Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısında değişiklik öngören anayasa değişikliğinin 12 Eylül'de kabul edilmesinin ardından 206 hâkim ve savcı kurula üye seçilmek için aday oldu.

YSK tarafından seçim süresinde propaganda yapmaları yasaklanan adaylardan Bursa Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya, bakanlık tarafından hazırlanan HSYK kanun tasarısının yeterli olmadığını dile getirdi.

Bursa Adliyesi'nde 'HSYK Kanun tasarısı yeterli mi?' başlıklı basın açıklaması yapan savcı Kaya, önerilerini 8 madde halinde sıraladı. HSYK'nın işleyişiyle ilgili 49 maddelik kanun tasarısının Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak ilgili kurumlara gönderildiğini hatırlatan Kaya, kurumun yeniden yapılandırılmasının iyi bir başlangıç olduğunu ifade etti.

"Sorunlara seyirci olmamak için öneri bize, çözüm ise TBMM'ye aittir." diyen Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya önerilerinin tarafsız, bağımsız, şeffaf, adil, güçlü bir HSYK için şart olduğunu sözlerine ekledi. Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya, HSYK kanun tasarısıyla ilgili önerilerini şöyle sıraladı:

"- Yargı bağımsızlığını sağlamak, bireysel ve olumsuz görüşlerin önüne geçmek adına Adalet Bakanlığı'nın bir uzantısı niteliğinde bulunan Teftiş Kurulunu denetim sürecinde en az kendi konumlarında bulunan hakim ve savcılar hakkında notlu ya da notsuz her türlü hal kağıdı düzenleme uygulamasına son verilmesi gerekir.

-
4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu uyarınca birçok meslektaşımız yargının projektörlerinin aydınlatmadığı kozmik-karanlık odada muhafaza edilen gizli raporların neler olduğunu öğrendik ama ifşa etmedik. Bu nedenlerle, 12 Eylül 2010 tarihine kadar düzenlenen birçok HSYK'nın işleminin temelini oluşturan, taraflı oldukları konusunda ciddi endişelerimizin olduğu tüm hal kağıtları geçersiz sayılmalı ve imha edilmeli.

-
12 Eylül 2010 tarihinden önceki müfettişlerin hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan raporları sonucunda mağdur durumda olan meslektaşlarımın mağduriyetleri giderilmelidir. Bunun hukukun üstünlüğünün zorunlu bir sonucu olduğu unutulmamalıdır. Yeni sistem mağdurlara sahip çıkmalıdır.

- Düzenleme yürürlükteki anayasada açıkça güvence altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği, özel yaşama ilişkin kapalı alanı koruma altına alan ve kamu oyunca da "Fişleme Yasağı" olarak bilinen anayasamızın 20/2 maddesindeki pozitif düzenlemeye uygun olacaktır.
Ayrıca müfettişlerin tuttuğu her türlü belge ve bilgiden uzak raporların taraflı bir şekilde hazırlandığı konusunda ciddi endişeler taşımaktayız. Zira sair bilgi ve belgeye dayanan raporlarda mağdurların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Bundan sonra meslektaşlarımız hakkında anayasaya aykırı olarak yapılan gizli istihbarata göre değil, açık istihbarata göre raporlar düzenlenmelidir.

- HSYK bir yüksek mahkeme, bir yargı organı değildir. Ama hakim ve savcılar hakkında kesin karar verme yetkisine sahip bir yüksek kuruldur.
Ancak HSYK daha önce aldığı kararlar nedeniyle çok tartışılmıştır. 2005 Şemdinli olaylarında Van Eski Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın hazırlamış olduğu iddianame, yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesine rağmen, baskılara direnemeyen HSYK tarafından alınan karar ile meslekten ihraç edilmiştir. Biz yeni Ferhat Sarıkaya'lar istemiyoruz. Bir hırsıza tanınan adil yargılanma hakkını meslektaşlarımızdan esirgeyen anlayışı bertaraf etmek için 'Disiplin mahkemeleri' kurulmalıdır.

- Kurul müfettişlerinin seçimi hakkında tasarıda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bana özgür ve demokratik bir ortamda 'Teftişi nasıl bilirsiniz?' deseler hemen bildiğim, ancak kimsenin söylemeye cesaret edemediği gerçekleri sırasıyla söyleyeceğim, meslektaşlarımızı kendilerinin astı olarak gören, kendisi gibi olanlara bol not, ötekilere düşük not verenleri, denetimden sonra, 'Ben onu çizdim, bir daha kendine gelemez' diye konuşanları gibi.

-
Birlikler 'Dernekler Yasası', BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi' gibi sözleşmelerle kurulur. Birliklere örgütlenme hakkı veren uluslararası belgeler bize de bu hakkı veriyor. Biz bunu yeni HSYK yasasında görmek istiyoruz.

-
HSYK'nın yeniden yapılanması hususunda objektiflik ve hukukun üstünlüğünü teoride-kitapta değil, uygulamada görmek istiyoruz. Bir defaya mahsus, geçmişi mazide bırakarak tüm disiplin dosyaları affedilsin. Bundan sonra alınacak disiplin kararları hiç kimseyi tatmin etmeyecektir. Hukuk, intikam aracı değil, çözüm mekanizmasıdır. Katilleri bile affeden bir anlayış bunu meslektaşlarımıza çok görmemeli."

CİHAN