Aşağıda, daha önce aralıklı olarak yayınladığımız “Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi” adlı çalışmanın gözden geçirilmiş ve bazı değişiklikler yapılmış yeni metni bulunmaktadır.

Anayasa; yürürlüğe girdiğinde tüm sorunları çözecek bir metin olmadığı gibi, bazı zamanlarda sorunların artmasına, hatta içinden çıkılamaz hale gelmesine de yol açabilir. Nihayetinde; normlar hiyerarşisinin tepesinde olan anayasa, yazılı hukuk düzeninin kaçınılmaz bir ihtiyaca ve isteğe dayanan temel kaynağıdır.

Bu öneri; sadeliği ve kısalığı ile ön plana çıkmakta, kişi hak ve hürriyetleri ile yönetim sisteminin çerçevesini Başlangıç hükümleri ve toplam 23 maddede belirlemektedir.

BAŞLANGIÇ

Vatandaşlara ve insanlara karşı sorumluluklarının bilincinde olan, Dünya milletlerinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi sıfatıyla hareket eden Türk Milleti’nin özgür iradesine dayanan bu Anayasa; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, hukukun üstünlüğüne, laiklik ilkesine, kişi hak ve hürriyetlerini korumaya ve geliştirmeye dayalı, Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal mutabakatla yaşayan bireylerin esenliği için hazırlanan, hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı, üniter yapının hakim olduğu, kuvvetler ayrılığını benimseyen bir devlet anlayışını kabul eden temel hukuk kurallarını kapsar.

Anayasa, kişi hak ve hürriyetlerini koruyan temel hukuk kurallarını düzenler. Anayasada yer alan hüküm ve müesseseler, kanunlar ve uluslararası sözleşmeler ile bunlara uygun alt hukuk kuralları ve uygulamalar vasıtasıyla her türlü haksız müdahaleye karşı korunurlar.

İnsan onuru ve haysiyeti dokunulmaz olup, insan hak ve hürriyetlerinin ve Anayasa ile kurulu düzenin temelini teşkil eder.

Kanunlar, Anayasaya aykırı olamaz. Dayanağını Anayasadan ve kanundan almayan hiçbir hukuk kuralı ve kamu kudreti kullanımı hukuka uygun kabul edilemez.

Herkes, Anayasaya bağlı kalmakla yükümlüdür. Hukuk kuralları ve tatbiki, Anayasaya uygun olmak zorundadır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşlığının elde edilmesi veya kaybı ile siyasi nedenlerden dolayı iltica hakkının usul ve esasları kanunla düzenlenir.

Her vatandaş, eşit hak ve hürriyetlere sahiptir.

Devletin temel amaç ve görevi; Türk Milleti’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, iktisadi ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır.

Toplumsal değişimin dinamikleri ile oluşan ve hukukun üstünlüğünü yansıtan, insanı ve Ülkenin tüm unsurlarını esas alıp kucaklayan, hiçbir zümreye ve inanca imtiyaz tanımayan, kimlik ayırımı yapmayan, ırkçılığa taviz vermeyen bu Anayasa, toplumsal mutabakatın en önemli göstergesidir.

BİRİNCİ KISIM

GENEL ESASLAR

Madde 1- Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri

Türkiye Cumhuriyeti; kişi hak ve hürriyetlerine saygılı, Başlangıç’ta gösterilen temel ilke ve esaslara dayanan, üniter yapıyı ve kuvvetler ayrılığı anlayışını benimsemiş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Hiçbir hak ve yetkinin kullanımı, bu niteliklerin korunması ve geliştirilmesine aykırı olamaz, kişi hak ve hürriyetlerin özünü ihlal edemez.

Türkiye Cumhuriyeti; Ülkesi, Milleti ve Devleti ile bölünmez bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti’nin; resmi dili Türkçe, başkenti Ankara, milli marşı İstiklal Marşı ve bayrağı şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı albayraktır.

Madde 2- Egemenlik

Egemenlik, kayıtsız ve şartsız Türk Milleti’nindir. Millet egemenliğini, Anayasanın belirlediği usul ve esaslar ile kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde savaş hali dahil olmak üzere yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Bu yetkilerin kullanılması, hiçbir şekilde Millete ait kamu kudretinin devri anlamına gelmez. Hiçbir kişi ve organ, kaynağını Anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz.

Madde 3- Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı

Anayasada belirtilen yetkileri kullanacak kişi, organ ve makamlarla ilgili şart ve esaslar, yetkilerin kullanılması, kişi hak ve hürriyetlerinin düzenlenmesi ve korunması, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılacak kanunlar vasıtasıyla sağlanır. Kanunlar, Anayasaya aykırı olamaz.

Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamları, tüm kurum ve kuruluşlar ile kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Madde 4- Anayasanın değiştirilme usulü

Anayasada yer alan Başlangıç ve Genel Esaslar ile bu madde değiştirilemez.

Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte iki çoğunluğunun çıkaracağı kanunla değiştirilebilir.

Kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlayan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunlar, Meclis üye tamsayısının en az üçte iki çoğunluğunun kararı ile Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulur ve halk oylamasında kullanılan geçerli oyların en az üçte ikisinin kararı ile yürürlüğe girer.

İKİNCİ KISIM

KİŞİ HAK VE HÜRRİYETLERİ

Madde 5- Kişi hak ve hürriyetlerinin niteliği, korunması ve sınırlanması

İnsan onuru ve haysiyeti dokunulmazdır. Devlet, insan onurunu ve haysiyetini koruyup gözetmekle yükümlüdür.

Herkes; kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve hürriyetlere sahiptir. Yasama, yürütme ve idare ile yargı erkleri, Anayasa ile güvence altına alınan hak ve hürriyetlerle bağlıdır. Kişi hak ve hürriyetlerinin korunması; Anayasa, İnsan Haklarının ve Temel Hürriyetlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme, bu Sözleşmenin kanunlarla kabul edilen ek protokolleri ve Avrupa Sosyal Şartı’nın hüküm ve esasları çerçevesinde gerçekleştirilir.

Devlet, kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasını, kişinin maddi ve manevi varlığının geliştirilmesini sağlamakla yükümlüdür.

Kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasında yargı yolu kapatılamaz.

Herkes, kişi hak ve hürriyetlerinin Devlet organları ve makamları tarafından ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkına sahiptir. Bu başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

Hak ve hürriyetler esas olup, bunlardan yararlanmanın durdurulması veya bunların sınırlanması istisnadır.

Hiç kimse; din, vicdan, inanç, düşünce açıklama ve basın hürriyetini, eğitim ve öğrenim hakkını, toplanma ve gösteri hakkını, örgütlenme hakkını, haberleşme hürriyetini, mülkiyet hakkını, yerleşme, seyahat ve çalışma hürriyetini, demokratik düzene ve başkalarının hak ve hürriyetlerinin özüne karşı kötüye kullanamaz.

Kişi hak ve hürriyetleri, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olarak, yalnızca Anayasa, İnsan Haklarının ve Temel Hürriyetlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme ve bu Sözleşmenin kanunlarla kabul edilen ek protokollerinde gösterilen sebeplerle, özlerine dokunulmaksızın kanunla sınırlanabilir. Ancak kişi hak ve hürriyetleri yabancılar için, uluslararası hukuka uygun olarak kanunla ayrıca sınırlanabilir.

Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, Milletlerarası Hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

>> YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