Selçuk, tahliyeler konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:

YARGITAY’A DARBE: Yargıtay zor duruma düşmüştür. Saygınlığı örselenmiştir. Bundan büyük üzüntü duydum, onu belirteyim. Yargı mensupları, Yargıtay’a darbe vurdular. Yargıtay’daki bir daire başkanının konuşması halkı yanıltmıştır. Yargıtay yara almıştır ve bunun bir bedeli olmalıdır. Herkes dikkatli adım atmalıdır.

SORUN DURUŞMALARDA: “Türkiye ‘duruşma’ kavramının ne olduğunu bilmiyor. Bugün Türkiye’de duruşma kavramı doğru algılansa idi, bunlar başımıza gelmezdi. Daire sayısının azlığı problem değil. Daire sayısı çoğaldıkça Yargıtay’ın bütünlüğü bozulur. Konu, duruşmanın ne olduğu ile ilgilidir. Ceza yargılaması yasasının bütün maddeleri en önemli aşama olan duruşmanın sağlıklı ilerlemesi için seferber olmuştur. Türkiye’nin anlamadığı budur. Duruşmalar normalde, 1 oturumda biter. Türkiye’de bu kural hiç uygulanmamıştır. Kaç oturum sürüyor... Bu durumu düzeltmek, Yargıtay’a ve yargıçlara düşer.

MİNİK YARGITAYLAR: İstinaf konusu bu sorunları çözer mi? Aslında çözer; ama Türkiye’de istinaf kurulmuyor. Türkiye’de 11 tane Yargıtay kuruluyor, temyiz mahkemesi. Yargıtay’ın iş yünü azaltacağız kaygısı ile yola çıkıldı. İstinaf zorunlu; ama çıkış noktası yanlış. İstinafsız iyi bir yargılama olmaz. İstinaf Mahkemeleri şarttır; ama bu hali ile sorunları çözmeyecektir.

DANIŞMANLAR YANILTTI: Siyasi danışmanları Başbakan’ı yanıltmıştır. Ne yazık ki yanlış kıyaslamalar Sayın Başbakan’ın gündemine gelmiştir. Sayın Başbakan da dün konuşma yaptı biliyorsunuz; “Başka daireler bitirmiş, siz de bitirseydiniz” diye. Hayır, ikisini kıyaslayamazsınız.

KIYASLANAMAZ: Olay Yargıtay içerisinde de sarsıntılar yarattı ve benim kanaatimce Yargıtay’ın bir daire başkanı yanlış bir söz etti. Dedi ki “Ben zamanında bunları bitirmiştim. Onlar da bitirebilirlerdi.” Hayır böyle bir kıyaslama yapamazsınız. Ben o daireye 8 yılımı verdim. O dairenin nelere baktığını bilirim. O dairenin en önelmiş dosyaları sahtecilik dosyaları idi. Ceza hukukunun en karmaşık suçlarıdır. (Vatan)