TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ FELSEFESİNİN VE DEĞERLERİNİN İLHAM KAYNAĞI BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü SAYGI, MİNNET VE ÖZLEMLE ANIYORUZ
 

Her ulus, kurucu liderlerine özel bir saygı gösterir. Onlara gösterilen saygının temel özelliği dönemsel değil süreklilik ve kalıcılık arz etmesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ü diğer ulusların kurucu liderlerinden ayıran, 21. yüzyılda değerini ve güncelliğini koruyan özellikleri üzerinde düşünülmelidir. 

O, emperyalizmin ekonomik ve siyasal kıskacındaki Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş ve dağılışının tanığı, kurtuluşun önderi, ulus devlet, üniter yapı temelinde kurulan yeni devletin mimarıdır.

O, çocuk yaşta girdiği Askeri Rüştiyenin (ortaokul), İdadinin (lise) ve Harbiye’nin parlak öğrencisi, Osmanlı İmparatorluğu Ordusu’nun yetenekli kurmay subayıdır.

O, doğuştan gelen yetenekleri ile kurmay zekâsını, her derecedeki kıta hizmetlerine en üst düzeyde yansıtabilen, birliklerini sevk ve idarede anın gerektirdiği askeri stratejiyi eksiksiz uygulayabilen bir komutandır.

O, askeri öğreniminin her derecesinde, üstün nitelikleri ile sınıf arkadaşlarının hayranlığını, kıta hizmetinde komutanlarının takdirini, emirlerine kayıtsız şartsız uyan askerlerinin sonsuz güvenini kazanmış bir subaydır.

O, dönemin uluslararası ilişkilerini, güç dengelerini, ülke güvenliğine yönelik olası tehditleri çok önceden görebilen, çözüm önerileri üretebilen, kişisel gelecek hesabı yapmadan üstlerini açık yüreklilikle uyarmaya çalışan askeri ve siyasal bir stratejisttir.

O, sömürgeleştirilmek istenen bir coğrafyayı yeniden vatanlaştıran, köleleştirilmek istenen bir halkı yeniden ayağa kaldıran, tarihten silinmek istenen köklü bir milletin yeniden diriliş ruhunu ateşleyen önderdir.

O, askeri zaferlerin kalıcılığının ekonomik zaferlerle sağlanabileceğinin, Ortaçağ karanlığından uygarlık dünyasına sıçrayışın ekonomik, siyasal, eğitsel, kültürel, toplumsal, hukuksal devrimlerle mümkün olabileceğinin tarihsel anlamda ispatlanışının simgesidir.

O, ülkeye saldıran emperyalist güçlere karşı yurt savunmasının ve milli çıkarların korunmasının dışında, boş hayallerle ülkenin ve ulusun savaşa sürüklenmesini cinayet olarak değerlendiren bir barış adamıdır.

O, 19 Mayıs 1919, 23 Nisan 1920, 30 Ağustos 1922, 29 Ekim 1923 tarihleriyle sembolleşen, 10 Kasım 1938 ile Türk Milleti’nin kolektif bilincinde ölümsüzleşen kişidir.

O, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarının, varoluş felsefesinin, kurucu değerlerinin, ortak gelecek tasarımının eylemsel ve düşünsel ilham kaynağıdır.

O, izinden asla ayrılmayacağımız, saygı, minnet ve özlemle andığımız Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı