Melik Duvaklı imzalı haberde 'ateşkes' kararının referanduma yönelik bir manipülasyon manevrası olduğuna dikkat çekiliyor. Buna göre, 2010 yılındaki eylem stratejisi ile dönemde cunta taşeronluğuna soyunan PKK ve onu kullanan kurmay cephe tırmandırdığı şiddetle hedefine ulaşamadı. Beklenmedik anda verilen ateşkes kararı ile strateji, görünürdeki şiddet yerine daha derin bir komploya dönüştürüldü. Örgüt ve onu kullananlar silahla yapamadığını 'dost postunda' yapmayı hedefliyor.

PKK'nın aldığı bu ateşkes kararının arkasında söz konusu manipülasyon senaryosu işe şöyle formüle ediliyor: Referandum süreci önce tırmandırılan şiddet ile baltalanmak istendi. PKK, bahar ayları ile birlikte 'dördüncü stratejik dönemi' ilan etti. Abdullah Öcalan, 31 Mayıs itibarı ile çekileceğini duyurarak yeni dönemin başlangıcına dikkat çekti. Şiddet sarmalı bir anda en üst seviyeye çıktı. PKK, dört koldan karakollara baskınlar yapmaya, mayınlı saldırılar düzenlemeye başladı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Öcalan önce demokratik özerklik ardından da PKK'ya ateşkes talimatını verdi. Örgüt, dört şart öne sürerek 20 Eylül'e kadar pasif savunmaya geçtiğini duyurdu.

Referandumun hayır cephesinde oluşan PKK-BDP-MHP-CHP ittifakının hükümetin elini güçlendirdiğini düşünen derin algı sürece müdahale ederek PKK ve BDP'ye yeni konum aldırdı. Bu senaryoya göre hükümetin elini PKK eylemleri ile zayıflatmak isteyenler ortaya çıkan skandallar ve kirli ilişkiler üzerine amacına ulaşamayınca bu sefer PKK'yı evet cephesine yamayarak süreci baltalamaya çalışıyor. Öcalan'ın talimatı doğrultusunda PKK'nın aldığı ateşkes kararının perde arkasında çok taraflı bir konsensüs olduğu fikrinin de bu amaçla servis edildiği belirtiliyor.