Yargıtay Konferans Salonu'ndaki duruşmada heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk başkanlık etti.

Duruşmayı, Hollanda Yargıçlar İçin Yargıçlar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Evert Van Der Molen ile beraberindeki heyet de izledi.

Hakim Şentürk, duruşmada, geçen duruşmada yazılan müzekkere yazılarına gelen cevapları okudu.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi Başkanlığının ByLock ile ilgili raporunda, sanık Başer ve Özçelik'in isimlerinin abone listesinde bulunduğu ve sisteme girdiklerinin tespit edildiği ancak mesaj içeriklerinin henüz belirlenemediği ifade edildi.

Raporda, sanık Mustafa Başer'in ByLock'a 21 Eylül-20 Kasım 2014 arasında 19 farklı günde 459 kez, Özçelik'in de 17 Ağustos 2014-20 Şubat 2015 tarih aralığında 21 farklı günde 405 kez giriş yaptığı kaydedildi.

Dosyanın önceki sanık avukatlarından Celal S. ile sanık Özçelik'in avukatı Önder D.'nun da ByLock kullanıcısı olduğu aktarılan raporda, bir başka avukat Ahmet S.'nin S. ile D.'ya ByLock üzerinden mail gönderildiği bilgisi yer aldı.

Mailde "Süreci uzatma adına reddi hakim talebinde bulunarak heyeti çalışamaz hale getirmek, iddianamenin gerekirse TRT spikeri tarafından okunmasını sağlamak, Balyoz ve Ergenekon gibi davalardaki savunma argümanlarının kullanılması, yabancı basın ve uluslararası yargı birliklerinin duruşmalara davet edilmesi" gibi tavsiyelere yer verildiği aktarıldı.

Daha sonra rapora ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Kenan Zeybek, ByLock mesajlarında yabancı derneklerle ilgili girişimlerden söz edildiğini belirterek, "Daha önce duruşmayı, yabancı hukuk dernekleri tarafından temsilcilerin takip ettiğini gördük. Bugün de bir kısım yabancı dostumuz duruşmayı takip ediyor. Bunları, zapta geçirilmesi için söyledim." dedi.

Rapora ilişkin söz alan sanık Mustafa Başer'in avukatı Elkan Albayrak, raporun çelişkili olduğunu savunarak, sanıkların ByLock kullanıcısı olup olmadığının bağımsız bir birim tarafından incelenmesini istedi.

Meslektaş avukatlar arasındaki savunma taktiklerinin her duruşmada yapılabileceğini, bunların suç teşkil etmediğini öne süren Albayrak, "Davayla ilgisi olmayan bu yazışmaların deliller arasında yer alması üzüntü verici. Büyük kaygı duydum. Bundan sonra nasıl savunma yapacağız." diye konuştu.

"ŞOK OLDUM"

Raporda ByLock kullandığı tespiti yer alan sanık Özçelik'in avukatı Önder D. ise sözlerine "Şok oldum." diyerek başladı.

Avukat Ahmet S. ile mail yoluyla haberleştiğini belirterek, mesaj içeriğini doğrulayan D., kesinlikle ByLock kullanmadığını savundu.

D., "Şu anda kendimi mi yoksa müvekkili mi savunayım, onun karmaşası içindeyim. Bundan sonra bu dosyada yer alır mıyım, almaz mıyım, bunu değerlendirmek gerekecek. ByLock kullanmadım, meslektaşım tarafından bana mail gönderildi. Bir avukatın 'Bunu geciktirelim, uzatalım, yabancılardan istifade edelim' demesi suç teşkil etmez." ifadelerini kullandı.

Bugün savunma yapmaya hazır olduklarını, hazırlıklarını savunmayı uzatmayla itham edilmemek için tamamladıklarını söyleyen D., ancak şu anda psikolojik olarak savunma yapacak durumda olmadığını kaydetti.

D., söz konusu delillerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, dosyadan çıkarılmasını istedi.

Daha sonra söz verilen sanık Mustafa Başer, kendisiyle ilgili ByLock içeriklerinin belirlenmemiş olmasının, bu programı kullanmadığını gösterdiğini ileri sürdü. Başer ayrıca, avukatlar arasında savunmaya ilişkin görüşmelerin rapora girmesinin suç teşkil ettiğini savundu.

Sanık Metin Özçelik de ByLock kullanmadığını iddia ederek, telefonunun incelenmesi talebinde bulundu. Özçelik, avukat bulmakta zorlandıklarını ifade ederek, buldukları avukatların da baskı altına alındığını öne sürdü.

Mahkeme üyesi Mustafa Kurtaran, sanık avukatlarına yabancı heyetin duruşmalara geliş sürecinin şeffaflığı açısından bir soru sormak istediğini belirtti.

Kurtaran, yabancı heyetin gelişini kimin organize ettiğini, bunun için hangi kaynağın kullanıldığını, FETÖ'nün arkasında olduğu kuruluşların yabancı heyetlere maddi kaynak sağlayıp sağlamadığını sordu.

Avukat D., Hollanda'da AB himayesinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu olarak çalışan vakfın başkanıyla 2015 Temmuz ayında ilk kez temas kurduğunu, vakıf temsilcilerinin, Türkiye'de iki hakimin yargılanmasının kendileri için önemli olduğunu belirterek duruşmaları nasıl izleyebilecekleri konusunda yardım istediklerini anlattı. Kendisinin yalnızca duruşma gününü heyete ilettiğini dile getiren D., masrafları ise karşılamadıklarını bildirdi.