CHP'li milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasının ardından PKK'nın daha önce kaçırdığı 150'ye yakın kişi tekrar gündeme geldi.

İlk kez bir milletvekilini kaçırarak taktik değiştiren örgüt, halen elinde biri kaymakam vekili 5'i de asker ve polis 20'ye yakın kişiyi rehin tutuyor.

Peki ama PKK, Hüseyin Aygün'ü neden kaçırdı? Zamanlamanın altında bir mesaj yatıyor mu? Terör örgütleri neden bu tür eylemler yapar? Bu soruları NTV canlı yayınında, PKK üzerine ilk akademik çalışmayı yapmasıyla tanınan Nihat Ali Özcan yanıtladı.

REHİNELER PROPAGANDA İÇİN
-PKK’nın bir yıl içinde 145 kişiyi kaçırdığı anlaşılıyor. Terör örgütü neden adam kaçırır?

Nihat Ali Özcan: Görünen o ki kendine itaat ettirebilmekle doğrudan ilgili. Kaçırdığı kişilerin iradelerine hükmetmeye bir taraftan da kamuoyuna devletin fonksiyonlarını yerine getiremediği, güvenlik güçlerinin sıradan insanları koruyamadığı algısını yaratmaya çalışıyor. Bu algı yaratıldığı zaman ya doğrudan örgütün istediği biçimde davranacak insanlar ya da bu anlamda örgütten biraz daha uzaklaşacak. Anlaşılan o ki devletin işlevsiz hale getirilmesi insanların zihninde böyle bir algının yaratılması için örgüt sıklıkla bu tür kaçırma işlemlerine başvuruyor. Bu da ciddi anlamda örgüte propaganda imkanı sağlıyor. Dün Tunceli’de olanlara bakacak olursak bunun etkili bir yöntem olarak PKK tarafından izlendiği görülebilir.

'DEVLET ÖRGÜTÜN İŞİNİ ZORLAŞTIRMALI'
-Peki devlet nasıl refleks gösterir böyle durumlarda. Kaçırılan kişinin ailesinin dile getirdiği can güvenliği konusu var operasyon sürüyor ama hassas bir durum olduğu da ortada.


Nihat Ali Özcan: Adam kaçırma işi örgüt açısından çok kolay bir iş, zor değil. Çünkü çok geniş bir coğrafyadan söz ediyoruz araçlar insanlar hareket halinde. 20 milyon insanın potansiyel olarak kaçırılabilecek nitelikte olduğunu görmek gerekiyor. Örgüt açısından ciddi imkan sunarken devlet açısından ciddi zorluklar sunuyor. Baktığınız zaman örgüt biraz daha avantajlı pozisyonda. Ama bu devletin yurttaşlarını koruma güvenlik sağlama sorumluluklarını da tabii ki ortadan kaldırmaz. Ama devletin aldığı bir takım kararlar ve uygulamaya çalıştığı bir takım kurallar örgütü bu işten caydırmaya, insanların bu konudaki örgüte bir takım avantajlı pozisyon sağlayabileceği bir takım davranışlardan kaçınma konusundaki getirdiği sınırlama ve önerilere de bir anlamda riayet ettikçe örgütün işi zorlaşır.

Bir milletvekili kendi bölgesini ziyaret ederken bu tür risk altında bulunduğunda güvenlikle ilgili bir takım talepleri ya da işbirliği yoluna gitmesi gerekir mi diye aslında sadece oradaki güvenlik güçlerinin ya da valilikten öte güvenliğinin sağlanması gereken insanların da bir takım ilişkiler içinde bu işi götürmesinin en azından yurttaşların güvenliğinin sağlanması açısından gerekli bir husus olduğunu da göz ardı etmemek lazım.

'SERBEST BIRAKACAKLARINI TAHMİN EDİYORUM'
-Bu tür eylemler genellikle nasıl sonuçlanıyor?


