Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kuvvetler ayrılığı ilkesine yönelik eleştirisine Türkiye Barolar Birliği'nden yazılı açıklama ile yanıt geldi.

 Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Çoşar tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Tüm demokrasilerde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti de kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiştir" denildi. Anayasal demokrasilerde, anayasacılık kurumunu işlevsel kılan ve onun ayrılmaz parçasını oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesinin gereğince yasama, yürütme ve yargı erklerinin hiç birisinin bir diğerinin üstünde olmadığının belirtildiği açıklamada, "Bu bağlamda, "seçilmişlerin atanmışlara üstünlükleri' ilkesi üzerine kurulu olan klasik demokrasi anlayışının aksine, anayasal demokrasilerde, başta yasama, yürütme ve yargı olmak üzere anayasal ve kamusal yetki kullanan her organ, kendisine verilmiş olan yetkiyi, başta anayasa olmak üzere yasalara, hukukun üstün ve evrensel kurallarına bağlı olarak kullanabilir" denildi. 

-"BİREY HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KONUSUNDA EN BÜYÜK TEHDİT SİYASİ İKTİDARLARDAN GELDİ"- 

Anayasal demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ilkesini ayakta tutacak ve bu ilkenin etkili biçimde işlemesini sağlayacak ve her türlü iktidar gücü üzerinde iç ve dış denetimler oluşturmak suretiyle hak ve özgürlükleri koruyacak olan en etkili mekanizmanın, denetleme ve dengeleme sistemi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu değerlendirme yer aldı: 
"Her türlü güç/iktidar kötüye kullanılabilir. Kullanılmıştır da. Ama dünya siyasi tarihi bize göstermiştir ki, en çok kötüye kullanılan güç yürütme iktidarıdır. Zira yürütme gücü subjektif olmakla, hemen her yerde ve bütün zamanlarda keyfi kullanılmış, birey hak ve özgürlükleri konusunda en büyük tehdit ve tehlike hep siyasi iktidarlardan gelmiştir. Bizim anayasal sistemimizde olduğu gibi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin özgün biçiminin değil de, onun yumuşatılmış, sulandırılmış biçimi olan "kuvvetlerin işbirliği' ilkesinin işlevsel kılındığı ülkelerde, yasama çoğunluğunu elinde bulunduran yürütme erkinin yasama organına da hükmettiği düşünüldüğünde, mevcut kuvvetler içinde denetleme ve dengeleme işlevini yerine getirecek, bu bağlamda birey hak ve özgürlüklerini, insan haklarını güvence altına alacak ve koruyacak olan kuvvet, yargı erkidir. Bu gücün de bir başka tehlike olan yargıçlar yönetimine dönüşmemesi ve kendi sınırları içinde kalması gerekir." 

-"KONTROLSÜZ GÜÇ, GÜÇ DEĞİLDİR"- 

İktidar sahiplerinin, sahip oldukları iktidarın sınırını bilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, bunu öngöremeyenlerin, eninde sonunda sahip oldukları iktidarı yitireceklerini ve kendilerini başka bir iktidarın yörüngesinde acı çekerken bulacakları belirtildi. "Kontrolsüz güç, güç değildir" denilen açıklamada, "Sonuç olarak, son günlerde gündeme taşınarak tartışmaya açılan, hak ve özgürlüklerin olduğu kadar bireyin devlet karşısındaki başlıca güvencesi olan, kuvvetler ayrılığı ilkesine üzerinde çalışılan Yeni Anayasa Taslağında yer verilmemesi yönündeki düşünce, görüş ve önerilere Türkiye Barolar Birliği olarak karşı olduğumuz hususunu değerli kamuoyu ile paylaşırız" değerlendirmesine yer verildi. (ANKA)

Baro Başkanı'ndan Başbakan'a eleştiri!

İzmir Barosu Başkanı Avukat Sema Pekdaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "kuvvetler ayrılığına" yönelik sözlerine ilişkin olarak, "Demokrasi ve özgürlük mücadelesi her zaman kazanacaktır" dedi.