TBMM (A.A) - 
     Raporda yer alan bilgilere göre, helikopterin pilotu Mustafa Kaya İstektepe'nin Kahramanmaraş Çağlayancerit'ten, yakıt ikmali için indiği Kahramanmaraş Hava Meydanı'nda, bir sonraki seferi için meydandaki Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü ile irtibata geçmedi.
     İstektepe'nin aldığı meteorolojik bilgi, yalnızca Kahramanmaraş Hava Meydanında Hava Trafik Kontrol Merkezi Kule tarafından verilen ve havaalanı çevresi ile sınırlı olan rutin meteorolojik bilgileri kapsıyor.
     Kaza kırım raporunda, helikopterin güzergah üzerinde güvenli seyretmesini sağlayacak olan ve uluslararası havacılık kuralları gereği bulundurulması gereken Kar Saptırma Sistemi'nin (Snow Deflector Kit), helikopterde olmadığının belirlendiği ifade edildi.
     Helikopterin, Kahramanmaraş Kızılöz köyü dağlık alanından geçişi süresince buzlanma, rüzgar kayması, kar yağışı ve bulut içi kısıtlı görüş nedenlerinden dolayı atmosferik koşulların ''görerek uçuş'' için elverişli olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
     Pilot İstektepe'nin mevzuatta belirtilen periyodik sağlık kontrollerini süresi içinde yaptırdığı, ayrıca otopsi sonucuna göre uçuş emniyetini tehlikeye sokacak herhangi bir uyuşturucu maddenin etkisi altında olmadığının anlaşıldığı kaydedildi.
     Helikopterdeki GPS'nin (küresel konumlama aygıtı) çarpma ihtimali durumunda uyarı vermesi gerektiğinin belirtildiği, ancak cihazın böyle bir özelliğe sahip olmadığının anlaşıldığına işaret edildi.
    
     -KAYIP ELEKTRONİK CİHAZLAR-
    
     En güncel uçuş bilgilerini kaydedebilme özelliğine sahip olan ve uçuş sırasında helikopterde olduğu belirlenen iki elektronik cihazın, kazanın ardından bulunamadığı belirtildi.
     Söz konusu sistemlerin, özellikle kötü hava koşullarında pilotlara çok yararlı olduğu ifade edilen raporda, ''Cihazlar bulunmuş olsalardı helikopterin izlediği gerçek rota ve zaman bilgilerine ulaşmak, çarpma istikametini tespit etmek ve kaza ile ilgili daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak mümkün olabilecekti'' denildi.
     Raporda, helikopterin teknik donanımının yeterli olmadığı, pilotun tüm olumsuzluklara rağmen dönmeyi ya da iniş yapmayı düşünmeden uçuşta ısrarcı olduğu sonucuna varıldı.
    
     -ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI-
    
     Raporda, kazanın ardından Kahramanmaraş Valiliği ile Başbakanlık bünyesinde kriz merkezleri oluşturduğu ve iki merkezin çalışmalarını koordinasyon içerisinde yürüttüğü kaydedildi.
     Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulunun hazırladığı raporda, helikopterdeki ELT cihazının aktif durumda olmasına rağmen anteninin kırılması nedeniyle sinyal gücünün uyduya ulaşmadığı, bu nedenle ELT cihazıyla kaza yerinin tespit edilmediğinin belirtildiği ifade edildi.
     Raporda, kazanın ardından helikopterin yerinin tespiti ile ilgili yapılan çalışmalara ilişkin şunlar kaydedildi:
     ''Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından kendilerine iletilen telefon numaralarından sinyal bilgileri elde edilerek Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Başbakanlık Kriz Merkezi ve Genelkurmay Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığına ulaştırıldığı, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından bu bilgilerin olabilecek en kısa sürede değerlendirilerek, oluşturulan haritaların Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığına gönderildiği, neredeyse nokta şeklindeki konum bilgisinin gerek Ankara gerekse Kahramanmaraş'taki jandarma görevlileri tarafından komutanlarına aktarıldığı, fakat her nasılsa bu bilginin değerlendirme dışında tutulduğu gibi yönetmelik gereği ana arama kurtarma koordinasyon merkezine gönderilmediği tespit edilmiştir. Ayrıca TİB ve Jandarma Genel Komutanlığınca kaza günü ve sonrasında üretilen harita ve krokilerin, arama ve kurtarma ekiplerine ulaştırılmadığı da anlaşılmıştır.''
     Raporda, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, kazayla ilgili kendilerine gelen harita ve krokilerin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır ile paylaşıldığını belirttiğini, ancak bu belgelerin Valilik ile paylaşılmadığının anlaşıldığı kaydedildi. Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, kendilerine gelen harita ve krokilerle ilgili verdikleri bilgilerde çelişkiler bulunduğuna işaret edildi.
    
     -''İHBARLAR SAĞLIKLI DEĞERLENDİRİLMEDİ''-
    
     Arama ve kurtarma faaliyetleri icra edilirken bilgi, belge, doküman ve ihbarların sağlıklı olarak değerlendirilmediği, eldeki tek teknik veri olan telefon sinyallerinin ciddi bir analize tabi tutulmadan sahada çalışma yapan ekiplere aktarıldığına, bunun da zaman kaybına neden olduğu bilgisine yer verildi.
     Kazada hayatını kaybedenlerden İHA muhabiri İsmail Güneş'in 112 Acil Servis dışında çeşitli kişi ve kurumlarca 18 defa arandığı belirtilen raporda, ''Oysa Güneş ile arama-kurtarma konusunda uzman bir yetkilinin görüşmesi durumunda kaza yerinin tespitine yönelik daha değerli bilgiler elde edilebilirdi'' görüşü dile getirildi.
     Kaza yerinin tespitinde, cep telefonu sinyallerinin belirlenmesi için mobil baz istasyonlarından herhangi bir fayda elde edilemediği, söz konusu baz istasyonlarının geç intikal ettiği anlatıldı.
     Arama kurtarma faaliyetleri için bölgeye getirilen kamu ya da sivil kişilere ait olan araçların, arazinin zorlu şartlarına uyumlu olmadığı, bunun da çalışmaları güçleştirdiği belirtildi.
     Raporda ayrıca, olayın basına yansımasının ardından bilgi kirliliği yaşandığı kaydedildi.
     Raporda, ''Son kararı verecek olan merci ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeler olduğundan, halen devam eden adli soruşturma da dikkate alınarak, bu aşamada komisyonumuzca başka görüş bildirilmesinin doğru olmayacağı kanaatine varılmıştır'' ifadesine yer verildi.
     Kazanın ardından, 5 Nisan 2009'da, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü başkanlığında kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, ek süre imkanını da kullanarak 4 aylık çalışmasını tamamlamış, ancak, araştırma için önemli bir ayrıntı olan kaza kırım raporu, komisyon çalışmalarını tamamladıktan sonra yayımlanmıştı. Bunun üzerine, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak Başkanlığında yeniden bir komisyon oluşturulmuştu.