"Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi" kapsamında Danıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kentsel Dönüşüm ve Çevre Hukuku Konferansı"nın açılışında konuşan Karakullukcu, bütün hukuki düzenlemelerin insanla ilgili olduğuna işaret etti.
 
İnsanın fiziki bakımdan sağlıklı koşullarda yaşamasının önem taşıdığını, ancak bunun tek başına yeterli olmadığını belirten Karakullukcu, insanın psikolojik, sosyal, ruhsal durumunun da önemli olduğunu söyledi.
 
İnsanlar için daha iyi fiziki ortamların nasıl yaratılacağı konusunun hep zihinleri meşgul ettiğini dile getiren Karakullukcu, bunun birden bire olmadığını, aşama aşama gerçekleştiğini ifade etti. Karakullukcu, "Son 10 yılda ülkemde hakikaten gözle görünecek, kadar hatta dışarıdan gelen yabancı konukların dikkatini çekecek gelişmelere imza atılmaktadır" dedi.
 
Buna karşın gelinen noktanın yeterli olmadığını, bu konuda belediyelerin, TOKİ'nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın çalışmalar yaptığını anlatan Karakullukcu, çarpık yapılaşmaların, felaketlere dayanıklı olmayan yapıların modernize edilmesi için de yasal düzenleme yapıldığını anımsattı.
 
Bu kanunla ilgili herhangi bir uyuşmazlık çıkmadan önce ilgili Danıştay dairelerin de bu konferansa katıldığını belirten Karakullukcu, bu sayede, yasama, yürütme ve yargının bir araya gelerek, daha iyisini yapabilmek adına görüş alışverişinde bulunabileceklerini söyledi.
 
Karakullukcu, akademisyen ve uzmanların da görüşlerinden faydalanılacağını ifade ederek, konferansın geleceğe ışık tutacağına olan inancını dile getirdi.
 
Ankara'daki çarpık kentleşmeyi, kente ilk geldiği 1964-1965 yıllarında yaşadıklarını anlatan Karakullukcu, ilk geldikleri dönemde konut bulmakta sıkıntı yaşadıklarını, sonra yapılan konutların ise ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğunu kaydetti.
 
-Bakan Bayraktar'ın konuşması-

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da kentsel dönüşüm konusunda özellikle yargı tarafından böyle bir konferansın düzenlenmesinin önemli olduğunu vurguladı.
 
Bayraktar, Türkiye'de şehirleşme oranının yüzde 76'lara ulaştığını ve Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında şehirler bakımından da büyük önem kazandığını anlattı.
 
Bireylerin barınma hakkı bakımından meskenin önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, Türkiye'de 20 milyon civarında konut bulunduğunu, bu konutların afet bakımından yetersiz olduğunun belirlendiğini kaydetti.
 
Bunun düzeltilmesi için 1956 yılından bu yana devletin çeşitli düzenlemeler yaptığını dile getiren Bayraktar, "Belediye başkanlarımız da bunları nasıl düzeltiriz diye çırpınıyorlar ama kentsel dönüşüm konusunda son 10 yılda çok ciddi gayret sarf ettik. Önemli atılımlar gerçekleştirdik ama bunlar da yetmedi" diye konuştu.
 
Kentsel dönüşün ve afet riski konusunda yeni çıkarılan yasa hakkında bilgi veren Bayraktar, kanunun yürürlüğe girmesinin ardından kentsel dönüşümü Türkiye'de dalga dalga yaymaya çalıştıklarını anlattı.
 
Yargıya ve özellikle Danıştay'a konuyla ilgili bilinci artırma konusunda gösterdiği çabalardan dolayı teşekkür eden Bayraktar, kentsel dönüşüm konusunun yargı kanadının da kuvvetlendirilmesi ve yargı kanadı tarafından da sahiplenilmesinin önemine işaret etti.
 
