Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara Büyükşehir Belediyesini ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, Merkez Bankası başta olmak üzere Ankara'daki kurumlarun İstanbul'a taşınması ve Ankara'nın boşaltılması iddialarını yanıtladı. Gül, Ankara'nın hem kültürel hem ekonomik hem de sosyal anlamda gelişmiş bir kent olduğunu dikkat çekerken, "Ankara'nın boşalması söz konusu olmaz" dedi.

Gül, BDP'nin Güneydoğu'da Kürtçe'nin ikinci bir dil olarak kabul edilmesi istemini değerlendirirken Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu ancak başka dillerin de konuşulduğunu hatırlattı. Gül şöyle devam etti:
Halkımızın konuştu diller bizim dillerimizdir. Bu ayrı bir konudur. Ama Türkiye Cumhuriyetinin dili Türkçedir. Türkçe herkesin ortak dilidir. Türkçe bilmeyenlere öğrenmeyenlere Türkçe öğretmemiz gerekiyor, ama herkes Türkçe biliyor. Hiç kimse Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş olmak istemez. Herkes birinci sınıf vatandaştır. Ama vatandaşlarımızın konuştuğu farklı diller bunlar da bizim kültür mirasımızdır.
Anayasamız bize bütün kültür mirasımızın korunması emrediyor. Kürtçe de Türkiye'de konuşulan bir dildir o da bizim dilimizdir.


"TBMM tüzüğünün karşısında olmak fayda getirmez"

Gül, gazetecilerin BDP'li milletvekillerinin TBMM'DE Kürtçe konuştuğunu hatırlatması üzerine, TBMM'nin bir çalışma tüzüğü olduğunu nasıl konuşulması nasıl çalışılması gerektiğinin bu tüzükte belirtildiğini ifade etti. "Bunların karşısında iş yapmamak gerekir fayda getirmez" diyen Gül, Türkiye'nin daha çok demokratikleştiği bir dönemde herkesiz daha sorumlu, daha dikkatli hareket etmesinin Türkiye'nin yolunu açacağını dile getirdi.

 

Gül: Özhaseki'ye kefilim

Öte yandan; Cumhurbaşkanı Gül; Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Ahmet Sever'e yaptığı açıklamada; "Özhaseki’yi çok yakından ve iyi tanırım. Sonuna kadar kefilim" dedi.

Vatan'ın haberine göre; Gül, daha önce yolsuzluk iddialarıyla ilgili konuşursa taraf olacağını söylemiş ve “Kendimi tutuyorum” demişti.






AA