Emsal teşkil eden kararla birlikte artık sendika yönetimleri, kendilerine muhalefet eden üyeleri yeni kurulan başka şubelere aktaramayacak. Türkiye'de sendikaların her geçen gün etkinliğini yitirmesinin bir sebebi de yönetimlerindeki saltanat iddiaları. 40 yılı aşan görev süreleri ile dikkat çeken çok sayıda sendika başkanı, kurumlarına güvenin sarsılmasına yol açıyor. Koltuğunu bırakmayan başkanların en sık başvurduğu yöntem, muhalif ses çıkaran kurum şubelerinin altını boşaltmak. Yıllardan beri uygulanan bu yönteme göre genel merkez, muhalif gördüğü şube başkanlarının önünü kesmek için hemen yeni bir şube açıyor. Muhalifi destekleyen üyeler derhal yeni kurulan şubeye kaydediliyor. Böylece yönetim için tehlike arz eden sendikacı, gücü elinden alınıp tek başına bırakılıyor. Bu yolla sendika içinde demokratik yarışa girip genel merkeze aday olmak isteyen yeni isimlerin önü kesiliyor.

Sendika yönetimlerinin muhalifleri susturmak için kullandığı bu uygulamanın son örneği, savunma işkolunda örgütlü Harb-İş Sendikası'nda yaşandı. Genel merkeze muhalif olan Ankara Şube Başkanı Bayram Bozal'ın önünü kesmek isteyen yönetim, Ankara Merkez Şube isminde yeni bir şube açtı. Bozal'ın şubesi ile Levent Tekin'in başkanı olduğu Ankara 1 No'lu Şube'ye bağlı yaklaşık 3 bin üye, bu yeni şubeye kaydırıldı. İki şubenin elinde ise yalnızca 150 üye kaldı. Böylece taban desteği elinden alınan Bozal'ın gücü kırıldı. Bu gelişmeler üzerine konuyu yargıya taşıyan Bayram Bozal ile Levent Tekin'in davaları birleştirilerek Ankara 8. İş Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, yeni şube açma yetkisinin genel merkezde olması sebebiyle davacılar aleyhine karar verdi. Bunun üzerine konu Yargıtay'a taşındı.

Davayı inceleyen Yargıtay, Ankara 8. İş Mahkemesi'nin kararını bozdu. Yargıtay'ın bozma gerekçesi ise sendikal hayatta çok önemli gelişmelere yol açacak nitelikte. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yeni şube açma yetkisinin genel merkezde olmasına karşın mevcut şubelerin altının boşaltılamayacağına dikkat çekti. Sendikaların, şube açma yetkisini mevcut şubeleri fiilen kapatma şeklinde kullandığına işaret edilen kararda, genel kurulun sendika yönetimine böyle bir yetki vermediğine değinildi. Sendika yönetiminin böyle bir yetki almış olsa dahi bunu Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki 'objektif iyi niyet' kuralı çerçevesinde kullanma zorunluluğuna vurgu yapıldı. Söz konusu karar ile sendika başkanlarının, muhalifleri yok etmek için kullandığı en etkin yöntem ellerinden alınmış oldu.Zaman