Muzaffer Kıvanç, Kendisini Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden polis memuru olarak aradığını belirten ve hesaplarında hareketlenme olduğunu söyleyen kişinin tüm yönlendirmelerine kanıp, adeta hipnotize olduğunu belirtti. Kredi kartlarından nakit avans ve bankadan kredi çekip verilen hesaba yatırdığını anlatan Kıvanç, aynı şekilde kızı ve eşinin de kendisiyle telekonferans yöntemiyle görüştürüldükten sonra, evdeki altın ziynet eşyalarını bozdurarak verilen hesaplara yatırıldığını söyledi. Evli 4 çocuk babası Muzaffer Kıvanç, kendisi ve ailesine yönelik telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen dolandırıcılığı şöyle anlattı: "0531-243 70 96 nolu numaradan ev telefonum arandı. 21 yaşındaki kızım telefona baktığında ’emniyetten arıyoruz’ denince bana verdi. İsmimle hitap edilince ’buyrun’ dedim. ’Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden arıyorum, banka ve kredi kartaları hesaplarınızda bir hareketlenme var’ deyip, cep telefonuma yönlendireceğini söyledi. Ev telefonumu kapatıp, cep telefonumu çaldırdı. Açtığımda, ’Hesaplarınızda terör örgütüyle bağlantılı harektelenme var, yardımcı olabilmem için cep telefonunuzu açık tutup söylediğimiz şekilde hareket edin’ dedi. ’Siz bunları söylüyorsunuz, polis olduğunuzu nereden bileyim’ dedim. Bana kağıt kalem alıp, ’ne söylediğimi yazın’ dedi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden Başkomiser Talat Özaydın olarak tanıtıp yaka, sicil ve dahili telefon numaralarını verip, ’buradan bana ulaşabilirsiniz’ dedi. Şahsın polis olduğuna artık inandım." 
’HESABINIZA 2 BİN LİRA YATIRDIK, ÇEKİN’

Kendisine cep telefonunu özelilke kapatmamasının söylendiğini belirten Muzaffer Kıvanç, hemen bir taksiye binip, adını verdikleri bankanın en yakın şubesine gitmesinin istendiğini söyledi. Kıvanç şöyle devam etti: "Cep telefonum açık şekilde Demetevler 3. Cadde’deki bankaya giderken, nerede olduğum, yaklaşıp yaklaşmadığım sorulduğunda 20- 30 metre kaldığını söyledim. ’bekle, bankaya girmeyeceksin’ dedi. ’Bankamatikte sıra var mı?’ diye sordu. ’Yok’ deyince ’oraya geç’ dedi. ’Kartınızı bankamatiğe takın. Biz bu kişileri yakalayabilmemiz için, Emniyet Müdürlüğü olarak bankadaki hesabına 2 bin lira yatırdık’ dedi. Ben de hiç hesaplara bakmadan kartı taktım. Onun dediği şekilde kredi kartımın nakit avans hesabımdan 4 kez 360’şar lira olmak üzere 4 işlem yapıp, bin 440 lira nakit çektim. Ben, bu parayı onların yatırdıkları hesaptan çekiyorum sanıyordum. İlk çektiğim karttan nakit avansım bitmişti. ’Başka kartın var mı’ dedi. ’Var’ deyince, 2 kartımdan daha bu işlemi yapıp limitim kadar nakit avans çektim. Paraları aldıktan sonra kartlarımı cebime koydum. Bana, ’bankamatik fişlerinize sahip çıkınız’ dedi. Ben de fişleri sakladım."

’ATM’DEN CEP TELEFONLARINA TL YÜKLETMİŞLER’ 

Cep telefonu yönlendirmesiyle çektiği paraları, ATM’de kartsız işlem bölümünden 180’er lira olmak üzere söylenen 21 ayrı cep telefonu numarasına 3 bin 780 lira yatırdığını belirten Kıvanç, "Eşimle görüşüp, Çubuk ilçesine işe gitmek istiyorum" dedim. Yine çok nazik bir şekilde ikna ederek, ’eşinizle görüştürürüz’ dediler ve telekonferans yöntemiyle görüşmemi sağladılar. Bana, "Aynı şeyi eşinize veya kızınıza söyleyin, eve gelen polis arkadaşlara yardımcı olsunlar" dedi. Ben de eşime aynı şekilede telefonumu hiç kapatmadan, gelen polis arkadaşlara yardımcı olun’ diyerek Çubuk’a gittim" diye konuştu.

’KREDİ ÇEKİP, SÖYLENEN KREDİ KARTLARINA YATIRDIM’

Kendisine taksi ile gitmesi söylenmesine rağmen otobüsle gittiğini belirten Muzaffer Kıvanç, açık tutturulan telefonundan bu kez ’kredi çekebilir misin?’ denildiğini kaydederek şunları söyledi: "Ben de ’niye kredi çekeyim?’ dedim. ’Siz kredi çekin, adamları yakaladığımızda savcılıktan bu paralar alınıp, size geri ödenecek. Ne kadar çekebiliyorsanız çekin’ dendi. Ben de Çubuk’ta bulunan ilgili bankadan 15 bin lira para çekmek istedim, 12 bin 950 lira nakit aldım. Çektiğimi bildirdiğimde bankadan uzaklaşmamı istediler. Bekledim, aynı bankanın bankamatiğine yönlendirdiler. Oradan kartsız işlemlerden ’kredi kartı borç ödemeye gir’ dediler. Verdikleri 4 kredi kartı numarasına 4 sefer olmak üzere 12 bin lirasını yatırdım. Kalan 950 lirayı da yine beni yönlendirdiği bankamatikten söylediği cep telefonu numaralarına yatırdım." 

EŞİNE DE EVDEKİ TAKILARI BOZDURTMUŞLAR

Görüşmek istediği eşiyle yine telekonferans yöntemiyle görüştürüldüğünü belirten Kıvanç, işlemin bittiğini söylediklerinde telefonunu kapatıp eve geldiğini anlattı. Bu sürede eşi ve kızının cep telefonları ev telefonun da aynı şekilde açık bıraktırıldığını kaydeden Muzaffer Kıvanç, "Eşime, ’eşiniz yanımızda sorguya alıyoruz. Siz de altın ziynet ne varsa bozdurup bankaya yatırın" demişler. Eşim de evdeki ziynet eşyasını bozdurup, 6 bin 750 lirayı verilen bankanın Demetevler Şubesi’nde yine kredi kartı borç ödemesi işlemi ile verilen numaraya yatırmış" dedi.

’5 SAAT TELEFON AÇIK KALDI’

Dolandırıldığığını ise telefonla arayanların ’bankamatik fişlerini yırtın’ deyince anladığını belirten Muzaffer Kıvanç daha sonra şöyle konuştu: "Hesaplarıma baktığımda ise hiçbir hesabımda para olmadığını görünce şok oldum. 6 Kasım’da saat 11.30’dan 16.30’a kadar benim, eşimin, kızımın ve evimin telefonlarını açık bıraktırıp, telekonferans yöntemiyle dolandırıcılık olayını böyle gerçekleştirdiler. Toplam 22 bin lira çarpıldım. Tamamen hipnotize olmuştum. Çünkü beni, ardından eşim ve çocuklarımı da çok iyi ikna etmişlerdi. Kimsenin bu tür olaylara kanmamalarını istiyorum. Eşim ve kızımın psikolojileri de bozuldu. Bu olay sonrası Karşıyaka Polis Karakolu’na gidip, başımdan geçen olayı anlattıktan sonra, para yatırdığım bütün telefon ve kredi kartı numaralarını verip, şikayetçi oldum."