Balyoz darbe planı davasıyla ilgili "Görevli ve emekli 163 personelin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir." diye açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı'na tepkiler büyüyor. Yargıya müdahale edildiğini vurgulayan hukukçular, dün somut bir adım attı. 15 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Hukukçular Platformu, İstanbul Adliyesi'ne suç duyurusunda bulundu. TSK bildirisini yargı yetkisinin gasp edilmesi olarak değerlendiren hukukçular, Anayasa'nın 138., TCK'nın da 277 ve 288. maddelerinin ihlal edildiğine dikkat çekti. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve diğer sorumlular hakkında savcıları işlem yapmaya çağıran avukatlar, suç kapsamını ise 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' olarak gösterdi. 'Genelkurmay'ı anlamakta güçlük çekiyoruz, herkes kendi işini yapsın' yazılı dövizler taşıyan grup adına konuşan Avukat Tülay Sofu, bu hukuk tanımazlığı kabullenemeyeceklerinin altını çizdi. Dün İzmir Barosu'ndan bir grup avukat da, basın açıklamasıyla Genelkurmay'a tepki gösterdi: "Bildiri Anayasa ihlalidir."

Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde yayınlanan bildiride, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir." deniliyordu. Yargılama sürerken böyle bir açıklamanın yapılması kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Siyasiler de TSK'nın açıklamasını yargıya müdahale olarak yorumladı. Açıklamaya sert tepki gösteren hukukçular ise konuyu yargıya taşıdı.

Hukuk Dernekleri Platformu, açıklamaya ilişkin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne gelen Hukuk Dernekleri Platformu üyesi bir grup avukat adına açıklama yapan avukat Tülay Sofu, Genelkurmay'ın açıklamasını 'talihsizlik' olarak değerlendirdiklerini söyledi. Sofu, "Genelkurmay Başkanlığı, hiçbir yetki ve hakkı olmamasına rağmen Balyoz davası yargılama sürecine ilişkin 163 muvazzaf ve emekli subay hakkındaki tutuklama kararının devamı yönünde verilen mahkeme kararını anlamakta güçlük çektikleri yönünde talihsiz bir açıklama yapmıştır. Yargı organları görevlerini yaparken hiçbir şahsın ve kurumun maddi ve manevi baskısı altında olamaz. Baskı altındaki bir yargı adaletle hükmedemez. Yapılan açıklama askeri kurumların, darbelerin geliştirdiği askeri vesayet kültüründen halen vazgeçmediğini göstermektedir. Nasıl ki Genelkurmay bazı şeyleri anlamıyorsa biz de pimi çekilmiş el bombasının elde tutulması emrini vererek 4 askerin ölmesine neden olan subayın korunmasını anlamıyoruz. Ordunun komutanları tarafından döşenen mayınlar yüzünden hayatını kaybeden askerlerin 'PKK tarafından şehit edildi' resmi açıklamasını anlamıyoruz. Millete inat olsun diye 33 insanı kurşuna dizdiren generalin isminin kışlalara verilmesini ve vatani görevini yapan askerlerin kobay olarak kullanılmasını anlamıyoruz. Silahlı Kuvvetler'in geçmişten bugüne anlayamadığımız tasarruflarını uç uca eklesek İstanbul'dan Ankara'ya yol olur. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesindeki basın açıklamasının Anayasa'ya aykırı ve suç oluşturacak nitelikte olması nedeniyle cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz.'' diye konuştu. Grup, yapılan açıklamanın ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve diğer ilgililer hakkında hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu. Dilekçede, Işık Koşaner ve diğer ilgililer hakkında 'yargı görevi yapanı etkileme' ve 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından kamu davası açılması talep edildi.

Savunma Avukatları Derneği Başkanı Muhittin Köylüoğlu ise şu ifadeleri kullandı: "Açıklama hukuki olarak kesinlikle suç. Genelkurmay, 'Biz defalarca darbe planı olmadığını bildirdik' diyor. Mevcut deliller ise Genelkurmay'ı doğrulamıyor, olayın bir seminer planından öte olduğunu gösteriyor. Hükümet kararlılık gösterirse, Genelkurmay Başkanı'nın görevden alınması için bile girişimde bulunabilir. Bunun hukuki temeli mevcut. Çünkü her kurum kendi mensuplarının yargılanmaması, tutuklanmaması, tahliye edilmesi için fetva vermeye kalkarsa bu işin sonu gelmez."

Açıklamayla yargıya muhtıra verildi

İzmir Barosu'na üye bir grup avukat, Genelkurmay Başkanlığı'nın, internet sitesinde 'Balyoz' davasına yönelik yaptığı açıklamaya ilişkin, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunan grup adına İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yapan avukat Mustafa Halit Çelik, açıklamada davayla ilgili açıkça mahkemeye tavsiye ve telkinde bulunulduğunu anlattı. "Yapılan açıklama adeta yargıya muhtıra niteliğindedir." diyen Çelik, şunları söyledi: "Genelkurmay Başkanlığı'nın, er, uzman veya astsubaylar ile ilgili olarak sessiz kalmasına rağmen, general ve rütbeli subay personeli hakkında bu tür açıklamalarda bulunması düşündürücüdür. Anayasamızın 138. ve TCK'nın 288. maddesi gereği Genelkurmay Başkanımız hem 'Anayasa maddesini ihlal' suçunu, hem de 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçunu birlikte işlemiştir. Bu konuda, suç duyurusunda bulunuyor ve ilgilileri göreve çağırıyoruz.'' ÖZDEMİR ÖZKAN İZMİR

Genelkurmay yetkisini aşıyor

Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan, Genelkurmay'ın açıklamasının içerik ve şekil bakımından yargısal sürece müdahale niteliği taşıdığını belirtti. Kayacan, yazılı açıklamasında, "Genelkurmay, Başbakanlık'a bağlı bir güvenlik kuruluşudur. Bu kuruluşun görevleri arasında yargı yerlerinin kararlarını sorgulamak ve eleştirmek bulunmamaktadır. Asker kişilerin tutuklanması da bu ülkede olanaklı olduğu kamuoyuna mal olmuş davalarda görülmüştür. Eşitlik ilkesinin doğası gereği asker kişiler de işledikleri iddia olunan eylemlerden dolayı yargılanabilir ve tutuklanabilirler. Genelkurmay Başkanlığı'na düşen ödev, bünyesinde bulunan görevlilerin suça bulaşmaması için gereken önlemleri titizlikle almasıdır. Genelkurmay Başkanlığı'nın görevleri arasında yargıya intikal eden davalar kapsamında verilen kararları sorgulamak yer almamaktadır. Genelkurmay Başkanlığı, yetki ve görev sınırlarını aşmamalıdır.'' ifadelerini kulandı.

Bakan Yazıcı: TS'nın açıklaması haksız ve çok sakıncalı

Genelkurmay'ın Balyoz açıklamasına bir tepki de hükümetin hukukçu bir bakanından geldi. Açıklamayı 'çok yanlış, haksız ve sakıncalı' bulduğunu vurgulayan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, böyle bir tavrın yargıya 'baskı ve yönlendirme' olacağını söyledi. Yazıcı, "Hukuk devletinde herkes kendi görev alanı içinde hareket etmek zorunda." dedi.



Zaman