iyi bilirler. Yine dünyanın en samimi ve sağlam Müslümanları olan ülkücü bozkurtların Atatürk’e, Atatürk ilkelerine ve Laisizme sapına kadar bağlı olduklarını, ülkücülerin kendileri gibi ordu düşmanlığı yapmadıklarını ; Türk Milleti, Türk Devleti, Türk Bayrağı ve Türk Ordusu için, canlarını seve seve verdiklerini kendilerinden daha yürekli, daha imanlı olduklarını bilir, ülkücüleri daima kıskanır ve ülkücüler karşısında girdikleri kompleks nedeniyle ellerinden gelse ülkücüleri bir kaşık suda boğmak isterler.

Kısaca özetleyecek olursak, ülkücülerin yeryüzündeki en büyük ve acımasız düşmanları Recep Tayyip ERDOĞAN ve AKP’lilerdir.

Peki, ne oldu da ülkücülerin can düşmanları olan Recep Tayyip ERDOĞAN ve adamları suçsuz yere idam edilen ülkücü bozkurt Mustafa PEHLİVANOĞLU için ağlaşıp gözyaşı dökmeye başladılar?

Rüyalarına bir evliya girip, ” Allahın sevgi kulları ülkücülerle uğraşmayın, vatan sevgileri imanlarından gelen bozkurtların kıymetini bilin yoksa kahrolur, gazaba uğrarsınız” diye enselerine bir tokat mı attı?

Bunca yıldır Çankaya’ nın meclisin, hükümetin ve HSYK ile Anayasa Mahkemesi dışında  hemen her kurumun mutlak hakimi olan, başbakan ve adamlarına 12 eylül ihtilal inden 30 yıl geçtikten sonra ne oldu da birdenbire iki gözleri iki çeşme idamlara feryat figan ağlamaya başladılar?

Görünmez bir güç kafalarına sihirli bir değnekle mi dokundu?

Bunlar neden kraldan fazla kralcı, ülkücüden fazla ülkücü kesilip, Bozkurt Mustafa’nın idamına hep birlikte hüngür hüngür ağlamaya başladılar?  

Mustafa PEHLİVANOĞLU’ nun idamını ve bu idamın acısını babası Necmi Ağabey, annesi Zeynep Abla kız kardeşi Sevinç ve tüm yakınlarıyla yaşayan ve paylaşan biri olarak TV ekranlarında gördüklerime ve duyduklarıma bir türlü inanamadım.

Dünya tersine mi döndü, başbakan ve adamları birden ülkücü mü oldu diye hayretler içinde kaldım. 

Yaşadığım şok fazla sürmedi. Recep Tayyip ERDOĞAN Mustafa PEHLİVANOĞLU’ nun mektubunu duraksayarak,  yutkunarak, hıçkırıp, ağlayarak okuyup ; öteki AKP lileri de ağlattıktan sonra ağzından baklayı çıkardı ve “ 12 Eylül idamlarının hesabını 12 Eylül de sorun, aziz MHP’ li kardeşlerim referandumda siz de benim arkamda durun ve referanduma evet mührünü vurun” dedi ve AKP’ nin toplu ağlama programı bitti.

Bu ağlama şovundan hemen sonra ikinci ve daha büyük bir şok yaşadım. Meğer idamdan otuz yıl sonra ülkücü Mustafa PEHLİVANOĞLU için söyledikleri sözlerin hepsi riya, akıttıkları gözyaşlarının hepsi rol icabı imiş.  Recep Tayyip ERDOĞAN ve parmak kaldırıcılar timsahın gözyaşlarını döküyorlarmış. Tek arzuları ülkücüleri ve MHP’lileri tahrik edip, kandırıp, referandumda ülkücülerden evet oyu alabilmekmiş…

Bu ağlama şovundan da açıkça anlaşılacağı gibi Recep Tayyip ve parmak kaldırıcıları referandum sonucundan iyice korkmaya başlamışlar. Solcudan fazla solcu, ülkücüden fazla ülkücü oluyorlar, bukalemun gibi renkten renge, kılıktan kılığa giriyor, evet oyu alabilmek için darağacında şehit olan ülkücü Mustafa PEHLİVANOĞLU’ nun idamını bile tıpkı İslam’ ı istismar ettikleri gibi istismar edip, referandumda evet oyuna tahvile çalışıyorlar. Bu akıl almaz riyakârlıkları nasıl paniklediklerinin en açık kanıtıdır.

Bak Sayın başbakan. Adın Recep diye milleti Şaban sanıyordun. Şimdi de sıra ülkücülere mi geldi?

Ben ülkücülerin yaşayan en kıdemlisiyim. Tüm ülkücülerin de vekiliyim. Ülkücü olduğum için insanlık tarihindeki tüm işkenceler Allahsız komünistler tarafından vücuduma defalarca uygulandı. Ülkücü olduğum için her tür cezaevinde her çeşit zulmü yaşadım.

