Ancak onlarınki diğerlerinden biraz farklı. Çünkü bu kez 'atılan' değil 'satılan' yumurtalar baş ağrıtıyor. Üniversite tam 3 yıldır yumurta davasıyla çalkalanıyor. Veteriner Fakültesi tavukçuluk ünitesi bünyesinde, eğitim çalışmalarında kullanılan 900 civarında tavuk bulunuyor. Bu tavukların yumurtalarının bir kısmı yemekhanede kullanılırken büyük bölümü satılarak üniversiteye gelir sağlanıyor. Eski Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Nur, dönemin rektörü tarafından bu yumurtaları satıp parasını yemekle suçlanınca ortaya 'yumurtadan' üç ayrı dava çıktı. Bunlardan beraat eden Prof. Nur, şimdi karşı davaya hazırlanıyor.

Prof. Dr. İsmail Hakkı Nur, 2004-2007 yılları arasında fakültenin dekanlığını yaptı. Ancak Nur, dekanlığından ziyade hakkındaki soruşturmalar ve davalarla ünlendi. Sahte belge ile öğretim üyeliği yaptığını iddia ettiği bazı akademisyenler hakkında savcılığa suç duyurusu yapmış, bazı yolsuzluk iddialarında bulunmuştu. Fakat dekanlık görevi bittikten sonra hakkında 24 adet soruşturma açıldı. İdari cezalar ve davalar birbirini takip etti. Bunların biri hariç hepsinden aklandı. Bunlar arasında en ilginci ise 'yumurta davası'ydı. Veteriner Fakültesi Tavukçuluk ünitesi, 320 gözlü bir kümes. Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde 900 civarında tavuk var. Bunlarla araştırma, doktora, yüksek lisans çalışmaları yürütülüyor. Üretilen yumurtalar ise personel yemekhanesi, kreş ve öğrenci yemekhanesine gönderiliyor. 2007 yılında, dönemin dekanı Prof. Dr. Tayfur Bekyürek, selefi Prof. Nur'u rektörlüğe şikayet etti. İddia, piyasa değeri yaklaşık 25 bin lira olan 4 bin 500 civarında yumurtanın satılıp paranın zimmete geçirilmesiydi. Bunun neticesinde, hakkında hem disiplin hem de ceza soruşturması açıldı.

Hazırlanan raporda, 'görevinden çekilmiş sayma cezası' verilmesi istendi. Fakat üniversite disiplin kurulu bu cezanın çok ağır olduğu gerekçesi ile reddetti. Daha sonra rektörlük, eski dekan hakkında 8'de 1 oranında maaştan kesme cezası verdi. Suçlamaları reddeden Prof. Nur, YÖK'e itirazda bulundu. Bir ay içinde cevap gelmeyince Kayseri 2. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme cezayı iptal etti. Bunun üzerine rektörlük, kararı bir üst mahkemede temyiz etmek yerine yeniden YÖK'e gitti. YÖK 8 ay sonra kararını bildirdi ve aylıktan kesme cezasını rektörlüğün takdirine bıraktı. Rektörlük bir kez daha maaş kesme cezası verdi. Böylece toplamda 1.000 lira kadar kesinti yapıldı. Ayrıca Prof. Nur, gerek disiplin suçlamaları nedeniyle idari mahkemede gerekse ceza davası sanığı olarak adli yargı önünde yargılandı. İdare mahkemesi bir kez daha disiplin cezasını iptal ederken maaşından kesilen miktarın da iadesine hükmetti. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi de iddiaların doğru olmadığına, dolayısıyla eski dekanın beraatine karar verdi.

Prof. Nur, bütün bunların başına, yolsuzluklarla mücadelesi nedeniyle geldiğine inanıyor. Fakat bundan sonra da aynı sorumluluk duygusu içerisinde hareket edeceğini vurgulayarak, "Bunlar bizim mesleki diplomalarımız gibi gururla taşıyacağımız kararlar, beraatlerdir. Açılmış soruşturmalar, bizi inandığımız değerlerden alıkoyamaz. Şimdi ben de yasal haklarımın sonuna kadar takipçisi olacağım." diye konuşuyor.

 

Zaman