Sur’da gerçekleştirilen hendek ve barikat operasyonları sırasında açılan koridor kullanılarak, operasyonların devam ettiği mahallelerden çıkarılan 12-17 yaşlarındaki 11 çocuk, 3 Mart 2016 tarihinde güvenlik güçlerine teslim oldu. Gözaltına alınan çocuklardan F.Y. (16), Ö.S. (17) ve M.Ç. (17) tutuklanırken, R.A. (17), S.K. (14), Ş.A. (16), A.A. (15), F.B. (15), M.S.K. (15), M.F.D. (12) ile R.H. (16) tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Soruşturmayı 14 Haziran 2016 tarihindetamamlayan savcılık, şüphelilerin tamamının’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılanmasını istedi.

Yargılamayı yapan Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, 5 çocuğu ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırdı. Çocukların 12-15 yaşlarında olmasını ve iyi halini indirim nedeni kabul eden mahkeme, cezaları2.5 yıla indirdi. Suça sürüklenen 5 çocuğun tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaate varıldığını belirten mahkeme, cezanın ertelenmesine hükmetti.

15-18 yaşlarındaki 3 çocuğu 3’er yıl 4’er ay, 2 çocuğu 4’er yıl 5’er ay 10’ar gün ve 1 çocuğu da 5 yıl 4 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, Ö.S., M.Ç. ve F.Y.’nin tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Gerekçeli kararında, örgüt üyesi çocukların, operasyonların bitmesi aşamasında, grup halinde teslim olduğunu belirten mahkeme, çocukların kendi istekleriyleterör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu ve güvenlik güçlerine karşı silahlı eylem ve direnişe katıldıklarını bildirdi.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, KARARI BOZDU
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından çocukların avukatları, kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Dosyayı inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Ceza Dairesi, 3ü tutuklu 11 çocuk hakkında verilen hapis cezalarının bozulmasına karar vererek, dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi.

Bozma kararında, PKK/KCK sözde ’yürütme konseyinin öz yönetimi’nden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrıüzerine bölgede yaşanan terör olaylarına dikkat çeken mahkeme, ’öz yönetim’ çağrılarının, terör örgütünün amaca ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerin en önemlilerinden biri olduğunu kaydetti. Kararda, çocukların, Sur’da askerlere ve polislere yönelik eylemlere katıldıklarının sabit olmadığı belirtildi.

’YASAL VE YETERLİ OLMAYAN GEREKÇE’ İLE KARAR VERİLMİŞ
Çocukların’vahim’ nitelikli eylemlere katıldığının kanıtlanması halinde, ’devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak’suçundan da cezalandırılmaları gerektiğini belirten mahkeme, şehrin her tarafındaişlenen; fakat işlenişi üzerinde müşterek hakimiyetbulunmayan veya ortak sıfatıyla katıldığı delillere göre, sabit olmayan ’vahim’ eylemlerden suça sürüklenen çocukların sorumlu olduğunun kabulünün imkanı bulunmadığını kaydetti. Kararda, suça sürüklenen çocukların güvenlik güçlerine yönelik ’vahim’ nitelikteki eylemlere katılıp, katılmadıklarının tespit edilmesi içinçocukların nöbet tuttuğu iddia edilen yerlerde bu tarz bir eylem olup, olmadığının ilgili birimlere sorulması gerektiğini kaydeden mahkeme, çocukların eyleme katılımının tespiti halinde bu suçlardan dosya hazırlanarak, görülen dava ile birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Ulaşılacak sonuca göre eylemlerin ’devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma’suçlarını oluşturup, oluşturmadığının tartışılarak, çocukların hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerektiğini belirten mahkeme, bu durumlar gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeylekarar verildiğine dikkat çekti.

Kararda, ayrıca mahkemenin yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçeyle karar vermesinin kesin bozma nedeni olduğunu belirten mahkeme, tutuklu çocukların avukatlarının tahliye talebinin reddedilmesine karar verdi.

Hürriyet