Nihat Ali Özcan: Her bir olayı kendi içinde dikkate almak lazım. Örgüt bunu belli bir amaca yönelik olarak yapıyor. Sıradan insanları değil bölgedeki kamuyu temsil eden asker gibi, polis gibi kaymakam gibi ya da bölgede hükümete destek veren politik figürleri ya da bu hadisede olduğu gibi önemli şahsiyeti kaçırarak toplumun daha fazla ilgi göstereceği sonuçta insan davranışlarını etkileyecek biçimde davranışlarını yönlendirecek figürleri seçiyor. AK Partili bir muhtarı kaçırdıktan 15 gün sonra muhtar büyük bir törenle yakasındaki parti rozetini değiştirdi. Bunun özgür iradesiyle olduğunu söylemek çok mümkün değil. Nasıl bir tehdit nasıl yönlendirme olduğunu açıkça biz kestiremiyoruz ama tahmin edebiliyoruz.

PKK’nın milletvekili kaçırmasının temel nedenini anlamak için genel politikası yanı sıra yereldeki politik mücadeleyi de anlamak lazım. Yereldeki politik mücadeleye baktığınız zaman PKK 1970’lerin ikinci yarısından beri Tunceli’de var ama ondan daha eski muhalif hareketler var. Bu hareketler sadece devlet ya da devleti temsil edenlere karşı değil aynı zamanda PKK’ya da karşı. Sayın milletvekili PKK’nın istediği çizgide gitmediği için PKK onun bir takım sözleri açıklamaları ya da bu konudaki eleştirilere de tahammül edemediğinden dolayı milletvekilini kaçırdı. Benim tahminim eğer çok kişisel bir gerilim olmazsa PKK kendi çıkarlarına hizmet edecek biçimde milletvekilini serbest bırakacaktır. PKK gibi bir örgütün insanların oylarıyla seçilmiş bir milletvekiline zarar vermesi örgüt stratejisi açısından çok akıllıca olmaz. O zaman uluslararası alanda çok ciddi bir tepkiyle karşılaşır. O yüzden bence çok rasyonel davranıp işte milletvekiline bir takım tehditler, baskı kurarak üzerinde fikirlerini değiştirmesi yönünde günün sonunda serbest bırakacaklarını tahmin ediyorum.

'EYLEMİN DÖRT NEDENİ OLABİLİR'
-Son dönemde terör eylemleri artıyor sebep ne olabilir bunda 15 Ağustos gününün yaklaşıyor olması mı?


Nihat Ali Özcan: Terör örgütleri zaman zaman seviyelerini arttırırlar terör olaylarının. Bunun dört temel nedeni vardır. Birisi bölgesel ve uluslararası dengelerdeki değişimdir. Şu anda olanlara bakarsanız Suriye meselesi, İran’la ilgili problemler belki Rusya belki başka aktörler de var. İkinci temel neden; örgütler genelde bir kriz sarmalına girdikleri zaman oradan çıkabilmek için bazen eylemlerinin artmasını bu anlamda krizin bastırılması için bir araç olarak görürler. Mesela 2004-2005 döneminde olduğu gibi. Üçüncü neden, hükümetin bir takım politikaları örgüt üzerinde bir takım olumsuz etkiler yapıyorsa örgüt hükümete bazı şeyleri yapma ya da yapmama konusunda güçlü bir mesaj vermek onun politikalarını yönlendirmek için terörü arttırır zaman zaman. Son olarak 15 Ağustos meselesinde olduğu gibi ya da yeni bir fırsat alanı çıkışmışsa zayıf bir nokta bulmuşsa bu dört temel nedenden dolayı örgüt eylemlerini arttırır. 2011’den itibaren bölgedeki dengelerdeki değişiklik örgütün kendi içinde Öcalan’la görüşememesinin ortaya çıkardığı üretim krizinin üstesinden gelememesi ve aynı zamanda da yaz mevsimi olması itibariyle son zamanlarda eylemliklerini arttırdı. Büyük ihtimalle de kışa kadar bu arttırma sürecini devam ettirecek gibi görünüyor.