Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Her zaman hukukun üstünlüğü için görev yapan yargı ve Yargıtay'a saldırarak, hiç kimse yargı kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkışmamalıdır. Bu, etki altın alamadıkları kişi ve kurumları etkisizleştirme yolundaki eylem planının uygulanmasıdır. Yargıtay'ın kurumsal kimliğini hedef alan son kaset olayları, halkın da gerektiğinde nasıl bir baskı altına alınabileceğinin pilot uygulamasını oluşturmaktadır. Hukuk yok sayılıyor" diye konuştu.

Ses kaydı iddialarını değerlendiren Eminağaoğlu, iddiaların yeni bir gündem yaratmak için ortaya atıldığını öne sürdü. İddiaları, kurum ve kişilerin saygınlığını zedelemeye yönelik olarak ortaya atıldığını da vurgulayan Eminağaoğlu, "Her gün yeni bir gündem yaratmak ve belirli kişi ve kurumları yıpratarak etkisizleştirmek için, hukuka aykırı yöntemlerle oluşturulan ve hukuka aykırı olarak yayınlanan kaset ve benzeri materyallerle, ülke de siyasi iktidarın beklentilerine uygun bir ortam yaratılmak amaçlanmaktadır. O eksende bir kamuoyu oluşturarak, kurumların ve kişilerin saygınlığı zedelenmeye çalışılmaktadır" dedi.

"Takkiye üzerinden ülke gündemiyle oynuyorlar"

"Daha önce yargı üzerinde ve yine Yargıtay üzerinde de oynanan bu oyun, şimdi tekrarlanarak son olarak yine Yargıtay üzerinde oynanmaya çalışılmaktadır" diyen Eminağaoğlu, ortaya atılan kasetlerle de hukukun üstünlüğünün görmezden gelindiğini dile getirdi. Eminağaoğlu şöyle devam etti:
"Söz konusu kasetlerden yarar elde edebilmek için, hukukun üstünlüğünü görmezden gelenler, hukuka aykırılıktan hasat yapmaya çalışanlar, objektif ve insan haklarına saygılı yayın yapma ilkelerini unutanlar, hukuku kullanan ve hukuku dolananlar, konu kendi beklentileriyle örtüşen kişilerle ilgili olduğu zaman, hemen insan haklarını hatırlayarak o kişiler hakkında yayın yapılmaması doğrultusunda kamuoyu yaratmaya yeltenmekte, takiyye üzerinden, çifte standartla, ülke gündemiyle istedikleri gibi oynama yoluna gitmektedirler. Ancak kendi beklentileriyle örtüşmeyen kişi ve kurumlar söz konusu olduğu zaman, hukuka aykırılıklar üzerinden gündem yaratmaya, hukuk devleti ilkelerini ayaklar altına alarak, yayınlarına devam etmektedirler."

"Telekulak Cumhuriyeti"

Türkiye'nin "Telekulak Cumhuriyeti"ne dönüştürülmeye çalışıldığını ileri süren Eminağaoğlu, "Telekulak ile ilgili yapmış olduğum başvurulardan, her nedense duyduğu rahatsızlık nedeniyle Adalet Bakanlığı, 'telekulak konusunda kamuoyunda infial yaratmakla' beni suçlama ve cezalandırılmamı isteme cüretini bile gösterebilmektedir" diye konuştu.
Ses kaydı iddialarının Yargıtay'a, yargıya ve hukuka, "çok açık ve ağır bir saldırı" olarak yorumlayan Eminağaoğlu, şöyle konuştu: "Her zaman hukukun üstünlüğü için görev yapan yargı ve Yargıtay'a saldırarak, hiç kimse yargı kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkışmamalıdır. Hukuk geç de olsa ülkemizde tecelli etmektedir, edecektir.

Yapılanlar, etki altına alamadıkları kişi ve kurumları etkisizleştirme yolundaki eylem planının uygulanmasıdır. Bir korku toplumu yaratmayı amaçlamak ve herkesi sessizliğe zorlamaktır. Ayrıca, darbeci anlayışın, Anayasa değişikliği ile uygulamaya sokmak istedikleri eylem planlarını da haklı gösterebilmek için, bu planın yargı üzerindeki uygulamasıdır. Yargıya darbe yapmaktır. Bu konudaki yayınların sürdürülmesi ise, hukuka aykırı materyal ve yayınlardan yararlanarak, hukuku baskılamak, edilgenleştirmek, iktidarın hukukunu yaratmaya çalışmaktır. Ancak bunda başarılı olamayacaklardır. Hiç kimse yargı üzerinde ve yargı üzerinden oyun oynamaya, hukuku kullanmaya yeltenmemelidir. Yargıtay'ın kurumsal kimliğini hedef alan son kaset olayları, halkın da gerektiğinde nasıl bir baskı altına alınabileceğinin pilot uygulamasını oluşturmaktadır. Ancak tüm bu hukuksuz girişimlere, hukuk elbette yanıtını verecektir."


Anka