İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 267. duruşmasında; Mustafa Balbay, Hasan Iğsız, Tuncay Özkan ve Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık hazır bulundu. 
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon, Veli Küçük, Levent Ersöz ve Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 32 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Kimlik yoklamasının ardından, hakkında yakalama emri bulunan YAŞ üyesi sanık Orgeneral Nusret Taşdeler'in tedavisinin devam ettiği Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nden (GATA) telekonferans yoluyla ifadesinin alınmasına başlandı. 

TAŞDELEN'E KİMLİK TESPİTİ YAPILDI

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, görüntüsü ve sesi mahkeme salonuna yansıtılan Taşdeler'in yanında bulunan üye hakim Hüsnü Çalmuk ile konuşarak ifadenin alınacağı odada kimlerin bulunduğu konusunu sordu. Çalmuk, odada zabıt katibi ve bir teknisyenin yanı sıra Taşdeler'in avukatı Metin Güçlü ile Kardiyoloji Uzmanı Mehmet Yokuşoğlu'nun hazır bulunduğunu söyledi. Kimlik tespiti yapılan Taşdeler, Kara Harp Okulu ve Kara Harp Akademisi mezunu olduğunu, Orgeneral rütbesinde subay olduğunu ve 7 bin 300 lira maaşı bulunduğunu ifade etti. Cep telefonu kullanmadığını belirten Taşdeler, dava dosyasında kendisine ait bölümde yazılmış olan telefon numarasının ise eşine ait olduğunu belirtti. 

İNTERNET ANDICI SUÇLAMASI

Taşdeler'e yasal haklarını hatırlatan Başkan Özese, 'internet andıcı' dava dosyasında Taşdeler hakkında iddia edilen suçlamaları okudu. İddianamede, Taşdeler ile ilgili bölümde, "Söz konusu belge ile ilgili olarak adı geçen ihbarda 2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un emri gereği, üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral H. Nusret Taşdeler'in himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığında şube müdürü olarak görevli kurmay albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına, tanık oldum. Yukarıda isimleri geçen şahıslar, görev alanlarının dışındaki birçok konuyla ilgili olarak hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu konuda örnek olması bakımından bahse konu cunta tarafından hazırlanmış bir çalışma EK-B'de sunulmuştur. EK-B'nin altında imza bulunmamasının sebebi evrağın elektronik ortamda gönderilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. " şeklinde ibareler yer almaktadır." şeklinde iddialar yer alıyor. 

22,5 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Nusret Taşdeler'in, "Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda askeri müdahale ortamı oluşturmak amacıyla belirtilen internet siteleri vasıtasıyla kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize ettiği, devlet yöneticilerini baskı altına almak, devlet otoritesini zaafa uğratmak, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, halkı devlet yöneticilerine karşı kışkırtmak ve anarşi ortamı oluşturmak, böylece cebir ve şiddet yöntemleri ile hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, ara yönetici sıfatıyla harekat faaliyetini yönettiği ve örgüt üyelerini yönlendirdiği." iddia ediliyor. Rahatsızlığını beyan etmesi nedeniyle bugüne kadar ifadesi alınamayan ve 8 Ağustos 2011 tarihinden bu yana GATA'da kalan Taşdeler'in 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor. 

"DOĞRULAR ER YADA GEÇ ORTAYA ÇIKACAK"

Suçlamaların okunmasının ardından Taşdeler, 11 ana başlık altında savunma yapacağını söyledi. Taşdeler, 5 Eylül 1965 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nde Başlayan 47 yıllık meslek hayatının her aşamasından onur ve gurur duyduğunu söyledi. Meslek hayatı boyunca hakkında hiçbir soruşturma ve kovuşturma bulunmadığını ifade eden Taşdeler, "İçinde bulunduğum bu durumdan, alnım ak bir şekilde çıkacağıma inanıyorum. Emrimdeki personele her zaman hukuka ve yasalara uymalarını öğütledim. 1 Eylül 1968 tarihinde içtiğim asker andı bundan sonraki hayatımın anlamını içerir." dedi. Hakkındaki iddiaları hakaret kabul ettiğini belirten Taşdeler, "Doğruların er ya da geç ortaya çıkacağını düşünüyorum. Hakkımda açılan davayla ilgili soruşturma evrakları bana ulaştı. Hakkımdaki iddialar zihnen ve bedenen gurur kırıcı, itibar düşürücü, haysiyet zedeleyici, ailemin onuru ile mensubu bulunduğum TSK'nın manevi şahsiyetine ağır bir tecavüz olarak görmekteyim. Benim alnım ak, başım dik. Gerçeğin bir süre üstü örtülsede sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağını biliyorum." diye konuştu. 

MAHKEME NEYİN TELAŞINDA?

Taşdeler, "21'inci yüzyılda medeni alemin üyesi olan anayasasında hukuk devleti olduğu belirtilen Türkiye Cumhuriyeti'ne Ergenekon süreci hiç yakışmamıştır. Benim haleti ruhiyemi savcıların anlamasını beklemiyorum. İddia makamı tüm belge ve bilgileri somut delil olarak değerlendirmiştir ancak subjektif bir yorum yapmıştır. İddianamede kurulan ilişkiler kuşkulu ve varsayımlarla dolu bir iddianame yazılmıştır." dedi. Sanık Taşdeler, "Mahkeme, 1 Ağustos 2011'de başlayacak YAŞ öncesinde iddianamenin kabulünü yetiştirme telaşında olduğu görülmektedir. Tüm süreç hukuk devleti ve adalet anlayışıyla uyum sağlamamaktadır." ifadesini kullandı.  Taşdeler savunmasında, Hamurabi kanunu, Magnakarta, Konfiçyus ve Niche'den örneklemeler yaparak soruşturma aşamasını ve hukuki süreci eleştirdi.