Ülkücü olduğum için defalarca vatan hainleri tarafından öldürülmek istendim ve her defasında Allah’ ın yardımıyla mucize kabilinden ölümden döndüm. Ülkücü olduğum için 12 Eylül sonrası siyasi yasaklama kapsamında kaldım. Ülkücü olduğum için hayatımı Büyük Türk Milletinin yükselmesi ve yücelmesi ülküsüne adadım.

Senin şimdi evet oyu için gözyaşı döktüğün 12 Eylül idamlarında ben “ Vatan Sağ olsun, Tanrı Türk’ü korusun” naraları ile sehpaya koşarak şahadet şerbetini içen ülkücü şehitlerin karşısında dimdik durdum ve sadece dua okudum.

Sen ve sulu göz adamların gibi  hiç ağlamadım. Sen bozkurt olmadığın ve olamayacağın için bilemezsin. Bozkurtlar ağlamaz. Ülkücüler gözyaşlarını yüreklerine lav gibi akıtır ama sizin gibi burunlarını çeke çeke ikide bir oy avcılığı için rol icabı ağlamazlar.

Sayın Erdoğan, sen 12 Eylül’de bir siyasi partinin gençlik kolları başkanı ve Necmettin ERBAKAN’IN çıraklarından biriydin.

Sen neden tutuklanmadın. ? Neden yasaklanmadın? Neden hapishane, işkence, zulüm görmedin?

Yoksa Kenan EVREN ve ihtilalcilerin torpilli bir adamı mıydın?

12 Eylülden nasıl böyle elini kolunu sallayıp çıkabildin ?

Şimdi 12 Eylülcülerle neden bu kadar uğraşıyorsun.? Sen ne anlarsın 12 Eylül zulmünden. Zulmü biz yaşadık, şikâyeti sen yapıyorsun. Ülkücüler adına ahkam kesme hakkını sana kim verdi ?

Demek 12 Eylül ihtilal ini Kenan EVREN ve arkadaşları yaptı. Demek sağcı solcu ayırmaksızın gençleri bunlar idam etti, Anayasa Paketi de bunlara yargı yolunu açıyor; o halde sağcısı da solcusu da referandum da sen iki şiir okuyup, hıçkırıp ağladın diye evet oyu verecek öyle mi?

Bu iş bu kadar kolay mı ? Eğer ağlamayla istenen sonuç alınabiliyorsa, bizim komşunun her gece sabaha kadar ağlayan çocuğunu başbakan yapalım!

Biz ülkücüler asla ağlamayız ve ağlamalara da aldanmayız. Aradan 30 yıl geçip, dava ve ceza zaman aşımları dolduğu ve ihtilali yapan generallerin yaşları seksenin üzerini bulduğu halde siz neyin ve kimin yargılamasını yapacaksın?  kimi kandırıyorsunuz?

Siz bozkurtlarla dans etmenin ne kadar zor olduğunu bilmiyor musun?

Rahmetli Mustafa PEHLİVANOĞLU’ nun son mektubunu okuyup ağladığın ve bozkurtları kandırmaya kalktığın günün akşamı ben Mustafa’ nın annesiyle babasıyla ve kardeşiyle görüştüm.

Sana olan öfkeleri daha da artmış. Acılarını oy avcılığına tahvile çalışıp istismar ettiğin için seni ne bu alemde ne de öteki alemde asla affetmeyeceklerini ve bu ağlama şovu nedeni ile kapı kapı gezip hatırlarının geçtiği herkese referandumda hayır oyu kullanmalarını söyleyeceklerini bildirdiler.

Sayın başbakan, sen sen ol, olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol ve ülkücülerden ırak ol. İdam edilen şehit bozkurtlarımızın halen yüreğimizde taşıdığımız acılarını deşeleme. Boşu boşuna şehit ülkücülerin mektuplarını okuyup gözyaşı dökme ve evet oyu alabilmek için bu kadar zorlanarak rol yapma.

Referandum da 12 Eylül’ ün her türlü çilesini çekmiş biri olarak ben ve benim gibi gerçek ülkücülerin tümü sizin uygulama şansı olmayan Kenan EVREN tuzağına düşmeyiz.

Hepimizin oyu şimdiden hayır olacak ve hayırlı olacak. Biz bozkurtlar kan içer kızılcık şerbeti deriz ve kendi acımızı kendi yüreğimize gömeriz. Kimsenin bize acımasına ve oy avcılığı için gözyaşı dökmesine aldırmayız ve aldanmayız.

İdam sehpasına koşarken bile Tanrı Türk’ ü Korusun ve Yüceltisin narası son sözlerimiz olur. İşte biz ülkücüler ölürken bile vatan sevgisini yüreğimizde taşır ve bir bozkurt gibi ölmesini biliriz.

Ülkücülerin vatan, bayrak ve Türklük sevdasına ne senin nede bir başkasının aklı ermez. Bu sevdayı anlayabilmek, ancak ülkücü bozkurt olmakla mümkündür ve Allah her kuluna ülkücü bozkurt olmayı nasip etmez.

Yediden yetmişe MHP’ lilerin ve tüm ülkücü bozkurtların referandum da verecekleri hayır oyları Büyük Türk Milletine hayırlı olsun.

 AV.ŞEVKET CAN ÖZBAY- haber2000.com