Marmara Üniversitesi'nde "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi imzacısı olmaları gerekçe gösterilerek haklarında soruşturma açılan akademisyenler Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi'ndeki basın toplantısında bir araya geldi.

Marmara Üniversitesi akademisyenleri İbrahim Kaboğlu, Büşra Ersanlı, Ayşe Durakbaşa, Özdemir Aktan ve Erol Katırcıoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı basın toplantısında ilk olarak Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi adına Görkem Doğan açıklamalarda bulundu.

11 Ocak 2016 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan ve barış talebi içeren "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisiyle birlikte üyelerine yönelik yoğun baskıların yapıldığını, soruşturma, emekliliğe zorlama ve işten çıkarmalar yaşandığını dile getirdi.

Marmara Üniversitesi'ndeki soruşturmanın da hiçbir kanuni dayanağı olmadığını belirten Doğan, usulen de çok sayıda yanlış yapıldığını, anti-demokratik uygulamalara karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Doğan, şunları söyledi:

"Marmara Üniversitesi imzacı akademisyenleri hakkında yürütülen soruşturma pek çok bariz hukuksuzluk içermektedir. İlk olarak, hiç bir hukuki ve kanuni dayanağı olmadığı halde imzacı akademisyenler hakkında disiplin soruşturması açılmış; soruşturma dosyası etkili bir savunma yapabilmeleri için imzacı akademisyenlere verilmemiştir. İkinci olarak, soruşturma komisyonunda ceza verilip verilmemesi gerektiği kanaatini etkileyecek olan, oy hakkına sahip komisyon üyelerinden biri Rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Üçüncü olarak, Marmara Üniversitesi Disiplin Kurulu, ilgili Danıştay kararları uyarınca, hakkında ceza önerilen imzacı akademisyenlerin son savunmasını alması gerekirken bunu yapmamış; ayrıca ceza önerisinin görüşüldüğü Kurul toplantısında Sendika Temsilcisi de mevcut bulunmamıştır. Sürece damgasını vuran tüm bu hukuka aykırılıkların yanı sıra, bir yandan da üyelerimiz bu baskılar altında sözlü telkinler ve üstü kapalı tehditlerle emekliliğe zorlanmışlardır."

Doğan'ın ardından söz alan İbrahim Kaboğlu Kaboğlu soruşturmanın hukuki işleyişi hakkında önemli bilgiler verdi. Soruşturmanın usule aykırı yürütüldüğünü söyleyen Kaboğlu, Rektör Yardımcısı Mehmet Akman'ın soruşturma komisyonunda yer almasını buna örnek olarak verdi.

YÖK'e gönderilen dosyada verilmek istenen idari cezanın belirtilmesiyle yetinilmeyip OHAL KHK'sı ile atılmaları gerektiği yönünde not alınmış olmasını skandal olarak değerlendirdi.

2010 referandumu sonrasında oluşturulan HSYK'ya üye olarak atanan Prof. Ahmet Gökçen'in soruşturma komisyonundaki gayretkeşliğini eleştiren Kaboğlu, Gökçen'in FETÖ operasyonları sonrası kendini iktidara ispat çabası içinde olduğunu belirtti.
Söz alan Büşra Ersanlı, ifade özgürlüğü, akademik özgürlükler ve üniversite özerkliği konusunun hiçbir zaman anlaşılmadığını söyledi.

Erol Katırcıoğlu, uygulamayı 12 Eylül ile kıyaslayarak çok daha vahim bir noktada olduğumuzu ifade etti.
Aynı zamanda hekim olan Tıp Fakültesi öğretim üyesi Özdemir Aktan "hekimler savaştan yana olamaz, ben de bir hekim olarak sorumluluğumu yerine getirdim, bundan dolayı bir bedel ödenmesi gerekiyorsa biz de mücadelenin bir parçası olarak değerlendiririz" dedi.

Ayşe Durakbaşa ise bu operasyonlarla üniversite eğitiminin içinin boşaltıldığını ve akademik personelin prekarya haline getirildiğini söyledi.


CNN Haber