Gamze ŞENER
Mehmet KAYA
 
İSTANBUL / ANKARA - TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeyi beklenen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı, tarım sektörünü endişeye sevk etti. 10 yılı aşkın bir süredir bekleyen, ancak dönem dönem tozu alınarak gündeme çıkarılan tasarının onaylanması halinde, sadece milli parkların değil, orman alanları ve sulak alanların da tahrip olacağı vurgulanıyor.
 
Ziraat Mühendisleri Odası eski Başkanı Gökhan Günaydın, tasarının geçmesi halinde orta ve uzun vadede herkesin zarar göreceği değerlendirmesinde bulunarak, "Bu yasanın geçmesini bekleyen çok sayıda firma var. O yüzden de bu süreci hızlandırıyorlar. Ismarlama elbisedir. Kimin nereden nasıl yararlanacağını herkes biliyor" diye konuştu.
 
Bir ülkenin sanayisini geliştirmek adına çevresini mahvedemeyeceğini ifade eden Günaydın, sözlerini, şöyle sürdürdü: "Esas olan sürdürülebilir kalkınmadır. Yasa tasarısında tüm doğal kaynakların üzerindeki koruyucu kalkanı kaldıran bir anlayış var. Bu orta vadede ne sanayiye, ne tarıma ne de ülkenin geleceğine bir katkı sağlayamaz. Olsa olsa birilerinin kısa vadede doğayı pazarlayarak zengin olmasını sağlar." Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin de tarım sektörünün söz konusu durumdan olumsuz etkileneceğini ifade etti ve olumlu bir yasa olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
 
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis de doğaya aykırı yapılan her işe karşı olduğunu söyledi. "Tarım alanları tarım amacı dışında kullanılmamalı" diyen Reis, şunları kaydetti: "Anayasada da bunun yeri var. Eğer bu gözardı edilirse, ilerisi çok düşündürücü olur. Bizim hala sulanabilir tarım alanlarımız varken, yurtdışından toprak kiralıyoruz. Dünyada 1 milyarın üstünde insan açlıkla mücadele ediyor. Tarım alanları bu kadar önemliyken, toprağımızı yok ediyoruz. Karar vericilerin bir kez daha düşünmesi gerektiğine inanıyorum, yoksa tarım arazileri için büyük bir risk oluşacak."
 
95 sivil toplum örgütü kampanya başlattı
 
TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu'na karşı, kamuoyu nezdinde duyarlılık oluşturmak için Nasuh Mahruki'nin kurduğu AKUT gibi 95 sivil toplum örgütü kampanya başlattı.
 
Kanunun, koruma unsurunun yerine Özkara, başta doğal sit alanları olmak üzere tabiatı geniş anlamda kullanmayı düzenleyen bir içerikte hazırlandığı ve sivil toplum örgütleri ile diğer ilgili birimlerin görüşlerinin yansıtılmadığı, Türkiye'nin AB taahhütlerini yerine getirmekten uzak olduğu temel eleştiri noktaları olarak dikkat çekti. Greenpeace ve kampanya sözcüsü Hüsrev Özkara, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, tasarının bugünkü haliyle enerji başta olmak üzere, ağır sanayi sektörünün tarım alanlarına açılmasını sağlayacağını söyledi. Türkiye'nin korunmuş doğal alanlarının toplam varlığın yüzde 4'ü seviyesinde olduğunu, bunun yüzde 15'e kadar çıkarılması gerekirken, mevcut alanların kullanımına çeşitli mekanizmalarla izin veren bir mekanizma kurulduğunu belirten Özkara, sivil toplum örgütleri tasarının geri çekilerek katılımcı anlayışla ve koruma unsuru ön plana alınarak yeniden yazılmasını talep ettiklerini kaydetti. Tasarının, "kamu yararı" gibi muğlak kavramlarla idarenin elinin çok güçlü kılındığını, bilimsel ya da sivil toplum örgütleri eliyle hükümet dışı organlarına karar mekanizmalarında hiç yer verilmeyerek, tamamen ekonomik ve kullanmaya yönelik bir mekanizma oluşturulduğunu belirtti. Hüsrev Özkara, "Hatta keyfi uygulamalara yol açabilecek mekanizmalar var. Şimdiye kadar oluşturulmuş tabiat statülerindeki alanlar yeniden değerlendirilmeye alınabilecek. Yeni alanlar oluşturmamız gerekirken mevcutların kullanıma açılması sözkonusu" dedi.

Sözkonusu yasa tasarısında ekolojik etki değerlendirilme raporu istendiğini ancak bir cümlenin olayı tamamen değiştirdiğine dikkat çeken Özkara, "Rapora uymayan yatırımlar için izin, bu yasada da verilmiyor. Ancak ‘üstün kamu yararı' gibi subjektif bir ilave getiriliyor. Yani isterseniz nükleer santral de yapabileceksiniz. Bu koruma yasası değil, kullanma yasasıdır. Çünkü hedef daha fazla HES, daha fazla taş ocağı, daha fazla yapılaşma. Doğal kaynakları sonuna kadar kullanma" diye konuştu.