Kentsel dönüşümün çok zor olduğunu, bu bilincin bilgi birikiminin geliştirilmesiyle artırılacağını belirten Bayraktar, "Şimdi Melih Bey belki yargıdan çok şikayet eder ama ben etmeyeceğim. Hem TOKİ Başkanlığım sırasında hem de bakanlığım sırasında yargıdan tarafsız bir bakış ve yardım gördüm" dedi.
 
-"Büyük seferberlik"-

Kentsel dönüşümle insanların konforunu artırmayı, vatandaşları afetten korumayı, şehirleri güzelleştirmeyi amaçlayarak, büyük bir seferberlik içine girdiklerini ifade eden Bayraktar, Türkiye'nin afet riski gibi bir gerçeği ve daha önce yaşanan deprem travmaları varken artık herkesin elini başına koyup daha iyi düşünmesi gerektiğini vurguladı.
 
Bayraktar, "Bu bir inşaatçılık değil. İnsanlar, 'evlerimizi yıkmayın', 'bu kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm' diyorlar. Özellikle ifade etmek istiyorum. Bu iş, vatan eksenli bir meseledir. Bu iş insanlarımızın yaşama, can, hayat hakkını eksenine koyan bir meseledir. Onun için bu devletin, bu siyasi iradenin veya bu işle uğraşanların rant elde etmesi tamamen kefen soyuculuğudur. Böyle bir şeyi insan olan, izanı olan hiç kimsenin düşünmesi söz konusu değildir" diye konuştu.
 
Devletin sosyal devlet olması gerektiğini dile getiren Bayraktar, "Biz fakirin, fukaranın evini yapmaya çalışıyoruz" dedi.
 
Türkiye'yi afet riskinden arındırmak için artık büyük bir seferberlik gerektiğini, bunu yaparken de başta yargı olmak üzere herkese ihtiyaçları bulunduğunu kaydeden Bayraktar, şunları söyledi:
 
"Fakir fukaraya, ihtiyacı olup da ev alacak parası olmayan insanlarımıza ev yapma önceliğimiz var. Buna gayret edeceğiz ve bütün bu imkanlar olanaklar içerisinde yapmak istediğimiz şudur, biz istenmeyen hiçbir yerde kentsel dönüşüm yapmayacağız. Çünkü ajitasyon, provokasyon oluyor. Bu işin önüne engel koyuyorlar. Biz de dedik ki gönüllülük, razı olma, başarılı, hazırlıklı belediyeler neredeyse biz orada yapacağız."
 
Yasanın uygulanması sürecinde Danıştay'ın kapısını çok "aşındıracak" gibi gözüktüklerini söyleyen Bayraktar, "Gelişmiş ülke olma yolunda bir gayret sarf ederken kentsel dönüşümü de mutlaka bitirmemiz lazım. Bu iş zorunludur, kaçınılmazdır. Çok zor bir iştir, uzun soluklu bir iştir, herkesin destek vermesi gereken bir iştir. Bütün bunlara rağmen biz hükümet olarak üzerine basa basa ifade etmek istiyorum. Zorla bu işi yapmayacağız" dedi.
 
Başta büyükşehirler olmak üzere özellikle afet riski yüksek şehirlerde bu işe başlanması gerektiğini belirten Bayraktar, devlet, hükümet ve özellikle bakanlık olarak bu işe "sekiz elle" sarıldıklarını söyledi.
 
Belediyelerin de bu işe alıştırılması gerektiğini dile getiren Bayraktar, ancak bazı belediyelerin siyaseten bu işe çekimser davrandıklarını kaydetti. Baykartar, şöyle konuştu:
 
"Mahkeme kadıya mülk değil, kaybedeceğiz seçimi ama bunu yapacağız. Başbakanımız da bunu söyledi. Bakan olarak, bu işin en sorumlu kişisi olarak herkese yalvarıyorum, herkesten rica ediyorum. Bu işe sarılmamız lazım ama kırmadan, dökmeden, vatandaşımızı incitmeden. Fakir fukaraya, garip gurabaya ev yapacak bir pozisyon imajını vermek suretiyle."
 
Konferansa Yargıtay Başkanı Ali Alkan, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ve çok sayıda davetli katıldı.