Malkoç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesinde düzenlenen "Adalet, hukuk ve ombudsmanlık" konferansında, insanın mutluluğu, toplumların huzuru ile milletlerin ilerlemesinin adalet ve hukukla bağlantısı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin kurulduğu ve üzerinde yükseldiği değerin hukuk ve adalet olduğuna dikkati çeken Malkoç, bu değerlere itibar eden ve bağlı kalan toplumların yükseldiğini vurguladı.

Türkiye'de 7,5 milyon üniversite öğrencisi bulunduğunu ifade eden Malkoç, şöyle devam etti:

"Bizde üniversiteye giden öğrenci sayısı, birçok komşu ülkemizin nüfusundan daha fazla. Bu bizim için büyük mutluluk ancak yeterli değil. Üniversitelerde okuyan arkadaşlarımız sadece ders kitaplarından okuduklarıyla yetinmemeli. Özellikle hukuk fakültesinde olan sizler. Kendinizi geliştirin. Türkiye'de 7,5 milyon üniversite öğrenci var, demek her yıl en az 800 bin üniversite öğrencisi diploma alıyor demektir. Hayata atılmak demektir, iş arıyor demektir. Yani mezun olduğunuzda geçmişten işsiz gelenler ayrı, her yıl 800 bin kişi ile yarışacaksınız. Bir yabancı dili biliyorsanız, en az 600 bin kişiyi geride bıraktınız demektir. İkinci bir dil biliyorsanız, ilk 50 bin kişinin içindesiniz demektir. Bu nedenle kendinizi geliştirin."

"300 yıl önce kaybettiğimiz müesseseye yeniden kavuştuk"

Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunun önemli olduğunu ama toplumda çok fazla bilinmediğini aktararak şunları kaydetti:

"Devletin insanlara sunduğu birçok hizmet var. Bu hizmetlerin doğru düzgün ilerleyişi, takibi açısından önemli. Türkiye'de icra dosyaları ile 20 milyon dava dosyası var. Bu dosya, karşı taraflarla birlikte 40 milyon taraf ediyor. Zaten 18 yaş üzeri nüfusumuz da 40 milyon. Yani reşit olan nüfusun hepsi mahkemede. Hakim karar verecek, 40 milyon taraftan en adil yargılamayla bile tarafların yarısı üzülecek, yarısı sevinecek. Devleti yönetenler buna formül bulalım diye ceza davalarında uzlaşmayı getirdi. Arabuluculukla davalar mahkemeye gitmeden çözüm bulunuyor. Millet ile devlet arasındaki ihtilaflarda da kamu denetçileri, ombudsmanlığı koymuşlar. Biz Avrupa Birliği müktesebatına uyum altında ombudsmanlığı aldık ama 300 yıl önce kaybettiğimiz bir müesseseye yeniden kavuşmuş olduk." (AA)